ABD, İsrail’e milyarlarca dolar destek sağlayarak Yahudi yerleşimcilerin işgalini sistematik olarak destekliyor. Filistinliler yurtları gasp edilerek tehcire zorlanıyor.
İsrail’in yörüngesine giren Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn başta olmak üzere İslâm ülkeleri Filistin’de işlenen insanlık suçuna susarak izlemeye devam ediyor.
BM, Arap Birliği, İslam İşirliği Teşkilatı ve dahi UNICEF çocuk katillerinin işledikleri cinayetler karşısında kılını kıpırdatmak şöyle dursun “üç maymun”u oynuyor.
Yazıklar olsun size!.. Zannetmeyin ki, bu kendilerini seçilmiş üstün ırk gören gözü dönmüş katiller Filistin’le yetinecek. Eğer şeytanın askerliğine devam ederseniz gözü dönmüş katiller “Arz-ı Mev’ûd” hayalleri için gün gelecek sizi de tepeleyecek.
“Allah’a ve Resûl’üne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir” uyarısına rağmen tefrika ve fitne ateşinde yanan Ümmet-i Muhammed zulüm üzerine zulüm görüyor. Siyonist İsrail’de bunlardan faydalanıp “Arz-ı Mev’ûd” hayalini gerçekleştirmek için bütün kirli oyunları deniyor.
Katil İsrail, bayramlık giyecek çocuklara kefen giydiriyor. Zulüm altında inim inim inleyen mustazaflar Mescid-i Aksa’nın minaresinden Selahaddin’i (Eyyubi) çağırıyor!..
Yok mu Allah’ın seven!.. Yok mu zalime karşı dilsiz şeytanlıktan vazgeçen!.. Yok mu eman dileyip, feryat edenlerin yardımına koşan!..
Yok mu?!..
Bir avuç Filistinlinin direnecek gücü, tâkati kalmadı!..
Artık söz bitti!.. Vakit söylemden eyleme geçme vakti!..
***
ÜMMETE HER GÜN YENİ BİR OPERASYON ÇEKİLİYOR!
Bu işlenen insanlık suçunun, katliamların sebebi ne?.. İslâm coğrafyasında fitne ateşi hiç sönmüyor?.. Vekalet savaşları üzerinden yürütülen gizli “3. Dünya Savaşı”ında varılmak istenen nihai nokta ne?.. Kurulacak “Yeni Dünya Düzeni”ninde ne hedefleniyor?
*
ABD, Çin ve Rusya arasında adı konmamış bir savaş yaşanıyor. Bu vekillerin sahaya sürüldüğü “ılık savaş”tır. Bu “ılık savaş” Asya-Pasifik, Batı Asya/Ortadoğu, Doğu Avrupa, Afrika, hatta Güney Amerika cephesinde kıran kırana sürüyor.
Peki bütün bunlar neden yaşanıyor?
Dünya 2008 krizinden hâlâ çıkamadı. Bu süreçte, “serbest piyasa kapitalizmi” ciddi gerileme yaşarken, Çin’in “serbest piyasa sosyalizmi” büyümeye ve kalkınmaya devam etti. Ve nitekim ABD-Çin küresel ticaret savaşı Aralık 2018’den itibaren ABD’nin büyük şirketlerini vurmaya ve etkisini göstermeye başladı. Bunların neticesi olarak ABD, Çin ve Rusya arasında adı konmamış bir savaş yaşanıyor. Bu vekillerin sahaya sürüldüğü “ılık savaş”tır. Bu “ılık savaş” Asya-Pasifik, Batı Asya/Ortadoğu, Doğu Avrupa, Afrika, hatta Güney Amerika cephesinde kıran kırana sürüyor.
*
Gelelim Suriye’ye!.. ABD ve İsrail’in Suriye stratejisi, “güvenli bölge” inşa ederek Suriye’yi birden fazla parçaya ayırmaktır. 10 yıldır süren “iç savaş” boyunca Suriye, demografik temelli kontrol alanlarına ayrıldı ve göç dalgasıyla oldukça homojen demografik bölgeler oluşturuldu. Bu 10 yılın sonunda Suriye’de Sünniler, Nusayriler, Kütler ve Dürziler belirli bölgelerde gittikçe homojenleşti. ABD’de ve İsrail’de düşünülen aslında son kerte şuydu: Suriye 4’e, Irak 3’e bölünecek, ortaya çıkan 7 parçanın bazıları birleştirilerek 5 yeni devlet oluşturulacak.
