AZERBAYCAN-TÜRKİYE
Bir ananın iki oğlu,
Bir ağacın iki kolu.
O da ulu, bu da ulu
Azerbaycan-Türkiye...
Dinimiz bir, dilimiz bir,
Ayımız bir, yılımız bir,
Aşkımız bir, yolumuz bir
Azerbaycan-Türkiye...
Bir milletiz, iki devlet
Aynı arzu, aynı niyet.
Her ikisi cumhuriyet
Azerbaycan-Türkiye...
Birdir bizim her hâlimiz
Sevincimiz, melâlimiz.
Bayraklarda hilâlimiz
Azerbaycan-Türkiye...
Ana yurtta yuva kurdum,
Ata yurda gönül verdim.
Ana yurdum, ata yurdum
Azerbaycan-Türkiye...
Bahtiyar VAHABZÂDE
Azerbaycan neresi mi?
Tüm Türk Dünyası’nı gözünüzün önüne getirin. Bu coğrafyayı bir beden gibi hayâl ediniz.
Hazar’ın ve Kafkasya Dağları’nın doğusunda ve kuzeyinde kalan Ulûğ Türkistan ve Kıpçakeli, Moğolistan’dan, Çin Seddi’nden Yakutistan’a kadar Türk Medeniyet Toprakları gövde, Azerbaycan, mevcut bağımsız toprakları ve İran’da kalan Güney Azerbaycan boyun, Türkiye ise o büyük bedenin başıdır.
Türkiye’nin baş olduğunu Turaneli’nin her yerindeki Türkler bilir, Medeniyet Coğrafyamızdaki diğer Müslüman Milletler de bilir. Bu gün Azerbaycan’lı ile Pakistan’lı, Turan’lı ile Sûdan’lı Türk Milleti için baş, beyin, katarın lokomotifi benzetmesini yapar.
Türk Dünyası ile Türkiye arasındaki boyun Azerbaycan’dır.
Karabağ’ın işgâli ile boynumuzu kestiler. Düşünün petrol Hatları, Gürcistan Dağları’nı aşmak ve dolaşmak zorunda kalmıştır. Karşımızdaki ezelî düşmanlar bizi terörle tehdit ederken, kardeşlerimiz Azerbaycan, Katar, Libya, Sudan, Türk Cumhuriyetleri, Bosna gibi henüz askerî gücü yetersiz ülkelerle tehdit etmektedirler.
Ermenistan’ın Azerbaycan’a saldırmasının arkasında öncelikle Rusya ve Fransa vardır. Her iki ülkede de Ermeni Lobisi güçlüdür. Oysa her iki emperyalist ülkede de Türk ve Müslüman azınlık Ermeni nüfustan kat kat fazladır. Ancak, diaspora etkinliğimiz maalesef zayıf kalmaktadır. Oysa en son Türk Keneşi’nde Cumhurbaşkanımız, “Bir dış ülkede bir milletin bir tane diasporası olur.” dedi. Yani Rusya’da, Türk, Azerbaycanlı, Kazak, Özbek, Türkmen, Tatar, Kırgız vb. olmaz. Türk Diasporası olur.
Türk Keneşi, diğer ülkelerde Türk azınlık ve diaspora faaliyetlerini Türkiye’nin öncülüğünde yürütmelidir.
Bu gün Rusya Ordusu’nun en iyi subayları Türk’tür. Savunma Bakanı Sergey ŞOYGU, Tuva Türkü bir General, hatta Ermenistan’da konuşlu Rus Birliklerinin Komutanı da Dağıstan’lı bir Türk. Buna şaşırmayın Rus Çarlığı yıkılırken Kızıl Ordu’ya karşı savaşan Çar Orduları’nda da Çar’a sâdık birçok Türk General ve Subaylar vardı.
Rusya’yı tanımalıyız.
