Zaman dediğimiz mefhum, ellerimizde durmaksızın akıp gidiyor. Günler, mevsimler birbirini kovalıyor ve insan, her yeni sabaha yeni umutlarla uyanır. Ancak, Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in uyarıları bu hızlı akış içinde bizlere önemli bir hatırlatmada bulunur: “Yararlı işler görmekte acele ediniz. Zira yakın bir gelecekte karanlık geceler gibi birtakım fitneler ortalığı kaplayacaktır...” Bu hadisi şerif, insanoğlunun dünyevî meşguliyetlerle geçirdiği zamanını sorgulaması gerektiğini anlatır. İyiliği ertelemek, hayrı daha sonra yaparım diye geciktirmek, o fitneli günler gelip çattığında imkânsız hale gelebilir.
Allah Teâlâ, iyiliği ve hayırlı işleri öven birçok ayet-i kerimede bizlere şu hatırlatmayı yapar:
“Hayır işlerinde birbirinizle yarışın.” (Bakara, 2/148)
Bu ayet, bizlere iyiliğin sürekli ertelenmeden yapılması gerektiğini ve başkalarıyla yarışır gibi iyilikte hızlı olmamızı öğütler. Çünkü dünya hayatı, insanı aldatan geçici hazlarla doludur. Ama bu hazlara kapılmadan, ebedi olanı gözetmek, müminin en büyük hedefi olmalıdır.
Bugün, her an elimizin altındaki teknoloji, bizleri dünyevi işlerin peşinden sürüklerken, aslında ebedi olanın değerini kaybediyoruz. Gözümüzü açıp kapayıncaya kadar geçen bu hayat, belki de bizden hayır işlemek adına bir adım atmamızı bekliyordur. Sahip olduğumuz anın kıymetini bilmek, her nefeste iyiliği çoğaltmak için fırsatlar aramak, İslam ahlakının en temel prensiplerinden biridir.
Bir diğer hadis-i şerifte Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, bir namaz sonrası hemen safları yararak evine gider ve oradaki küçük bir miktar altını dağıtmak üzere hareket eder. Altını tutmak, onu biriktirmek değil, hayra sarf etmek istemesi, bizlere mal ve mülkün sahibinin aslında biz olmadığını hatırlatır. Bu kısa anekdot, hayırda acele etmenin ne kadar büyük bir fazilet olduğunu gözler önüne serer. Nitekim, Cenâb-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur:
“Allah’a ve Resûlü’ne itaat edin. Hayır işlerinde yarışın. Kendiniz için gönderdiğiniz her hayrı, Allah katında bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı görendir.” (Bakara, 2/110)
Bu ayet, her yaptığımız iyiliğin ahirette karşımıza çıkacağını ve Allah’ın her birimizi gözettiğini bizlere hatırlatır.
Dünya hayatı, insana sunduğu cazibelerle her an onu oyalayabilir. Ancak Resûlullah’ın bizlere çizdiği yol, iyiliği ertelememeyi ve sahip olduklarımızı paylaşmayı öğütler. Büyük evliyalardan Şeyh Edebali Rahmetullahi Aleyh'in şu sözü de bu meseleyi pekiştirir:
“İyiliği yaparken acele et, çünkü dünya hayatı kısa ve nimetler geçicidir.”
Bir diğer büyük veli olan Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Rahmetullahi Aleyh'de şöyle buyurmuştur:
“İyilik yapmada nehir gibi ol; çünkü nehir durmadan akar ve etrafına hayat verir. Nefis ve dünya, seni oyalamaya çalışsa da sen hayırlı işlerde hep akmaya devam et.”
Hayırlı işlere koşmak, sadece dünya üzerindeki kısa ömrümüzü değil, ebedi hayatımızı da şekillendirir. Bugün elimizde olan fırsatlar, yarın olmayabilir. O yüzden, İmam Gazali Rahmetullahi Aleyh'inde dediği gibi:
“Hayra giden yolda acele edin. Çünkü nefis, sizi sürekli oyalayacak ve fırsatlar elden kaçacaktır.”
İşte bu yüzden, bugünün dünyasında iyiliği ertelemek yerine, bir an önce harekete geçmek gerektiğini hatırlatmalıyız. Belki yarın, bu fırsatlar elimizde olmayacak. Hayırlı işlere koşalım, Yunus Emre Rahmetullahi Aleyh Sevelim, sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz. Hayırla yaşa ki, gittiğinde hayırla anılasın. Zira dünya bize yığmak için verilmedi.