ABD’nin Suriye’deki hedefi, Ortadoğu’daki temel hedefinin bir parçasıdır. O temel hedef, Basra’dan Doğu Akdeniz’e kadar bir enerji ve bu bölgede yaşayan Kürt koridoru kurmaktır. ABD, “küresel haydut”ların lideri olmanın hazzıyla dünyaya boyun eğdirmeye yelteniyor.
Bir taraftan Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan eden, diğer taraftan ise Golan Tepeleri’ni İsrail’in toprağı olarak tanıyan ABD, hoyratça yönettiği savaşta sınır tanımıyor.
Dün “kimyasal silah var” diyerek Irak’ı işgal edenler, bugün hedefe İran’ı koyarak bir taraftan Körfez’i ablukaya alıp, diğer taraftan ise Doğu Akdeniz’de suları ısıtmaya devam ediyor. Dünya çok denklemli bir oyunun içine sürükleniyor...
*
Libya ve Suriye’de kirli oyunların peşinde koşan “Haçlı İttifakı”, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de “Mavi Vatan” doktrinini devreye koymasıyla kirli oyunlarını devreye sokuluyor. Hem dışardan hem de içerden fitne ateşini körüklemek için ellerindeki silah, kalem ve makamlarla “Ya istiklâl, ya şehadet” diyen Mehmedimize saldırıyorlar. “Son Kale” Türkiye’yi çökertmek için bütün imkânlarını seferber ediyorlar.
***
100 küsur yıl önce devreye soktukları sömürü çarklarının eskidiğini görenler yeni yüzyıl için planlarını devreye sokup “böl, parçala, yönet” taktiklerini yeniden devreye sokmak için “Körfez Savaşı”, “Büyük Ortadoğu Projesi” (BOP) ve ardından devreye soktukları “Arap Baharı”ndan sonra “Kudüs”ün kalbi haremi şerifte “Ümmet”e operasyon çekiyorlar. Açık açık “Hak ile Bâtıl Savaşı” yaşanıyor.
***
“HASBÜNÂLLAHÜ VE Nİ’MEL VEKÎL”
Bir tarafta yeni tip koronavirüs (Kovid-19) belası diğer tarafta, İsrail terörü hem insanlığın hem İslâmlığı mâteme boğmaya devam ediyor. Kovid-19 musibeti yüzünden dünyada dün itibariyle 3 milyon 355 bin 248 insan can verirken, Türkiye’de 43 bin 589 kişi hayatını kaybetti.
Geçen bayramlarda olduğu gibi yine torunlar nenelerine dedelerine sarılamayacak, dedeler neneler torunlarını koklayıp onlarla doya doya hasret gideremeyecek. Haneler, sokaklar bayram değil, hüzün kokacak.
*
Bu bayram Kudüs’te, Gazze’de yine bir başka karşılanacak. Yine kana bulanmış yurtların, beldelerin, bedenlerin gölgesinde bayrama erişilecek. Yine ölüm tarlasına dönen yurtlarında hayatla yaşam arasında aldıkları nefeslere mâtem eşlik edecek...
Bugünler de geçecek...
Çünkü biz “Hasbünâllahü ve ni’mel vekîl” (Allah bize yeter, O ne güzel vekildir) teslimiyetiyle korkudan emana yönelenleriz. Umudun azaldığı anlarda bile, asla umutsuzluğa düşmeyenleriz.
*
Ve gün gelecek Ömer Muhtarların, Hasan el-Bennaların, Muhammed İkballerin, Şeyh Ahmed Yasinlerin, Muhammed Said Ramazan el-Bûtîlerin torunları, kendilerine tarifsiz acılar yaşatanlardan hesap soracak. İşte o zaman, bayramlar bayram gibi olacak. Evet gün gelecek mustazaf ve mazlum çocuklar da bayram edecek.
Bayramlar bayram ola...