Dünyada hangi ürüne elinizi atsanız üzerinde “Made in China” yazıyor. Fakat Çin’in “dünyanın yeni süper gücü” olma yolunda hoyratça davranarak bütün etik kuralları hiçe sayması insanlığın başına yeni belalar açmaya başladı. Özellikle çevre ve sağlık alanında dünyaya verdikleri zarar bumerang etkisi oluşturdu.
Dünyayı sera gazı salımıyla kirleten ülkelerin başında Çin gelirken onu düelloya girdiği en büyük rakibi Amerika izliyor.
Diğer taraftan ise Çin’in Myanmar ve Doğu Türkistan’da Müslümanlara uyguladığı soykırım ve asimilasyon politikasıyla dünyanın “en büyük zalimi” olma yolunda Amerika ve İsrail’i geride bırakmayı hedefliyor.
Dünyanın en büyük nüfusuna, ekonomisine, teknolojisine sahip olsanız bile bir şeyi unutmayacaksınız; sizin gücünüzün üzerinde bir gücün olduğunu...
“Hatırlar mısın?.. İnkâr edenler seni etkisiz hale getirmek veya öldürmek ya da yurdundan çıkarmak için tuzaklar kuruyorlardı. Onlar tuzak kuruyorlar; Allah da bozuyordu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.” (Enfâl Sûresi, 30)
Hong Kong’da 1997’de baş gösteren “Kuş Gribi”nin ardından 2002’te ortaya çıkan ve 37 ülkeye yayılarak 916 kişinin ölümüne sebep olan SARS (Şiddetli akut solunum yolu sendromu) virüsünden sonra şimdi de Wuhan’da CORONA hortladı.
31 Aralık 2019’da sebebi tespit edilemeyen bir zatürre vakası ile ortaya çıkan ve bir türlü durdurulamayan salgın 26 ülkede görülürken tüm dünyayı teyakkuza geçirdi. Dün itibariyle Çin’de tespit edilebilen 14 bin 500’den fazla Corona Virüsü vakası sonucu 304 kişi hayatını kaybetti. Bu da yetmezmiş gibi Şuangçing bölgesinde “Kuş Gribi” tekrar ortaya çıktı. 18 bine yakın kanatlı hayvan itlaf edildi.
Dünya teyakkuzda.
Salgın büyüyor...
Ölüm kol geziyor…
Ülke karantina altında…
Kaçabilen canını kurtarıyor…
Ekonomi çöküyor…
Küresel piyasalar “Siyah Kuğu” riskiyle çalkalanıyor...
Koskoca Çin çaresiz…
Myanmarlıları ve Doğu Türkistanlıları ezen zalimler, “Şüphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, intikam sahibidir.” (İbrahim Sûresi, 47) “İşte biz, suç işleyen toplumu böyle cezalandırırız.” (Ahkâf Sûresi, 25) ayetlerine muhatap oluyor.
***
Şükürler olsun Türkiye’de şu ana kadar Corona vakası görülmedi. Korona virüsü salgını nedeniyle Çin’in Wuhan şehrinde bulunan 42 Türk ve dost ülke vatandaşlarının Ankara’ya intikali ambulans uçağa çevrilen A400M askeri kargo uçağı “Koca Yusuf”la sağlandı. Cuma günü başlayan 16 bin kilometrelik uçuş ve 32 saat süren “Koca Yusuf Operasyonu” başarıyla tamamlandı. Tahliye edilen 32 Türk, 6 Azerbaycan, 3 Gürcistan, 1 Arnavutluk vatandaşı ambulanslarla Zekai Tahir Burak Hastanesi'ne götürüldü. Tahliye edilenler ve sağlık personeli olmak üzere 62 kişinin burada 14 gün gözlem altında tutulacak.
İnşallah korkulan olmaz.
***
Uyuz alarmı!..
Çin, Corona ve Kuş Gribi virüsü ile sarsılırken, Türkiye’de uyuz salgını vakalarıyla ilgili şikayetler her geçen gün çoğalmaya başladı.
Üç kat arttı diyende var, on kat arttı diyen de.
Oranı bilemem, fakat bindiğim toplu taşıma araçlarında hatır hatır kaşınanların sayısı her geçen gün artış var.
Zannımca insanlar herhalde “uyuzluk olsun!..” diye kaşınmıyordur.
Zaten mesele Meclis gündemine taşındı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya “2019’da vaka sayısının on kat arttığına dair bilgiler doğru mudur?..” diye soruldu.
Önceki gün de “İstanbul, İzmir ve Samsun’da bulunan polis meslek yüksek okullarında uyuz vakasının görüldüğü” iddiaları üzerine Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’dan yalanlama geldi.
Bugün okullar açılıyor.
Yarıyıl tatilinin ardından 2018-2019 eğitim öğretim yılının ikinci dönemi için yaklaşık 18 milyon öğrenci ile 1 milyonu aşkın öğretmen ders başı yapacak.
Toplum tedirgin!..
***
Şu teşhisi baştan koyalım; bu hastalığın milliyeti yok, sınıfı var. Türkiye son yıllarda iç savaş ve ekonomik problemler nedeniyle dünyanın her yerinden göç dalgasına maruz kaldı. İç savaş sebebiyle 29 Nisan 2011’de Suriye’den Türkiye’ye yönelen göç dalgası âdeta tsunamiye dönüştü. Buna bağlı olarak artan nüfus nedeniyle ortaya çıkan mesken buhranı, kiraların yükselmesi ve genel olarak hayat pahalılığını beraberinde lokal da olsa bir hijyen problemini ortaya çıkardı.
Türkiye bu tür “sosyal işgal”i 1918-1920 yılları arasında yoğun olarak yaşamış; verem, veba tifo, tifüs, difteri, grip, İspanyol nezlesi, kolera gibi hastalıklardan binlerce insan hayatını kaybetmişti.
Bugün Sağlık Bakanlığı’nın aldığı olağanüstü önlemler sayesinde bu tür vakalarla karşı karşıya gelinmedi.
Fakat her şeye rağmen tedbir şart!..
Uyuz vakalarının salgına dönüşme ihtimaline karşı tedbirler artırılarak, toplum bütün iletişim kanalları kullanılarak bilgilendirilmeli.
***
Uyuz nasıl bulaşır?
Hastalık kişiden kişiye genellikle 15-20 dakikalık bir sürede bile yakın temasla (el ele tutuşma gibi) bulaşabiliyor. Uyuz paraziti kişiye geçtikten sonra ortalama 3-6 hafta gibi bir sürede şikayet oluşturmaya başlıyor.
Özellikle geceleri artan, sıcak banyo ve duş ile şiddetlenen kaşıntı en önemli klinik bulgusudur. El parmak araları, el bileğinin iç yüzü, koltuk altları, kulak arkaları, bel bölgesi, ayak bilekleri, ayaklar, kalçalar, kadınlarda meme uçları ve erkeklerde genital bölgede kaşıntı oluşuyor.
Uyuzdan korunmak için hasta olduğundan şüphelenilen kişilerle temastan kaçınmak, iç çamaşırı, havlu, nevresim gibi kişisel eşyaların temizliğine dikkat etmek, vücut ile direkt teması bulunan eşyaları ortak kullanmaktan kaçınmak, ev, araba gibi alanların temizliğine dikkat etmek gerekiyor.