Bu gün Azerbaycan Ordusu’nda Savunma Bakanı günlük brifingini Rusça almaktadır. SSCB’den ayrılan tüm Türk Devletleri’nde yerli ve Milli Unsurlarla, Rusya yanlılarının kavgası sürmektedir. Ermenilerin Karabağ’ı işgali, 3 milyon Azerbaycan Türkü’nün sürgünü, yüz binlercesinin katledilip, tecâvüze uğramasına rağmen hâlâ Ermenistan’daki Ermeni oligarklarla kız alıp veren Azerbaycanlı devlet ricâli vardır.
Özet, Rusya’yı tanımadan hiçbir Bağımsız! Türk Cumhuriyeti’ne dönük mütâlaâ yapmayınız.
Azerbaycan’da Ermeni saldırısında, Türkiye Kara Harp Okulu mezunu, kahraman ve erken terfîli bir Tümgeneral, bir albay, iki binbaşı, üç erbaş yedi asker aynı anda şehid oldu. Bulundukları yerin koordinatlarını Ermenilere Azerbaycan Gn. Kurmay Başkanı şu anda Rusya sınırları içinde kalan Derbent (Dağıstan) doğumlu Nəcməddin SADIQOV’un verdiğini söyleyen birçok haber çıktı Azerbaycan’da. Acı ama durum bu.
SSCB’den ayrılan Türk Cumhuriyetleri’nin tamamında az ya da çok demokrasi, Devlet teâmüllerinin oluşması gibi sorunlar var. Bu sorunlar sonucu kontrol zorlaşıyor. Çünkü şeffaflık yok. Çünkü Milli Devlet Bilinci maalesef kırsal kesimdeki halk kadar eğitimli zevatta gelişmemiş.
Esâsında Azerbaycan’ı muammâlı hâle getiren birçok faktör var.
Mâlum, Osmanlı-Safâvî ayrışması iki Oğuz Boyu’nu birbirinden uzaklaştırdı. Akabinde Fârisî Şia, bu ayrışmayı körükledi. Sonrasında Rus İşgâli bu bölgede kalıcı ve kötü izler bıraktı. Bu izlerin peşinden giden menfaat guruplarını da düşünün. Acı ama şimdiki Ermenistan’ın başkenti Erivan yani Revan, Osmanlı ve Safâvî Türk Devletleri arasında kaç kez el değiştiriyor. Sonucunda Rus İşgâli ve Ermenistan.
Önemli bir dönem, Azerbaycan’ın işgâline karşı Kafkas İslâm Orduları ile Osmanlı’nın yıkılırken dahî gösterdiği direnç. Bize kalan asıl miras budur.
Oyun büyük. Asıl hedef ise Türkiye’dir.
Ermenilerin en son saldırdıkları Tovuz Bölgesi çatışma alanı olan Dağlık Karabağ’dan çok uzaktadır. Buraya taarruzun arkasında Azerbaycan Türkiye Petrol Boru hatları Güzergâhı vardır. Türkiye’nin karşısına çıkamayanlar PKK gibi Ermeni terör örgütü ASALA’nın devamı örgütleri, Yunanistan, Ermenistan, Sırbistan gibi kuklaları kullanmaktadırlar.
Türkiye ne ülkesindeki kamuoyunu ne de diasporasını yeterince kullanamamaktadır. Cumhurbaşkanımızın önüne Psikolojik Harp/Harekât Faaliyetlerini planlayıp koyacak bir teşkilâtımız maalesef hâlen yoktur. Bu işler istihbârat servislerinin boyunu aşar. Dolayısı ile Cumhurbaşkanlığımızda kurulacak, Psikolojik Harp/Harekât Merkezi (Medeniyet Değerleri Merkezi) ve MGK bünyesinde kurulacak Psikolojik Harp/Harekât Enstitüsü’nü (Medeniyet Değerleri Enstitüsü) tekrar teklif ve arz ediyoruz.
Aziz Milletim.
