Haberin Kapısı
2020-03-05 17:17:14

Türkiye ve İslâm Dünyası ya da Çatlak Sesler

Halil Mert

05 Mart 2020, 17:17

 “AMAN DİLEYENE EL KALKMAZ.” diyen bir Milletin ırk temelli oluşması mümkün mü?

         Türk Milleti vardır. Ancak, sadece Türk Irkı’ndan müteşekkil değildir. Türk Irkı’ndan olup Türklük Bilinç, şuur ve edebinden kopup, asimile olmuş çok topluluklar vardır. Çin’in Başkenti Pekin’i asırlarca başkenti yapan Türk Devletleri’nin ahâlisi nerede? Mısır’da Devlet-i Türkiyye’nin, Sultan Beypars’ın, Yavuz’a yenilen Tomambay’ın Türk Ahâlisinin evlatları şu anda kimdir Mısır’da? Rus Atasözü’nde “Hangi Rus’un geçmişini araştırsan Türk çıkar.” diyor. Babür’ün Pakistan ve Hindistan’daki Türk Torunları kimler?

         Ya Atilla’nın Askerleri? Sadece Macaristan’da mıdır?

         Tarihte en çok asimile olan millettir Türkler. Yani, Türk Irkı’ndan olup da şimdi “Türküm” diyenlere düşman çok topluluk vardır.

Türkler’de ırkî taassup yoktur.

Türklük, ırk üzerinden gelmiyor, Töre üzerinden biçimlenip geliyor. Töre’yi tanımadan “Türk” üzerinde konuşamazsınız. Bu gün, Türk, Kürt, Moğol, Kazak, Kırgız, Boşnak, Çerkez, Pomak, Arnavut vd. kurşun döker, evin kapısına koç boynuzu asar, dış kapıya at nalı asar, mevlit okutur, saz çalar, komşusu aç iken tok yatmaz, kan davası güder, kız kaçırır, imece yapar, avcıları gerekmedikçe kurt vurmaz…

 

TÜRK DEYİNCE AKLA MÜSLÜMAN GELİR. Peki, ya Müslüman olmayan Türkler? Eğer, İstiklâl Harbi’ndeki Ortadoks Karaman Türkleri gibi, Ermeni, Azerbaycan Savaşı’ında Rus Ordusu’ndaki Gagauz Türkleri gibi, taaa Yakutistan’dan Türkiye’ye “Ben de Türküm.” deyip okumaya gelen Gök Tanrı inancındaki Yakut Kızımız gibi, tercihlerini Müslüman Türk Kardeşlerinden yana yapıp omuz omuza oluyorlarsa bu insanları hangi vicdan itebilir, hangi insanlık arkasını dönebilir? Kucaklamaktan başka bir davranışımız olabilir mi?   

“Türklüğü bedeni, İslâmiyeti ruhu bilmek…” en güzel özet esasında.

Türklük bedeninde, cesaret var, İmân var, Cihad var, İmam Maturîdî var, akıl var, İ’lay-ı Kelimetullah var. Mâzlumdan yana olma var, Töre var, Şanlı bir tarih ve hassa bir şuur var…

Milletimizin sevgisinin karşısına güzel dinimiz İslâm’ı, Milletimizin karşısına sanki birbirine karşı değerlermiş gibi ümmeti getirenler alçak, habis ruhlu ve art niyetli kişilerdir. Türk Milleti, Ümmet-i Muhammed’in bir parçası değil midir? Milletimizi sevmek töredendir, ancak İmân kardeşliği Allah’ımızın en temel emridir. Hiç kıyaslanabilir mi? Pekî, Türkiye dışında yaşayan Müslüman Türkler yani soydaşlarımız ayrıca İmân Kardeşimiz değil mi?

 

Türk Dünyası, Türkiye’den ve bağımsız diğer Türk Cumhuriyetleri’nden ibaret değildir. Şu anda dünyada Türklerin yaşamadığı toprak yoktur. “Dilde, Fikirde, İşte BİRLİK” yapacak Türk Devletleri, halen bağımsız olamayan Türk Halklarını, Özerk Türk Devletleri’ni himaye etmelidir. İslâm Coğrafyası’nın Mazlum Müslümanları’nın kurtarıcısı ve öncüsü olmalıdır.

