2020 yılı acılarla geçti. Deprem, sel, kuraklık, iç isyan, mülteci dramı ve yeni tıp Koronavirüs (Kovid-19) salgını gibi felaketler dünyayı mâteme boğdu. Sadece salgın yüzünden 1 milyon 830 bine yakın insan hayatını kaybetti.
***
Çin’in Wuhan şehrinden 31 Aralık 2019’da dünyaya yayılmaya başlayan yeni tip Koronavirüs (Kovid-19) salgının üzerinden tam 1 yıl geçti.
Kıtaları aşarak dünya geneline yayılan yeni tip Koronavirüs; ateş, kuru öksürük, yorgunluk, ağrı ve sızı, boğaz ağrısı, ishal, baş ağrısı, koku alamama, solunum güçlüğü veya nefes darlığı, göğüs ağrısı, konuşma veya hareket kaybı gibi semptomlar göstererek kurbanlarına “küçük kıyamet”i yaşatıyor.
Her ne kadar yarasadan bulaştığı iddia edilse de sebebi bilim çevreleri tarafından net olarak açıklanamayan salgın bir türlü kontrol altına alınamıyor.
***
Gözle görülmeyen “küresel katil” dünyanın yönetimine el koydu. Koronavirüs ile birlikte dünya yeni bir döneme evrildi; Koronavirüsten Önce / Koronavirüsten Sonra (KÖ/KS). Ezberleri bozan bu değişimle birlikte dünyanın yeni ekseni Koronavirüs etrafında şekillenmeye başladı. Zalimin mazlumu ezdiği, zenginin fakiri sömürdüğü, dünyanın çivisinin çıktığı bir dönemde ortaya çıkan bu virüs önce Çin’i, sonra dünyayı dize getirdi. Kainatın şifresiyle oynayanlar insanlığı azgın bir mikropla baş başa bıraktı.
Korku!.. Panik!.. Arkası kesilmeyen ölümler!.. “Süper Güç”ler çaresiz!..
***
Koronadan Sonra (KS) sonraki dönemin parolası: “Kontrollü Sosyal Hayat”.
Kontrollü sosyal hayat ne demek? Hijyen, Maske ve Fiziki Mesafe. Yani maskeni tak, temizliğe özen göster, fiziki mesafeyi koru!.. Normalleşme sürecine dair hayal kurabilmenin olmazsa olmaz kurallarından bazıları bunlar.
Koronadan Sonra (KS) yaşanacak dünyanın yeni kodları birer birer devreye sokulmaya başlandı. Yüz yüze hayat ve iletişim yerini dijital platformlara bıraktı. Politikada (dünyanın en hoyrat liderlerinden Donald Trump Kovid-19’un hışmına uğrayarak tahtını kaybetti), sağlıkta, eğitimde, ekonomide, kültürde, sanatta, iklimde, sosyal hayatta artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Koronavirüs hayatın kurallarını yeniden yazdırıyor.
***
Dünyamızı işgal eden “küresel seri katil” Kovid-19 başımıza öyle kalıcı hasarlar açtı ki, Almanya’da Uğur Şahin ile eşi Özlem Türeci’nin Koronavirüs’e karşı geliştirdiği Pfizer/BionTech, ABD Gıda ve İlaç Dairesi’nin geliştirdiği Moderna, Rusya’nın geliştirdiği Sputnik V, Oxford Üniversitesi ile AstraZeneca’nın geliştirdiği Oxford-AstraZeneca, Çin merkezli SinoVac şirketinin geliştirdiği CoronaVac aşıları (30 Aralık sabahı Ankara’ya ulaşan 3 milyon CoronaVac doz aşı 14 günlük test aşamasından sonra aşılama programına geçilecek) yapılsa bile bu travmayı uzun yıllar atlatamayacağız.
Önce hayatta kalmaya çalışıp, sonrasında ise kurulacak “Yeni Dünya Düzeni”nde mücadelemize kaldığımız yerden devam edeceğiz.
***
Dünya Sağlık Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) Kovid-19 salgın vakaları verilerine göre, 2020 yılında dünya genelinde 200’den fazla ülkeye yayılan yeni tip Koronavirüs nedeniyle 84 milyon vaka vukû bulurken, hayatını kaybedenlerin sayısı 1 milyon 830 bine yaklaştı.
Her konuda dünya liderliğine oynayan Amerika’da 354 bin 215, Brezilya’da 194 bin 976, Hindistan’da 149 bin 018, İtalya’da 74 bin 159, İngiltere’de 73 bin 512, Fransa’da 64 bin 632, Rusya’da 57 bin 019, İspanya’da 50 bin 837, Almanya’da 34 bin 182, Türkiye’de ise 20 bin 881 kişi hayatını kaybetti.
