Vatanın her sathı, yer gök bayrak... Tarifsiz bir duygunun içindeyiz... Bir tarafta büyük çöküşün hüznü... Diğer tarafta yeniden doğuşun sevinci...
Tıpkı bir asır önceki gibi... Filistin Cephesi yine kuşatma altında... Zalimin zulmü dalga dalga yayılırken dünya sokaklarında... Bombalar altında inen inim inleyen mazlumun feryadı duyulmamakta...
Ey insanlığını, kimliğini kaybetmiş çağdaş köleler!.. Hâlâ anlamadınız mı, “Kahrolsun İsrail!..” demekle kahrolmuyor İsrail!.. Daha da kuduruyor; bebek, çocuk, kadın, yaşlı, yaralı demeden mustazafları katlediyor...
Tabuta konulan Filistinliler 75 yıldır ölmemek için değil, köleleşmemek için savaşıyor!..
Tek başına!..
Ölümü öldürüyor!..
Yurtları siyonistlerce işgal edilse de... Havadan, karadan, denizden yağmur gibi yağdırılan bombalarla evleri başlarına yıkılsa da... Kuşatma altında aç, susuz, elektriksiz, ilâçsız, hastanesiz, doktorsuz, internetsiz, nefessiz bırakılsa da; İsrail’in zulmüne, ümmetin sessizliğine inat İslâm sancağını düşürmemek için şehitlerine kefen, karınlarına taş bağlayarak “küfür milleti”ne direniyor...
*
7 Ekim’den beri ABD, İngiltere, Almanya, Fransa ve bütün bâtıl emperyalistler koro hâlinde, “biz bütün imkân ve kabiliyetlerimizle İsrail’in arkasındayız...” derken, İslâm coğrafyasının vekil liderleri sahiplerinin gölgesinde alçaldıkça alçalıyor...
Bre gafiller!.. Bunca vahşet yaşanırken, itidâl, tel’în, kınama; korkakların karanlıkta ıslık çalmasından öte bir şey değil... Ordularınızla siyonist zulmünü bertaraf etme cesaretini göstermiyorsanız;
Hiç değilse bombalanan bebekler için kıyama durun!.. Hiç değilse sesinizi yükseltin!.. Hiç değilse diplomasinizi askıya alın!.. Hiç değilse ticaretinizi dondurun!.. Hiç değilse petrol ve doğal gazınızı satmayın!.. Hiç değilse katliama direk veya dolaylı destek verenleri boykot edin!.. Hiç değilse trilyon dolarlarınızla zalim siyonistleri besleyen bütün kapitalist sistemleri kilitleyin!.. Hiç değilse dürüst olun, safınızı belli edin!.. Hiç değilse merhameti kuşanın, katliama ortak olmayın!..
Hiç değilse!..
*
Ebû Cehil’den daha zalim, hamile kadınları bile katleden siyonistlerin elebaşı Benyamin Netenyahu ve askerleri... Fakat Habeşistan Kralı Necâşî gibi adil ve cesur değil, Müslüman ülke liderleri... İslâm coğrafyasında hiç fasıla vermeden tekerrür ediyor Hz. Ali’nin “Mazlum en az zalim kadar cesur olmadıkça, zulümden, zilletten kurtulamaz” sözleri...
*
Sisi gibi, Esed gibi zalimler kâdim halkların başında oldukça...
Mezhep savaşlarına tutuşan Müslümanlar birbirine galebe çalmak için emperyalistlerden silah ve emir almaya devam ettikçe...
İsrail’in Arz-ı Mevûd planını gerçekleştirmek için “böl, parçala, yut” taktiğiyle bölgeyi kan gölüne çevirmesine seyirci kalındıkça...
“Turuva Atları”nın en yüksek perdeden esip gürleyip, ortalık karışınca sırra kadem basma oyunu tekerrür ettikçe...
Daha çok kan akacak, daha çok izzet çiğnenecek, daha çok mustazaf topraklarından sürülecek, daha çok masum ölecek. Bu kirli savaş bitmeyecek.
Gazze’de bebeklerin, çocukların, kadınların, ihtiyarların, yaralıların, evlerin, hastanelerin, ibadethanelerin, okulların üzerine ölüm yağdıran İsrail durdurulmazsa sadece Filistin değil, Nil’den Fırat’a kadar hiç bir devlet huzur bulamayacak.
*
Ezcümle; “insan hakları, demokrasi” denilince mangalda kül bırakmayan BM, UNICEF, NATO, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden kimse adalet beklemesin, Ümmet kendi göbeğini kendi kesecek. Hakk, bâtıla galebe çalacak. İnsanlık suçu işleyen siyonist İsrail Yüce Mahkeme’ye hesap verecek.
Batı uygarlığının göbeğinde halkı soykırıma tabi tutulan ilmiyle âmil, îmânıyla kâmil gerçek bir mücâhid Bilge Kral İzzetbegoviç’in dediği gibi: “Hayat, inanan ve sâlih ameller işleyenler dışında hiç kimsenin kazanamadığı bir oyundur.”