 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Mete Han’dan bu güne hep bağımsız gelmiş, devlet kurmuş Türk Topluluklarının son devletidir. 1923’te kurulmamıştır. M.Ö. 7000’li yıllarda kurulmuştur desek mübalağa etmiş olmayız. Anadolu ve Ortadoğu’daki izleri 5000 yıllıktır. Anadolu’da kök arayanlar, Kürt kardeşimi Türk’ten koparma adına Ermeni ile, Yahudi ile, hatta Fransız ile akraba yapmaya kalkanlar vicdan yoksunudur. Türkler Osmanlı Vatandaşı tüm diğer unsurlarla akrabadır. Tüm Müslümanlarla da kardeştir.

 

Ülkemiz 250 yıldır sürekli ardı ardına çok zor günler geçirmiştir. Ciddi manada direniş gösteren Sultan Abdulaziz şehid edildi, Abdulhamid Han, azledildi, Vahdettin Han kovuldu. Cumhuriyet Süreci tartışılır konumunu korumaktadır. Biz ölü sevici de değiliz, ölülerine tapan paganlardan da değiliz. Tarihten ders alırız, kavga etmeyiz. Geleceğe dönük hareket etmeliyiz, ederiz.

Tehdit, aldatma ve ihanet her zaman açık, görünür ve alenî değildir. Hele de son 300 yıldır İslâm Dünyası en çok dinî algısı ile oynanmak sûreti ile ve mikromilliyetçilik (unsuriyetçilik) belası ile bölünmüştür.

Osmanlı zannetmeyin ki dışarıdan yıkıldı! Hayır!.. Bir yanda “Ham yobaz kaba softalar”, diğer yanda toplumu onlardan korkutarak dönüştüren Batıcılar!..

Dün ülkeyi 28 Şubat Süreci’ne getiren Laikçi kesimlerin karşısına sözde camiönü  şeriatçıları, Ankara’ya yürüyen Aczmendiler ve Fadime’li şeyhleri, uyuşturucu kaçakçısı şeyh Kalkancılar, Hilafetçiler, Sahte Mehdiler.. vs. vs. vs. Diğer yanda FETÖ’yü büyüten radikal laikler…

12 Eylül 1980 öncesi iç savaş yılları.

40 yıldır ülkemize kâbus gibi çöken bölücülük. Bölücülere karşı Çözüm Süreci dediğimiz bir süreç yaşandı. Halkımızın içine sinmeyen bu süreci entel dantel liberal, Batıcı çevreler, bir kısım İslâmcı! denebilecek çevreler hep birlikte destekledi. Hatta üniter yapımızı akâmete uğratacak eyalet sistemine benzer, ülkeyi bölebilecek adımlar içeren yeni sistemler önerenler dahi oldu. Zor zamanlardı. Aşıldı. Ancak Milletimiz unutmadı. Sonrasında Gezi Olayları yaşandı… becerebilseler içsavaşa götüreceklerdi ülkemizi. Milletimizin ferâseti yendi.

Kötülükler iç içe kol kola eşzamanlı sürüyordu. FETÖ istediklerini bir türlü alamıyordu hükümetten. Başladı tahrip etmeye. FETÖ’cüler, onlarla menfaat ilişkisine girmiş bazıları, FETÖ ihanetinin hükümeti yıkacağından emin bazı çevreler hep birlikte Hükümet ve dönemin Başbakanı R. Tayyip ERDOĞAN’a açık kapalı hücum ediyorlardı. Düşünün hükümetin başındaki adamın psikolojisinin bozukluğu dahi Tv. kanallarında işin uzmanı bilinen kişilerce dahi konuşuluyor ve 15 Temmuz İhaneti’ne doğru Psikolojik Harp, harekât yöntemleri ile toplum adeta FETÖ’den yana olmaya yönlendiriliyordu. Nihayet, ihanetin zirvesi yaşandı 15 Temmuz’da. Halkımız darbeyi engelledi. Milletimiz devlet ve vatanına sahip çıkmıştı.