Nereden bakılırsa bakılsın dünya âdeta ceset tarlasına döndü. (İşin en ilginç tarafı ise bu belayı dünyanın başına musallat eden Çin’in adı uzayıp giden listede bile yer almıyor.)
İnşallah 2021’de bilanço bu kadar ağır olmaz.
****
KOVİD-19 EŞLİĞİNDE KÜRESEL İSYAN!..
İngiltere Sağlık Bakanı Matt Hancock, yaklaşan Noel kutlamaları öncesinde yeni tip Koronavirüs’ün mutasyona uğrayarak kontrolden çıktığını açıklayarak dünyayı teyakkuza geçirdi. Birkaç gün gündemde kalan mutasyon uyarısı bazı tedbirleri aldırsa da, “ölüme meydan okuyanlar” alemlere akmaya devam etti.
Türkiye’de ise son günlerde ağırlaşan salgın tablosu karşısında önce hafta sonu 56 saatlik sokağa çıkma kısıtlaması, arkasından da “sosyalleşmenin çılgınca tavan yaptığı” yılbaşı kutlamalarını önlemek için 31 Aralık Perşembe günü 21.00’den 4 Ocak Pazartesi sabahı 05.00’e kadar sürecek 80 saatlik kısıtlamaya gidildi.
***
Yaklaşık 10 aydır salgının sebep olduğu ve her gün yaşadığımız mâteme rağmen alemcileri tutana aşk olsun!..
Noel safsatası uğruna katledilen milyonlarca çam ağacı, ekonomik sıkıntılara rağmen hiçbir masraftan kaçılmayarak süslendi. Kesilen hindiler, değirmen gibi boğazlardan öğütülen çerezler, su gibi içilen içkiler eşliğinde rezaletler birbirini izledi. Saatler 00.00’ı gösterirken havai fişekler patır patır patlatılarak gecenin karanlığını rengarenk aydınlığa çevirirdi.
*
Ho, hoo, hooo yılbaşı geldi!..
Çaldı sazlar, oynadı dansözler!..
“Aralık”ın ayazında ahlâksızlığa soyunup, “Ocak”ta ısındı harama susamışlar!..
Şampanyalar patlatılıp, yudumlandı kadehler!..
Sarhoş olup şişelerin dibine sızdı ayyaşlar!..
Kısıtlamalara uymayanlara söz anlatmaktan, yolunu kaybedenleri toplamaktan gına getirdi vatan nöbetinde olanlar!..
Yine kâbusla sonuçlandı, akla zarar hayaller kumpanyası “Millî Piyango”ya bağlanan umutlar!..
Kapitalizmin soytarısı “Noel Baba” (Santa Claus) gizlice evlere girip hediye bırakmadı; yine kandırıldı çocuklar!..
Şans getirmedi; atılan kahkahalar, boş bavulla gezintiler, yenilen üzümler, kırmızı çamaşırlar!..
Yine, yeniden, bir kez daha aldatıldı kapitalizmin kölesi soytarılar!..
Medyumlar gaipten haber verdi, buna da inandı hayalperest ahmaklar!..
Ne zaman uyanacak, Bâtılın efsane ve hurafeleri peşinde Hak arayan aklını kiraya vermiş Müslümanlar?!..
***
Yılbaşı kutlamaları bütün uyarı ve kısıtlamalara rağmen (dünyanın ünlü meydanları hariç) geçtiğimiz yılları aratmadı. Milâdi 2020 geride kaldı, 2021’de Kovid-19 ve kuraklık felaketiyle yine baş başayız. İnşallah 2021’de insanlığın imtihanı hafifler, her zorluktan sonra bir kolaylığın olduğu umuduyla güzel günlere kavuşuruz. Yaşadığımız bu ağır travmayı hep birlikte daha derin ızdıraplar çekmeden birlikte atlatırız.
****
OLMAYA DEVLET CİHANDA BİR NEFES SIHHAT GİBİ...
“Muhibbî” der ki, “Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi; / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi... // Saltanat dedikleri ancak cihan kavgasıdır / Olmaya baht-û saadet dünyada vahdet gibi...”
(Halkın arasında devlet sahibi olmak kadar itibarlı bir şey daha yoktur; hâlbuki gerçekte dünyada sıhhatli yaşamak kadar büyük devlet yoktur. / Saltanat dedikleri sadece bir dünya kavgasıdır. Dünyada Allah’a yakınlık gibi büyük saadet ve baht açıklığı olamaz.)
Dünyanın en büyük makamına, kudretine, nüfusuna, ekonomisine, teknolojisine sahip olsanız bile bir şeyi unutmayacaksınız; sizin gücünüzün üzerinde Mutlak Tek Gücün olduğunu...