Dün bir çağrıda bulunmuş, ilk Cuma namazı Ayasofya’da kılınsın demiştik. Bu dileğimiz fethin 567. yılında da gerçekleşmedi. Ayasofya 85 yıldır mahzundu, kutlu fethi yine cemaatten yoksun bir şekilde karşıladı.
Koronavirüs (Kovid-19) salgını sebebiyle 16 Mart’tan beri camilere hasret olan müminler, Türkiye’nin her yerinde akın akın camilere koştular. Sadece camilere değil, cemaate ve aylardır kılamadıkları Cuma’ya. Camiler bugün bir başka şendi, ne Ramazan’ın teravihine, ne bayramına benziyordu. El firak, el firak yakarışları son buluyor, âşıkların maşukuyla vuslatı gerçekleşiyordu.
***
Mâbedlerde;
Mekke’nin fethiyle Kâbe’ye...
Kudüs’ün fethiyle Mescid-i Aksa’ya...
Endülüs’ün fethiyle Kurtuba’ya...
İstanbul’un fethiyle Ayasofya’ya kavuşanların sevinci yaşanıyordu.
Gönüllerden dudaklara firar dualar bile başkaydı.
***
Bize de Ayasofya’ya niyet edip, Fatih’te ilk Cumayı kılmak sahip oldu.
Huzurda her ne kadar mahcup olsak da, bugün Fatih Camii yine bir başkaydı;
Cuma’yı birlikte edâ etme müjdesine nail olanlarla...
Secdeye varanlarla...
Şükür namazı kılanlarla...
Cuma vaktinin sırrına vâkıf olmak için gözyaşı dökenlerle...
İçinden geçtiğimiz zor günler için şifa dileyenlerle...
Bahçesini, iç avlusunu ve dahi kubbesinin altını dolduranlarla coştu da coştu.
Öyle bir coşku ki görmeye değil, yaşamaya değer.
***
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş hutbeyi Asr-ı Saadet’le, Ashab-ı Suffe’yle, özlemle, hasretle, kullukla, şükürle, besmele, hamdele, selveleye taçlandırıp, “Ya Rab bizleri bir daha camilerimizden mahrum eyleme” dedikçe âminler semaya yükseldi. Aylardır mihrablardan, minberlerden ayrı kalanlar kıyama durup, secdeye kapandı.
Fatih’in emanetini devralan vekiller, bakanlar, alimler, müşavirler, Müjdeli Komutan’ın huzurunda boyun büküp, Fatihalar gönderdi... Fatih Sahn-ı Semân Medresesi’ndeki Kur’an hâdimleri ziyaret edilip, ruhlar şenlendirildi.
Allah bizleri bir daha mâbedlerde cem olmaktan beri eylemesin.