Hükümet operasyon üzerine operasyon yapıyor. Rekabet Kurulu, market ve tedarikçilere “bozuk para” parolası üzerinden ceza üzerine ceza kesiyor. Fakat bütün yaptırımlara rağmen gıda enflasyonu hız kesmeden tam gaz devam ediyor.
*
“Eski Türkiye”de yılbaşı yaklaştığında zam furyası başlar, iğneden ipliğe her şey ateş pahası olurdu.
Şimdi millete her gün yılbaşı!..
Geçtiğimiz yıl başından bu yana temel gıdaya zam sağanağı devam ediyor. KAMU-AR’ın yaptığı araştırmaya göre Ocak ayında yüzde 3,6, Şubat’ta yüzde 2,8, Mart’ta yüzde 2,5, Nisan’da yüzde 2,3, Mayıs’ta yüzde 1,8, Haziran’da yüzde 1,1, Temmuz’da yüzde 4,2, Ağustos’ta yüzde 3,5, Eylül’de yüzde 2,1 artan temel gıda fiyatları Ekim’de zirve yaparak yüzde 7’ye ulaştı. Son 11 aydaki artışlar neredeyse yüzde 37,6’yı buldu.
Hal böyle olunca, her geçen gün kazan kaynatmak biraz daha zorlaşıyor.
Fırıncılar 2 lira olan ekmeği 2,5 liradan, 2,5 lira olan simidi 3 liradan satmaya başlarken, şekere yüzde 52’lik zam kapıda. Fabrikadan çıkış fiyatı ortalama 3.93 lira olan şekerin fiyatının uygulanacak yüzde 52’lik zamla 5 liraya çıkması öngörülüyor.
Tüketiciye gelene kadar ne olur, orası muamma!..
Piyasada gizli bir şeker krizi yaşanıyor!.. Yoksa tedarik zincirinde oluşan sıkıntılar yüzünden karaborsa günleri yeniden mi geliyor?!..
Sadece ağzımızın değil, tümden tadımız kaçtı!..
*
Ha bu durum sadece Türkiye’ye mi yaşanıyor? Hayır. Bu kriz Amerika ve Avrupa dahil bütün dünyayı sallıyor.
Kovid-19 pandemisi ile üretim çarklarının yavaşlaması, buna ilave olarak bir de küresel kuraklığın baş göstermesi etkisini kademeli olarak göstermeye başladı.
Sadece gıda da değil, bütün sektörlerde meydana gelen bu sıkıntı; “kelebek etkisi”yle dünyayı etkisi altına aldı. Fiyatlar kontrolden çıktı.
Gelinen noktada tedarik ve konteyner krizi küresel ticareti sekteye uğratmaya devam ediyor.
Dikkat ikinci “Büyük Buhran” yaklaşıyor!..
***
KOŞ VATANDAŞ KOŞ, BATAN GEMİNİN MALLARI BUNLAR!..
Peki bütün bunlar olurken, “Efsane Kasım Fırsatları” adı altında yürütülen kumpanyalara ne demeli?.. Tuzu kuru kapitalistler, milletin cebindeki parayı almak için “çılgın indirim” goygoyculuğu ile tüketim iştahını kabarttıkça kabartıyor. “Bu fırsat kaçmaz” replikleriyle medyayı “reklam manyağı”na çevirip, elde avuçta ne varsa almayı hedefleniyor. Koş vatandaş koş, batan geminin malları bunlar!..