Haberin Kapısı
2021-12-15 13:11:06

Bu sese kulak verin

Sabri Gültekin

halilsivasi@yahoo.com 15 Aralık 2021, 13:11

Ezanlar okundukça yeryüzü mescidleri, iftar sofraları gibi şenlenir. Daha önce defalarca tattığınız kutlu davet, ruhu hazan mevsiminden alıp haz mevsimine seyahat ettirir. Kevser damlacıkları, meleklerin seremonisiyle ruhunuza damlayıverir.

Ezan-ı Muhammediye ; kurtuluşu muştulayan, risâleti haykıran, akti 5 vakit tazeleyen, güneşi peşine takarak âlemleri şûlesine hayran bırakan, elle tutulan ve tutulmayanı BİR huzurunda cemleyendir.

Ezan nâmedir; Bilâllerin yanık sesinde, Abese’yle müjdeli âmâ Abdullah İbn-i Mektûm ların nefesinde. Sabâ, Dilkeşhâveran, Rast, Hicaz, Hicaz, Segah, Uşşak, Bayatî, Nevâ makâmları birbiriyle cûş u hurûş eyler gök kubbede. Gönülleri yakar; fakat târûmar etmez asla.

Dünyada Müslümanı mutlu eden en güzel ses ezan sesidir. Bu kutlu çağrıyı duyunca ne uykunun ne de dünyalık uğraşların bir anlamı kalır. Salâha ve felâha çağıran bu çağrı ile cüzzî sıkıntılarından sıyrılmak için Rabbi’nin huzurunda küllî terapi seansına girenlerin ruhu arınır. Arınmışlar topluluğu her seansın ardından yeniden doğmuş gibi dünya hayatına yeniden başlar. Bu öyle bir mucizevî döngü, öyle bir uhrevî hâl ki dünyaya değer.

***

Camiler; saf tutarak cem olma, Kâbe’ye yönelme, sükûnetle kıyama durma, secdeye eğilip Yaradana yakınlaşma, her şeyi duyan Allah’la (c.c.) konuşma, O’na iltica etme yeridir.

Câmiler; âşıklar ordusunun tekbîrleri, tehlîlleri, salât ü selâmları eşliğinde Allahû Ekber terennümlerinin tevhid senfonisine dönüşerek arşı âlâya yükseldiği ulu mâbedlerdir.

Câmiler; tıpkı Asr-ı Saadet’e eren Ashab-ı Suffe gibi, özlemle, hasretle, kullukla, şükürle, besmele, hamdele, selvele ile taçlanıp “ Yâ Râb bizleri cem olmaktan mahrum eyleme” dualarının âminlerle semaya yükseldiği mekândır.

İşte cem olunan yeryüzünün mescidlerinden birisi de Beyoğlu Fetihtepe Merkez Camii’dir. Ara sıra yolumu düşürüp Rabbime yöneldiğim bu camide; salâh ve felâha çağıran ezanıyla, namaza hazırlayan kâmetiyle, namaz sonrası okuduğu aşırla Kur’an aşkını için için alevlendiren, yürekleri yakan sesiyle, nefesiyle ruhları meftun kılan bir isimden bahsedeceğim.

***

Adı Hâfız Muhammed Yahya Yıldızhan . Henüz 16’sında. Aslen Diyarbakırlı olan Beyoğlu Fetihtepe Merkez Camii imam hatibi Hacı Yıldızhan hocaefendinin mahdumu. Kur’an-ı Kerim’i ilk eğitmen ve öğretmeni olan babasından öğrenerek, her daim onun gölgesinde yürüdü. Kendine ilk öğretmenlik yapan imam hatip babasını rol model seçerek, gelişme çağında dünyanın en ünlü kârilerini dinlemeye başladı.

Her gün Kur’an okuma iştiyakı artarak devam eden Muhammed Yahya, 2017 yılında Abdüsselam Kur’an Kursu’nda hafızlığa başladı. Kurs hocaları ondaki istidadı fark ederek, özel ilgi gösterdi. Hâfız Recep Cenik, Hâfız Abdurrahmah Yılmaz ve Kurra Hâfız Mahmut Ekşi hocaefendilerin rahle-i tedrisatında ikmâl ederek 15 ayda hâfız oldu. Bu dönemde kendini geliştirmek için ulusal Kur’an okuma yarışmalarına katılarak dereceler elde etti. Muhammed Rıfat, Mustafa İsmail, Muhammed Sıddık el-Minşâvî , Muhammmed İmran, Kâmil Yûsuf el-Behtîmî gibi Mısır’ın en eski ve meşhur tüm kârilerini dinleyerek okuma tekniğini geliştirdi. Ve zengin okuma tavrıyla dikkatleri üzerine çekti.

Hâfız Muhammed Yahya, zaman zaman babasının görev yaptığı İstanbul Beyoğlu Fetihtepe Merkez Camii’nde ezan, gâmet ve aşırlarıyla cami cemaatını mest eden biriyken, 2020 yılının Ramazan’ında Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT 1) tarafından düzenlenen “ Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması ”nda gerçekleştirdiği tilavetleriyle hem hocaların hem de bütün Türkiye’nin takdirini topladı. Hem yarışmacıların en küçüğü olarak, hem de muhteşem tilavetleriyle jürinin ve kendini izleyen milyonların aklını aldı!.. Seyirciler her dinleyişte “ maşâllah” demekten kendini alamadı.