 

Şimdi…

Ülke kuşatmayı kırıyor.

Şimdi…

Ülkem terörü sınırlarının dışına attı. Suriye ve Irak’ta boğuyor ihaneti.

Şimdi…

FETÖ ve işbirlikçileri ile çetin bir mücadele içinde ülkemiz.

Şimdi…

Muhalefetin başında FETÖ’nün kaset skandalı ile gelmiş bir Genel Başkan ve âvânesi var. O’nu muhjalefetin başına taşıyan danışmanlarının bir kısmı yurt dışında, bir kısmı tutuklu ya da yargıda açılmış dosyaları…

 

Şimdi…

ABD, İngiltere, Almanya ve Batı bir yanda. Diğer yanda Rusya. İran mı? İran, ABD, İsrail ve İngiliz Uşağı Suudi ve âvâneleri ile Yemen’i ve Irak’ı yıkıyor, Rusya ile Suriye’yi…

 

Türkiye’mizin kozları ne peki?

Diyorlar ki, Rusya’da Türkler var. İran’ın yarısı Türk. Neden İran’lı ABD’nin öldürdüğü General K. Süleymanî gibi bölgeyi ayaklandıramıyoruz? Çok doğru. Haklılar. Bunun için ne gerek biliyor musunuz? Önce çok güçlü bir birlik ve beraberlik. Sonra bu birliğin yansıması en az %60-70 oy almış bir hükümet. Yani halkın çoğunun şuurla desteklediği bir Devlet Başkanı. Milletin yazılmamış Milli İdeolojisine bağlı başta Ordusu, Emniyeti, İstihbaratı, Hükümeti ve Halkı…

Milli İdeolojimiz, tarihimizde kanla, gözyaşı ile yazılmıştır. İmân, İslâm Esâsları, Töre ve Milli Terbiyemiz hepimiz için temel ve bağlayıcı referanslardır. Milli değerlerimizdeki tüm tanımlar Rabb’imizin emir ve tâlimatları ile belirlenmiş ve yeniden düzenlenmiştir. Milletimiz, Allah’ın âhkâmını mihenk yapmış, töresinin en tepesinde emredici ve kuşatıcı olarak durmaktadır. Bu Millet Değerler Sistemi ile var olmuştur. Türkiye’mizin İran’lı generallerden daha becerikli, çalışkan, gözü kara generali de var, öğretmeni de, polisi de…

Esas olan devlet ve Milletimizin yazılı olmayan yürekten yüreğe taşınan Milli İdeolojisidir. Ayrıca, Devletin de temel ideolojisi Milli Güvenlik, Bekâ, Neslin hiçbir şekilde bozulmasına fırsat verilmeden eğitimi ve devamlılığı ve Halkın Huzurudur. Devlet kişilerin ideolojik hassasiyet ve zaafiyetleri ile yönetilemez. Özellikle tepe kadroların tamamı bu duygu ve bilinçte olmalıdır.

 

Aziz Milletim.

Şimdi güçlü bir şekilde, kol kola omuz omuza Cumhurbaşkanımızın etrafında dimdik durma zamanı.

Askerlerimiz Irak ve Suriye’de cephede. Asılsız dedikodulara kulak asmadan Mehmedimize destek olma zamanı.

Muharip ve Mücahit Milletimizin yiğit oğulları, gencecik Mehmedimiz çatışıyor. Türk Milleti’nin sadece askerleri muharebe etmez. Savaş topyekûn yapılır. Savaştasın Büyük Türk Milleti. Birinci Dünya Savaşı’nın aralıksız sürdüğünün bilincinde olmalısın. Dedene “Hasta Adam” demişlerdi. Diyenler gene düşman.

 

Şimdi çok çalışma zamanı…

Şimdi güçlü olma zamanı…

Şimdi, Sakarya önünde olma zamanı.

Şimdi Çanakkale Zamanı…    

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.