Haberin Kapısı
2020-01-28 17:12:11

Psikolojik Harp, Dost Halklar, Yapılması Gerekenler

Halil Mert

28 Ocak 2020, 17:12

Dünya deyince akla Eski Dünya, Asya, Avrupa ve Afrika geliyor. Merkezinde Türkiye var. Ülkemizin Avrupa’da toprakları var. Asya’da toprakları var. 100 yıl önce, Kuzey Afrika’da vardı.

Osmanlı’nın yani devletimizin, 100 yıl önceki topraklarında bu gün 70’e yakın devlet var. Balkanlar, Kafkasya, Ortadoğu, Kuzey Afrika.. Buralarda Aziz Milletimizin derin izleri ve halkların üzerinde çok olumlu intibâları var. Ecdâdın en büyük ve kutlu mirasları; Öncelikle Yüce Dinimiz ve İ’lay-ı Kelimetullah Davası,  sonra adaletle ve huzurla yönettiği topraklar ve insanlar, sonra bıraktığı eserler, hatıralar, kardeşlik ve şefkât belgeleri…

Diğer yandan derin tarihi ve 15.000 yıllık izlerini taşıyan, soydaş toprakları.. Balkanlar’dan Japon Denizi’ne kadar. En uçta şimdi Rusya Toprakları içinde kalan Özerk Cumhuriyetler, Yakut, Hakas, Tuva, Altay, Sibir Bölgeleri, Tataristan, Başkurdistan, Kırım, Dağıstan, Çeçen ve İnguş Bölgeleri, Abhaz, Çerkez, Kabartay, Balkar… Moğolistan, Pakistan ve Bağımsız Türk Devletleri, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Komşumuz Azerbaycan. Ya İran!.. Elbette sayacağız.. Ortadoğu ve Kuzey Afrika..

 

Türkiye Cumhuriyeti içe kapanık bir ülke olarak kurgulandı. Belki de kurucular emperyalist dünyaya bunu taahhüt ettiler. Çevre Coğrafyada bunca miras ve hatırası olan bir milletin gelecek tasavvuru böyle içine kapanık, acz ve korku üzerine yapılandırılır mı? Bu duruş Aziz Milletimizin hem fıtratına uygun değil, hem de Milli Mirasını adeta reddeden bir hâl… Milletimiz kurgulanan yeni devlete rağmen, Medeniyet Coğrafyasına ulaşmaya, Gönül Coğrafyası ile irtibat kurmaya çalıştı…

Bu süreci, özellikle de SSCB’nin yıkılmasından sonra cemaat yapıları çok iyi kullandılar. İçinde İslâm, Türklük, Milletimizin Değerler Manzûmesi, Milli Mefkûreleri olunca halkımız bu guruplarla adeta seferber oldu. 15 Temmuz Süreci’ne kadar FETÖ (Fetullahçı ihanet) halkımızca net olarak görülemedi. Oysa Rusya 2003’ten itibaren bangır bangır bağırıyordu. “Türk Okulları ile ABD Ajanları ve Misyonerler ülkemize giriyor.” diye. Öncesinde Türkçe öğreten bu okullar, 2000–2003 yıllarından sonra artık İngilizce öğretiyordu. Maalesef Türkiye’de kurbağa misâli toplumu yavaş yavaş haşladığı gibi Medeniyet Coğrafyamız başta olmak üzere gittiği tüm ülkelerde Türk Milleti’nin nüfûzunu kullanarak ABD’nin menfaatlerini kurumsallaştırıyordu.

Aziz Milletim. Ülkemiz ve Kardeş Coğrafyalarımız bir yandan bu diyalog vb. diyen münafıkların fesâdı ile diğer yandan IŞİD, El-Kaide gibi Selefî sapkınlıkların tehdidi altındadır. Mezhep, tarikat vb. ile bir şekilde birbirinden kopartılmaya çalışılan zihin dünyamız, Unsûriyetçi, mikromilliyetçi kışkırtma ve fesâtla da bölünmeye çalışılmaktadır. Medeniyet Devletimiz, Devlet-i Âliye ile her tür fitne, isyan ve bölünmeyi, aydın(!)ihanetlerini yaşadı.