***

Hâfız Muhammed Yahya yarışma boyunca jüriden (Mehmet Ali Sarı, Osman Eğin, Osman Şahin ve Halil Necipoğlu) aldığı tam puanlarla 7 kişi ile birlikte finale kadar yükselerek büyük bir istidat olduğunu ispatladı. “ Bin Aydan Daha Hayırlı Kadir Gecesi”nde düzenlenen “ Kur’an-ı Kerimi Güzel Okuma Yarışması Finali ”nde aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da olduğu misafirlere İsrâ 9 ilâ 14 ve Kadir Sûresi’ni tilavet etti. Diğer Kur’an bülbülleri gibi makâmât âleminde gezerek, dinleyenleri tefekküre daldırarak, gönüllere dokunarak, hâlden hâle sokarak ruhlara dinginlik, sekinet ve sükûnet verdi.

Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması Finali sonunda Hüseyin Akbulut birinci, Muhammed Sizcan ikinci, Eyyüp Ensar Kılıç üçüncü olurken, yarışmanın en genç finalisti olarak büyük takdir toplayan Hâfız Muhammed Yahya Yıldızhan gönüllere taht kurdu.

***

Şöhret önce insanın nefsini okşar, sonra gönlündeki ve elindeki bütün güzelliklere göz dikerek mum misâli eritir. Bununla da yetinmeyip; hem dünyasını hem de ukbâsını zelîl eder. Peygamberî ifadeyle; “ Şöhret afettir”.

Hâfız Muhammed Yahya artık “namazda gözü, ezanda kulağı olanların” tanıdığı bir simâ. Geçtiğimiz günlerde Beyoğlu Fetihtepe Merkez Camii’nde hemhâl olduğumuz “ Yürüyen Kur’an” Hâfız Muhammed Yahya’nın sesi yarışmadan öncekine göre doğal olarak biraz değişmiş.

Konuştukça gönlündeki güzelliğin ışıltıları önce gözlerine, sonra tane tane dökülen sözlerine yansıyor. “ Popstar”lık taslamadan, kibre, riyâya kapılmadan, ilim meclislerinde pişerek sırât-ı müstakîm üzere olmanın heyecanını paylaşıyor.

***

Hâfız Muhammed Yahya, ekranlarda ve hayatında ortaya koyduğu performans ile Millî Şairimiz Âkif’in özlediği “ Âsımın Nesli”ne dair ümitleri yeşertiyor. Hızla “dijital çağ”a evrildiğimiz bir dünyada yavaş yavaş, amma velâkin gür bir şekilde filizlenen bu nesil, Türkiye ve dünyanın manevî şeklini belirleyici aktörü olmaya hazırlanıyor.

Bu nesil; popülerlikten uzak, ayakları yere basan, ahlâk ve maneviyatı düstur edinen, ilim ve bilimi önceleyen, medeniyet tasavvurunu iliklerinde hisseden, her daim diri ve teyakkuz halinde bir nesil.

Bu nesil; Hak ile bâtıl mücadelesinde “kim var!..” diye seslenilince sağına soluna bakmadan her daim, “ ben varım, benim olmadığım yerde kimse yoktur” diyerek en öne çıkan bir nesil.

Kendisi küçük, yüreği dağlardan, ummanlardan büyük Hâfız Muhammed Yahya bu kutlu davanın, bu neslin neferlerinden biri olmanın heyecanını bütün benliğinde hissediyor.

***

Herkesin olduğu gibi İmam Hatip Lisesi 3. Sınıf öğrencisi hâfız Muhammed Yahya’nın da hayalleri var; Mısır’da bereketli bir eğitim aldıktan sonra büyük bir camide imam hatip olmak.

En büyük hayali Mescid-i Harâm , Mescid-i Nebevî, Mescid-i Aksâ gibi mübarek kılınmış mescidlerde Kur’an tilavetinde bulunmak; müjdeli şehrin sembol mâbedi Ayasofya-i Kebîr Câmi-i Şerîfi, Fatih Camii, Mimar Sinan’ın “kalfalık eserim” dediği, Âkif’in kürsüsünden vaaz ettiği Süleymaniye Camii ’ gibi selâtîn camilerinden birine imam hatip olmak. Ne güzel, ne erdemli, ne ulvî, hayal ötesi bir dua.

Allah (c.c.), Furkân 77’de ne buyuruyor: “Kulluğunuz ve niyazınız olmasa Allah size ne diye değer versin!..”

Rabbimizin hazinesi öyle geniş, öyle saymakla bitirilemeyecek kadar sonsuz ki, neden olmasın.

***

Allah (c.c.), Hâfız Muhammed Yahya’yı sanki ömrü boyunca Kur’an okusun diye yaratmış. Kur’an’ın vakarını, edasını, sedasını, aşkını, muhabbetini gönlüne nakş etmiş. Dîni mübîni Kur’an üzere hizmet ederek bu aşkı daima yaşamayı ve yaşatmayı, Rahman’ın katında melekler tarafından zikredilmeyi nasip eylesin. Âmin.

***

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.