Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) petrol boru hattı ve Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz boru hattıyla Hazar’daki enerji kaynaklarının batıya sevk edilmesi amacıyla kurulmuş olan ve Batı’nın Rusya’ya bağımlılığını azaltmayı amaçlayan bir boru hattıdır.
Doğalgaz boru hattının Yahudi sürgünüyle ne alakası var diye sorabilirsiniz, haklısınız. Aslında alakası olmamalıydı… Ama var… Alakayı kuran bizzat proje ismidir. Neden bir doğalgaz boru hattına böyle bir isim verildi? Bu isim neyi anlatmaktadır?
Dev proje adını İtalyan besteci Verdi'nin "Nabucco Operası"ndan aldı. Hepimizin bir şekilde duyduğu Nabucco doğalgaz ismindeki Nabucco Aslında Babil Kralı Nebukadnezar’dır. İslam Tarihindeki ismi Bahtunnasırdır. Bu kral; tapınaklar, yollar, sulama kanalları inşa eden ve çok sevdiği karısı adına ünlü Babil asma bahçelerini yaptıran İkinci Nebukadnezar’dır.
Peki, günümüzde böylesine önemli bir projeye isminin verilmesi ve hatta Verdi’nin onun adına bir opera yapmasının nedeni ne olabilir?
Nedeni, Nabukadnazar’ın Kudüs’ü alıp Yahudileri bölgeden sürmesidir. M.Ö 605 yılında Yahudilerin Yuda Devletini yıkıp Kudüs’ü ele geçirip Süleyman mabedini yıktı. Tevrat olayı şöyle haber verir: “Yahuda Kralı Yehoyakim'in krallığının üçüncü yılında Babil Kralı Nebukadnessar Yeruşalim'in (Kudüs) üzerine yürüyüp kenti kuşattı. Daniel 1:1”Buradaki Yahudilerin çoğunu kılıçtan geçirip, sağ kalanları da Babil’e sürgüne gönderdi. Babil sürgünü Yahudi tarihinde çok önemli bir yere sahiptir. Tevrat’ta bu dönemi anlatan bir çok pasajlar vardır. Babil sürgünü sırasında Nabukadnazar, tüm din adamlarını ve Tevratı ezbere bilen herkesi özellikle öldürerek Tevratın unutulmasını sağladı…
Yani Nabucco veya batılıların tanımıyla Nabukadnazar veya Müslümanların tanımıyla Bahdunnassır Yahudi tarihinde çok önemli bir yere sahiptir. Birçok edebi çalışmaya konu teşkil ettiği gibi, son yıllarda beğeniyle izlenen Metrix filim serisinde de kendisinden bahsedilmektedir. (Bu filimde birçok Yahudi imgesi bulunmaktadır.) Marfous’un uzay gemisinin adı da Nabukadnazar’dır. İşte ünlü İtalyan müzisyeni Verdi de Yahudilerin yaşadığı bu Babil sürgününü opera için sahnelemiş ve sanat açısından olayı ölümsüzleştirmiştir.
Babil sürgünü günümüzde de etkilidir. Saddam’ın bir tugayın adı Nabukadnazar’dı. Böylece Saddam kendisini Babil ile bağdaştırmış oldu ve bunun karşılığını tıpkı Babil sürgünündeki gibi kavminin helak olmasıyla aldı. Yahudiler, Babil sürgünü için intikam yemini ettiler ve bu yemin kuşaklar boyu sürdü. Sonunda Babil sürgününden 2590 yıl sonra Yahudiler ve onların yardımcıları Hristiyanlar Babil’i işgal ettiler. Nabukadnazar ve Hammurabi Tugayları savaşmadan teslim oldu. Babil şehri (Bugünkü Bağdat’ın yakını) tarumar edildi. Nabukadnazar, nasıl Babil kızlarını askerlerine peşkeş çektiyse bugünkü Babil şehri (Bağdat) alındığında oranın kadınları da askerlere peşkeş çekildi ve görüntüleri tüm dünyaya servis edilerek intikamın alındığı gösterilmiş olundu.
İslam kaynakları Allah’ın Nabukadnazar’ı Yahudilere musallat etmesini «..Üzerinize güçlü, kuvvetli kullarımızı gönderdik..» (İsrâ 5) onların şımarmaları ve Zekerya Peygamberi öldürmeleri üzerine olduğunu söylemişlerdir. Her halukarda yoldan çıkmadıkça Allah böyle bir musibeti başlarına musallat etmez. Yani Sa’d b. Cubeyr bu ayetin Nabukadnazar’ı işaret ettiğini vurgulamaktadır. Ama bu ayet bize yoldan çıkan her ümmete bu tür güçlü kavimlerin musallat edildiğini anlatması ve günümüzde Müslümanların başına bela olan Batılıların da yaptıklarımızın bir karşılığı olduğunu göstermesi açısından önemlidir.
Babil sürgünü Yahudi tarihi içerisinde önemli bir yer tutar. Hatta Yahudi psikolojisi açısından da önemlidir. “Babil'in nehirlerinin kenarında, orada oturduk ve Sion'u andıkça ağladık”(Tevrat). Bu aynı zamanda tarihteki ilk diaspora olayıdır. Fakat her yükselişin bir zevali de vardır. Yani gazap için gönderilen kişiler, bunun bir imtihan olduğunu görmeyip şımardıklarında gazap onları da yakalamaktadır. İşte Nabucco’nun sonu da böyle olmuştur.
Nabukadnassar sarayda bir eğlence tertip ettiği sırada aniden büyük bir el ortaya çıktı ve sarayın duvarına bir yazı yazdı. Yazı şuydu: “MENE, MENE, TEKEL, UFARSİN” Yazıyı Dainel şu şekilde tercüme etti: ‘MENE, Tanrı senin krallığının günlerini saydı ve onu sona erdirdi demektir. TEKEL, terazide tartıldın ve eksik bulundun anlamına gelir. UFARSİN ise, ülken bölündü Medlere ve Perslere verildi demektir.’
Daha sözünü bitirmeden gökten bir ses duyuldu: “Ey Kral Nebukadnessar, krallık senden alındı. Daniel 4:31“ Bunların hepsi Kral Nebukadnessar'ın başına geldi. Daniel 4:28” O gece, Pers ve Med ordusu saldırır. Kral ve etrafındakiler öldürülür. Sadece Nebukadnezar'ın torunu Vaşti hayatta kalır. Yahudi tarihindeki en önemli öykülerden biri Pers İmparatorluğu döneminde yaşanacaktır.
Sonuç olarak, çevremizde gerçekleşen hiçbir olay tesadüfen olmadığı gibi, bugün coğrafyamızda gerçekleşen hiçbir olay da tarihten ve dinden kopuk meydana gelmemektedir. Bölgemiz büyük olaylara gebedir.