Ne kadar da uzaklaştı insan kendisinden.
Ne kadar da kayboldu.
Ve hatta tükendi varlığın gücü karşısında. Sahip olduklarının elinde...
Varlığın verdiği hazzın sevincini saadet sanarak hırsla saldırmakta.
Az, kendisine haz vermediğinde hızla saldırmakta.
Hazzı hız vermekte, hırsı haset doğurmakta.
Ulaşmak ve erişmek istediğini elde etmek için yanındaki yoldaşını ve kardeşini öteki görmekte, rakip bilmekte ve nihayet içini kemiren hırsın ateşi haset olup yanındakileri yakarken kendisini kalabalıklar içerisinde yalnızlığın kuyusunda bırakmakta.
Ama o, kuyuyu hala tenhalarda bir çukur sanmakta. İçine düştüğü kuyuyu...
Bütün bu hallere neden olan öyle çok ayartıcı husus var ki.
Ancak ana neden, ayartıcılardan çok insanın bizzat kendi ayarlarının bozulması, korumasız kalmasıdır. Kendisini inşa ve imar eden kavramları yalnız birer kelime sanması ve öyle kullanmasıdır.
Örneğin insaf ve izandan uzaklaşması...
İnsaf, insana mahsus bir duygu, izan ise düşüncedir.
Biri kalbin diğer aklın eylemi... İnsafsız izan, izansız insaf hep eksik kalır.
Bunlardan mahrum insan ise bütünüyle eksiktir: Beşer.
İnsan olmaya aday beşer...
İnsaf kelimesi Arapça "yarım" anlamına gelen "nısf" kelimesiyle aynı köktendir.
İnsaflı olmak yarıya bölmektir.
Derdi ve sevinci.
Adalet arayıcısı kimselere de bu nedenle yargıç denir.
Yanlışla doğruyu diğerinden yardıkları, ikiye böldükleri için...
Şimdilerde insanın unuttuğu kendi vicdanının yani insafının ne yüce bir yargıç olduğudur.
İnsafın, beşeri insan ettiğidir.
Ve kalbin ibresinin insaf olduğudur...
Günümüzde empati kavramıyla anlatılmak istenen de esasında insaflı olmaktır
İnsan ilişkilerinde insaflı olmaktan bahsedildiğinde kişinin diğerinin yarısı gibi kendini karşıdakinin yerine koyması kast edilir.
İnsaf, karşıdakinin yükünü bizzat yarısını üstlenmektir.
Başkasının eşeğini ararken türkü söylemek değil, derdi taşıyarak azaltmak, sevincini paylaşarak çoğaltmaktır.
Kardeşlik yapmaktır.
Ve insaf, dini tamam eylemenin aracıdır.
Güzel bir Kerkük türküsü şöyle der:
Gecenin yarısıdır
Yar ömrün yarısıdır
İki gözüm insaf et
İnsaf din yarısıdır...
Hasılı sinesi saf olanın işidir insaf.
Kelimelerin harfleri ne kadar birbirine benzerse, anlamları da o kadar birbirine yakındır ve insanla insaf arasında ancak bir harflik fark bulunmaktadır...
Bir ıslak İstanbul gününde Pier Loti'de kahve yudumlayarak Haliç'i seyrederken, bulutlanan gözlerimin eşliğinde insafı aradım içimde. İnsanı...
Basit, sade, süssüz, saf beni...