Bir millet okumuşları eliyle nasıl yıpratılır, karşı karşıya getirilir, hatta iç savaş seviyesine kadar gelir? Aklınız alıyor mu?
12 Eylül 1980 Öncesi yıllarda okumuşlarımızın çoğu solda yapılandı. CHP ve Kemalizm önce ortanın soluna, sonra Marksist sola evrildi. O zamanlar solda o kadar çok fraksiyon vardı ki!.. Bunlar birbiri ile dahi çatışıyorlardı. MTTB ile başlayan aktif ve tekvûcut gençlikten önce solcu diyebileceğimiz insanlar çalındı. Sonra Milliyetçi-Ülkücü gençler, sonra Akıncı gençler…
Birlikte iken coca-cola’nın giremediği üniversitelerden, bölününce birbirini yiyen, katleden gençliğe…
Ecdâdımız, erlere, yani hiç okuyamadan askere gelmiş evlâdlarına “Çarıklı Erkan-ı Harp: Çarıklı Kurmay Subay” diyordu. Neden peki?
Türkiye’de düşünce dünyası, kavga, ötekileştirme, reddetme, düşmanlık kurgulama üzerine oluşmuş adeta. Yazık! Milletimizin kafasını çatallaştırması yetmiyormuş gibi, Milli Direnci de zayıflatıyor bu durum.
Önce ham yobaz kaba softa ile zayıflatılan, ilim, fen ve bilimsel tekâmülden, dünyayı anlamaktan uzak tutulan devletimizin gayretleri, Osmanlı’nın son 200 yılından itibaren Modernizm, bilimsel tekâmül, kalkınma, dünyadaki sanayi devrimini ülkeye taşımak olması gerekirken, kaba taklitle çözüm üretilmeye çalışılmış ve halkımız aldatılmıştır. Bu taklitçi ve Batıcı zihniyet Milli Duruşlara da karşı olmuşlardır. Düşünün, Sultan Abdulaziz’in katli, Abdûlhamid Han’ın azli, Cumhuriyetle tasfiye edilen geleneğimiz, havaya uçurulan Silah/Mühimmat Fabrikasından, kapatılan Uçak Fabrikası’na, asılan Başbakan Menderes’ten, iç savaş sürecine getirilen Türkiye’ye, zehirlenip şehid edilen T. Özal’dan, 28 Şubat Süreci’ne, FETÖ 15 Temmuz İhaneti’ne baktığınızda tamamı Batıcı, işbirlikçi, halka tepeden bakan, FETÖ de dâhil tamamı seküler, Batıcı ve İşbirlikçidir.
2002’den bu yana AKPARTİ Ülkeyi yönetmektedir. Birçok kurumda hükümetin atadığı yöneticiler, kalem müdürleri vb. vardır. 28 Şubat Süreci’ndeki mağduriyetlerin Halkımızın vicdanında açtığı yara AKPARTİ’nin motivasyonuna mihenk oluşturmuştur. Pekî şimdi gelinen nokta nedir?
Devlet kurumlarında, kimsenin itibarı kalmadığı gibi, saygı, devlet ciddiyeti, vatandaş memnûniyetini önceleyen Devlet Ana ölmüş, Devlet Kapısı şefkat kapısı niteliğini kaybetmektedir. Oysa AKPARTİ iktidara gelirken tevazûyu, halka saygıyı, sosyal adaleti vaat etmişti. Şimdi Kamu Kuruluşlarında atamalarda liyakât, ehliyet, sadâkat gibi vasıflara dikkat edildiği ile ilgili endişelerimiz hâd safhadadır. FETÖ’nün çivisini çıkarttığı kamuda maalesef bıraktığı virüs başka ellerce yayılmaya devam etmektedir.
AKPARTİ Sürecinde muhafazakâr camia güçlenmiştir. Peki büyüyen taassup!.. Özellikle sosyal medyada toplumu ötekileştirenler, kendi içlerinde kusur arayanlar, ekâbirler, dokunulmazlık iddiasındakiler, Allah Rızasını unutanlar, menfaatsiz selâm almayanlar, kendisini âlim zannedenler, tarikat/cemaat şeyhinin söz ve kitaplarını hâşâ ayet kabul edenler… Bu güne gelene kadar verilen 250 yıllık mücadele, Abdulhamid Han’ın mücadelesi, İstiklal Mahkemelerinde idam edilenler, şehidler, 28 Şubat’ta çekilenler… Kendimizi düzeltmeliyiz.
Üzülerek ifade ettiğim bu sorunlar okumuşlarda yaygın. Halkımızın sessiz ama 15 Temmuz’da yiğitliği, Vatan Sevgisi ile ülkeyi kurtaran iradesi ile masum yığınlarında bu ilkel hastalıklar yok.
Aziz Milletim. İmanımızın özü ve esasları, geleneksel aile terbiyemiz ve töremiz korunmalıdır. Fırsat bulsa Atmaca gibi kardeşlerinin boğazına sarılacak içimizdeki insanların toplumda karşılığı da yeri de olmamalıdır. Toplumu değişik vesilelerle bölmeye çalışanlara Allah fırsat vermesin. İslâm Dünyası, düştüğü taassup ve cehaletin getirdiği fitnelere karşı da mücadele etmelidir. Özellikle FETÖ, DEAŞ gibi, fitne görüntüleri ile sınırlarımızı parçalayıp, bizi bir kaşık suda boğmaya çalışacak herkes için gereğini hiç tereddüt etmeden yapılmalıyız.
“ÖZ YURDUM
HEEEEY BENİM ÖZ YURDUM..
TÜRKİSTAN'IM….
HORASAN’IM…
URAL’IM, ALTAY’IM, TUNA BOYUM, NİL’İM..
BALKAN’IM…
HİCAZ’IM, KAZAN’IM…
KAFKASYA’M…
ANADOLU’M…
MEN UYGUR'UM..
MEN KAZAK'IM..
MEN TATAR'IM...
MOĞOL’UM BEN,
MEN TUVA, YAKUT, HAKAS’IM..
KÜRT’ÜM, BOŞNAK’IM, MACAR’IM…
KIRGIZ, ÖZBEK, TÜRKMEN’İM..
ÇUVAŞ, GAGAVUZ, BAŞKURT’UM…
BEN TÜRK OĞLU TÜRKÜM..
BEN DİRİLİŞ MUŞTUSU,
BEN ÜMMETİN KURTARICISI,
MAZLUMLARA ADALET,
ZALİME TOKATIM...
BEN OĞUZ'UM, ALPASLAN’IM..
CENGİZ'İM, SELAHADDİN’İM..
FATİH’İM... YAVUZ’UM,
ABDULHAMİD, SUDAN’LI MUSA..
BEN MEHMEDCİĞİM..
ANLA EY DÜŞMAN..
BEN KIYAMETE KADAR BAŞINA BELAYIM..
GÖR EY DOST..
BEN SENİN İÇİN VEFAYIM..