Cumhuriyet döneminde din alanındaki nihai hedefin ibadetlerin Türkçe yapılamasıydı.
Fakat yapılan bu çalışmalardan sadece ezan, hutbe ve Kur’an’ın Türkçeleştirilmesi çalışması nispeten başarılı oldu. Ama genel manada ibadetlerin Türkçeleştirilmesi başarılı olmadı.
Bunun temel nedeni elde güçlü bir Türkçe Kur’an mealinin bulunmamış olmasıdır.
Bu nedenle Atatürk’ün isteği üzerine Mehmet Akif’ten Türkçe Kur’an meali yapması istenir.
AKİF VE KUR'AN MEALİ
Atatürk’ün isteği üzerine Mehmet Akif’ten Türkçe Kur’an meali yapması istenir.
Aslında onların istediği meal, ibadetlerde kullanılacak formatta olmasıdır. Yani şiir diline uyarlanmış bir meal olmasıdır.
Mehmet Akif, meal çalışmasına başlar. Fakat yapacağı bu meal çalışmasının asıl amacının Arapça ibadetin yerine Türkçe ibadet için kullanılacak olması olduğunu anladığından çalışmasını bitirmez ve var olanı da yok eder.
Gerçi son yıllarda Mehmet Akif’in Türkçe mealinin bir kısmı bulunup basıldı. Ama bu Mehmet Akif’in çalışmasını ilgili ekibe vermediğini gösterir.
Akif bir anlamda yapılacak olan dinde reform olayına alet olmak istememiştir.
Peki, Akif, böyle bir çalışmadan imtina etmesi üzerine neden başka bir kimseye meal siparişi verilmedi?
Bunun temel nedeni de Akif’in güçlü bir şair olmasının yanında iyi bir Arapça ve Kur’an bilgisine de sahip olmasıdır. Çünkü yapılmak istenen sadece bir meal değildir. İbadetlerde de kullanılacak şekilde şiirsel bir mealdir. Bunu da Akif’ten başkası yapamazdı.