“Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imâr eder. İşte doğru yola ermişlerden olmaları umulanlar bunlardır.” (Tevbe, 18)
AK Parti Hükümetleri’nin en önemli icraatlarından birisi de medeniyetimizin tapuları olan bütün tarihi eserleri ihyâ etmesidir. İmâr ettiği en önemli eser ise hiç şüphesiz İstanbul Büyük Çamlıca Camii’dir.
Temeli 6 yıl önce atılan ve aynı anda 63 bin kişinin ibadet edebileceği has bahçesi, konferans salonu, kütüphanesi, müzesi ve sanat galerisiyle külliye formunda inşa edilen Büyük Çamlıca Camii, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 3 Mayıs 2019 Cuma günü açılmıştı.
Camiye yoğun ilgi
İstanbul’un 7 Tepesi üzerinde bulunan selâtin camilerinin bir yansıması olarak, Anadolu Yakası’nın yeni mührü hiç şüphesiz bu anlamda Büyük Çamlıca Camii’dir. İlginin yoğunluğu da “8. Tepe” özelliğine kavuşmasından kaynaklanmaktadır.
1980 yılların başına kadar İstanbul’un çoğu noktasından selâtin camilerini görmek mümkünken, bugün bu özelliğe (gökdelenlere rağmen) bulunduğu konum itibari ile Büyük Çamlıca Camii de dahil olmuştur. İstanbul’un çoğu noktasında yönünüzü Çamlıca’ya çevirdiğinizde bu caminin minareleri gözünüze çarpıyor.
Söylenenin aksi oldu!
“Hangi akıllının başına Çamlıca Tepesi’ne 60 bin kişilik cami yapmak gelir ya? Bir kere doldursunlar ellerini öperim…” diyenlerin aksine burası artık İstanbul’un çekim merkezlerinden birisi olmuş vaziyette. Dünyanın her milletinden burayı görmek ve ibadet etmek için gelenler, “bu eserin yapılmasına vesile olan ve emeği geçen herkesten Allah razı olsun” duasını ediyor.
Camiye girme âdâbı
Camiler Allah’ın evleri, buraya gelenler ise ev sahibi olan Allah’ın misafirleridir. Rahmet, birlik ve kardeşlik gibi toplumun hayatını güçlendiren manevi unsurların bulunduğu cemaate ve bu cemaatin toplandığı yer olan camiye giderken bazı dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. “Ey Âdemoğulları! Her mescide güzel elbiselerinizi giyerek gidin, yiyin, için fakat israf etmeyin, çünkü Allah israf edenleri sevmez” (A’râf, 31) emrinin yanında, bazı dinî ve ahlâkî esaslara riayet etmek gerekir.
“Allah’ın Evi” diye nitelendirilerek yüceltilen camilere girecek kimselerin maddi pisliklerden temizlenmiş olmalarının yanında cünüplük gibi hükmî, küfür gibi manevî kirliliklerden de arınmış olmaları gerekir. Cünüp, hayız ve nifas gibi hallerden temizlenmeden bu mekânlara girilmesi yasaklanmıştır. Dolayısıyla cami ve mescitlere giderken her şeyden önce cami âdâbına dikkat edilmesi önem arz etmektedir.
Cemaat rahatsız oluyor
Diğer selâtin camilerinde olduğu gibi Büyük Çamlıca Camii’nde de yoğun ilgiye rağmen caminin ihyâsında bazı arızi durumlar göze çarpmaktadır. Cami âdâbına rivayet edilmediği, bunun da cami cemaatini rahatsız ettiği gözlenmektedir.
Bu mekânlar ibadet saatlerinde belli bir düzene sokulmalı, baş-bacak açık, yalın ayaklıların turistlerin arz-ı endam etmesine müsamaha gösterilmemelidir.
Diyanet İşleri Başkanlığı’na, özellikle de kurumu sevk ve idare eden Prof. Dr. Ali Erbaş’a bu hususta çok büyük bir yükümlülük düşmektedir. Yoksa yeryüzünün cennet bahçeleri olan camilerimiz turistlerin âdâba riayet etmeden gezip, mimarî eser olarak gıpta ile baktıkları yer olmanın ötesinde bir şey ifade etmeyecektir.