Geçmişin tüm tecrübelerinden yararlanmalıyız.

FETÖ’nün tahribatı, sonrasında oluşan boşluk ivedilikle doldurulmalıdır. Gönül Coğrafyamızda bunun için Maarif Vakfı çalışıyor. Ne kadar etkili? Halkımız ne kadar faaliyetlerinden haberdar? AKPARTİ Süreci’nde kurulan hemen hemen tüm yapılarda sırça köşkler kuruldu. Halkımızın adeta dışında gibi faaliyetler. Halkımız gayretlerin içine sokulmalıdır. FETÖ’nün fiziki yapılanması, hiyerarşi ilişkisi hem halkımız üzerinde hem de ilgili ülkelerde çok daha etkin ve ses duyuruyordu. Kocaman Türk Devleti bunu fazlasıyla yapmalıdır.

Moğolistan gibi bazı kardeş ülkelerde ise FETÖ Okullarını Alman vd. ülkelere devrederek Türk Devleti’nden milletin kendi okullarını kaçırmıştır. Okullar eski sempatisini kaybetmiştir. Bu güzel ama yerine Türk Milleti’nin bu ülkelerde etkinliğini devam ettirecek okul vd. faaliyetler yapılmamaktadır. Acilen bir çalışma yapılarak bu tarz ülkelerde yeniden Türk Okulları açılmalıdır.

 

Ülkemizde Psikolojik Harp/Harekât faaliyetlerinin ne tam olarak muhtevası belirlenmiş, çerçevesi çizilmiş, ne de hedefleri belirlenmiştir. Bunun için Cumhurbaşkanlığı Makamına bağlı bir organizatör ve yönlendirici kurum olmalıdır.

Psikolojik Harp Faaliyetleri, istihbarat faaliyetlerinden çok daha önemlidir. P/H ile suçun oluşmasına engel olursunuz. Faaliyet ve gayretleri kanalize edersiniz. Milli Menfaatlere uygunluğunu kontrol eder, gerekirse müdahale edersiniz. Bu manada İngiltere, ABD, Almanya başta olmak üzere büyük devletlere bakınız. Almanya yurtdışındaki STK faaliyetlerinin tamamını istihbarat örgütleri aracılığı ile yönlendirir. Bununla gereksiz tekrar ve israfı önlediği gibi, mutlak faydayı da en üst seviyede temin etmektedir. Bergama’daki Altın Çıkarma Olayımızı hatırlayın. Merhum Hablemitoğlu’nun “Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası” kitabını okuyun. Sonra neden öldürüldüğünü de düşünün. Alman Vakıfları, Bergama’da kurulacak işletmeyi pijamalı bir Gandi yaratarak halkı bölgeye dikerek engellemiştir. Aynı şekilde, Gezi Eylemleri’ni düşünün.

Gezi Eylemleri’nden FETÖ’nün 15 Temmuz İhaneti’ne, PKK Terör Örgütü’nden DEAŞ’a, tecavüzcü şeyhten, rüşvet haberlerine kadar… toplumun kendisine, devletine, din adamlarına, ordusuna, polisine, hükümetine, birbirine güvenini sarsacak her faaliyet, haber ve olaya dikkatle bakın.

 

Aziz Milletimizin etkinliğini artıracak, mirasına sahip çıkacak her türlü faaliyet hamâset tuzağına düşmeden büyütülmelidir. Toplum mazisi ile yersiz kavga ettirilmemelidir. Dinî görünümlü bölücü tuzaklara karşı İman Kardeşliği öne çıkartılmalı ve Cumhurbaşkanımızın “Ben ne Şiî’yim ne de Sûnnî, ben Müslümanım.” sözü çoğaltılmalıdır. Her türlü bölücülüğe karşı Milletimizin edeb, terbiye ve töresi ile Vatan Sevgisi işlenmelidir. Çevremizdeki medeniyet Coğrafyamızda Tarihî ve sosyal birlik ve mûtabakâtımız işlenmelidir.       

 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.