Azerbaycan gerek Türkiye, gerek Türk ve İslâm Dünyası’nın tamamı için çok önemli bir konumdadır. Azerbaycan bizim sınır komşumuzdur. Karşılıklı bağımlılığımız artmaya devam etmektedir. İlgimizi arttırmalıyız. Ermenistan’ı Ermenilerin yöneteceği bir zemin oluşturulmalıdır. Ermeniler, Fransa, Rusya, ABD gibi emperyalistlerin baskısından kurtarılmalıdır. Bu gün Ermenistan Vatandaşlarının çalışmaya geldiği ilk ülke Türkiye’dir. Ermenistan’daki kin ateşini ne şekilde olursa olsun söndürmek boynumuza borçtur.
Azerbaycan Türkleri için Türkiye ne ifâde ediyor?
1999 Marmara depremiyle sarsılan Türkiye’nin yanında olan Azerbaycan halkı, dost elini ülkemize uzatmıştır. Bu depremde birçok insanı olduğu gibi Vahabzade’yi de duygulandıran bir olay yaşanır. Türkiye’de deprem olduğunu duyan Azerbaycan halkı Türkiye’ye yardım için seferber olur.
Ahmetli kasabasından gelen ihtiyar, eline tutuşturduğu on bin manatı, yaklaşık iki dolar, görevli şahsa uzatır, orada bulunan vazifeli, yaşlı vatandaşın durumundan kendisinin de yardıma muhtaç birisi olduğunu anlar ve:
– “Bu parayı sen kendin için kullansan senin de ihtiyacın vardır” der.
İhtiyar:
– “Benden önce orada, Türkiye’de kardeşlerim zor durumda az da olsa bu parayı onlara ulaştırın” cevabını verir.
Türkiye’yi derinden sarsan bu felaketin yankılarını Vahabzade’nin “Deprem” şiirinde görmek mümkündür. Bu şiirde şair duygularını şöyle dile getirir:
İşitince ata yurtta depremi,
Aktı yaşım, döndü başım Türkiye.
Her derdimin, her gamımın ortağı
Can kardaşım, can kardaşım Türkiye.
Var mı kaza, var mı bela bu kadar?
Seninleyiz biz ki ömür boyunca
Facianı biz uzaktan duyunca,
Gözlerimden aktı yaşım, Türkiye.
Öz hükmü var her zamanın, her anın,
Yaman günde yanındayız biz senin
Ana yurtta vatanımsan, vatanım,
Vatanımda vatandaşım, Türkiye.
Tarih boyu bu ahdimiz sarsılmaz,
Türk Milleti har olmamış, har olmaz.
Her beladan Türkün beli kırılmaz.
Sen benim can sırdaşım, Türkiye.
(Vahabzade, Bahtiyar, Akıl Başka Uzak Başka, Azerneşr, Bakı 2000, s. 171.)
24 Ağustos 2001 tarihinde Türk savaş uçaklarının Bakü semalarında uçarak Azerbaycan’ın yanında olduğunu göstermesine Vahabzade çok sevinir, Türk uçaklarının gösterisini ağlayarak izler ve duygularını şöyle dile getirir:
Öz helal Türk yıldızlarım
Uçtu benim öz yurdumda
Aslan gücü, kaplan azmi
Bana parmak gösterenlere
Öz yerini bellettiler
Onlar Bakü semasında
Yürek şekli resmettiler
Dediler ki, sizinledir
Daim bizim yüreğimiz
Her aşkımız, dileğimiz.
Sen ey bana güç gösterip
Bazen beni hedeleyen (bana gözdağı veren)
Onlar sana gösterdi ki,
Tek değilim dünyada ben
O gün bakıp gökte uçan yıldızlara
Ben kendimi arkalı bir dağ sayırdım
Sevincimden ağlayırdım.
Türkiye, semâsında Türk Uçaklarını görünce gözyaşı döken Azerbaycanlı kardeşlerine elini ve yüreğini uzat.
Türkiye, ecdâdından da uzakları gör. Hesâbını büyük yap. Bak Rus’a, Acem’e, Fernk’e, Kraliçe’ye, İngiltere, ABD’ne.. Onların kanla ve tecavüzle yapmaya çalıştıklarını sen sana duyulan sevgiyle, bağlılıkla, İmân Kardeşliği ile yapabilirsin.