Her Ramazan ayında Filistin’i bombalamayı âdet haline getiren terörist İsrail ordusu ateş kusmaya devam ediyor.
Siyonist İsrail yine Dünya Kudüs Günü’nde, Ramazan’ın son Cuma’sında, Leyle-i Kadir Gecesi’nin arafesinde, “cehennemden azad günleri”nin gölgesinde Mescidi Aksa’da secdeye gidip, Rabbine yakınlaşan binlerce mustazafın üzerine kurşun yağdırıp kanını akıttı. Cumartesi günü daha da azgınlaşan terörist İsrail, Kur’an-ı Azimüşşan’ın indirildiği “bin aydan daha hayırlı gece”de, meleklerin semadan fevç fevç yeryüzüne indiği vakitlerde isyanını sürdürerek, Filistinliler üzerinden Allah’a açık açık savaş açtığını ilan etti.
Adaletsizlikte sınır tanımayan terörist İsrail Yüksek Mahkemesi, bugün Doğu Kudüs’te yurtları Yahudi yerleşimciler tarafından gasp edilen Filistinlilerin haklarını ihlal edecek bir karara daha imza atacak.
***
“Küresel Firavunlar” 14 Mart 1948’de başladıkları Filistin’deki ilhak operasyonlarını acımasızca sürdürüyor. Filistin’in kalbi, insanlığın ortak mirası Kudüs başkent ilan edilerek Siyonist İsrail’e peşkeş çekiliyor. Kanı dökülmek, gözyaşına boğulmak, tecavüze uğramak bu coğrafyada yaşayan Müslümanların kaderiymiş gibi seyrediliyor. Nüfusu 1,6 milyarı bulan İslâm dünyasında Türkiye dışında çıkıp da bu zulme “One Minute” demiyor.
*
Kudüs’te yok edilen İslâm’ın mirası, akan kan Ümmetin kanı, çiğnenen onur bütün Müslümanların onuru. Kudüs davası, yalnızca Filistin’deki bir avuç Müslümanın davası değil. O Kudüs ki; hepimizin ortak davası, hepimizin meselesi ve hepimizin kırmızı çizgisi.
*
Kudüs’te yine kan, yine gözyaşı ve yine belirsizlik hüküm sürüyor. Siyonist İsrail’in Kudüs’ü işgali hız kesmeden devam ediyor. Müslümanların hâli Kudüs’te tezahür ediyor. Kudüs’te yaşananlar karşısında görmeyen, duymayan, konuşmayan ve acı çekmeyen yürek; ya deliye, ya da ölüye aittir. Her iki tespiti de kabul etmeyenler için bir yol daha var; o da iffetsizliktir. Ümmetin izzeti şu anda ziyanda; bu da ölümden daha beter.
***
Ey Kudüs!..
Hz. İbrahim’in hicret ettiği... Hz. İsmail ve İshak’ın doğduğu... Hz. Yusuf’un berzahı... Hz. Musa ve Harun’un uğruna yürüdüğü... Hz. Davut’un fethettiği... Hz. Süleyman’ın yücelttiği... Hz. Zekeriyyâ ve Yahya’nın canlarını verdiği... Hz. Meryem’in ilahî ikrama nâil olduğu... Hz. İsa’nın sadık dostu... Hz. Muhammed’in miraca yükseldiği... İslâm ümmetinin ilk kıblesi... Harîm-i ismetimiz; dârüsselam Kudüs. Zulüm altında inim inim inlerken; acılarını sükûta gömen Kudüs...
*
Ey Kudüs!..
İlk kıblemiz, Nebilerin çıktığı, şeriatların feneri, mazlumların sığındığı selam ve iffet şehri... Peygamberler beldesi… Hz. Ömer’in emannâmesiyle herkesin emniyete kavuştuğu adalet yurdu… Hz. Bilal’in ezanı arş-ı âlâya yükselirken hüngür hüngür ağlayanların şahidi… Sen ki, şarkın en sevgili sultanı Selahaddin’nin uğruna ölmeyi göze aldığı aşkısın.
*
Ey Kudüs!..
Zalim siyonistlerin kuşatması altında inim inim inlemektesin. Mescid-i Aksa kıyamsız, rükûsuz, secdesiz ve dahi duasız kalmanın hüzünlü vakitlerini yaşıyor. İsrail’in çirkin emelleri ile kirletilen bu kadîm mâbedde, müminlerin kalpleri arınarak Allah’a temiz ve pak olarak yükselemiyor.
*
Ey dinlerin incisi Kudüs!..
İsrâ ve mîracın tanığı... Sokakların, minarelerin ve dahi masum çocukların hüzün kokuyor!.. Gözlerden yaş, bedenlerden sel gibi kan akıyor!.. Ne haldesin sen böyle!.. Ümmet gibi paramparça!..
Kudüs’le birlikte insanlık da çığlıklara duyarsız bakışlar arasında ölüyor. Mustazaflar ateş topuna dönen yurtlarından savruluyor. Nereye baksanız feryatlar arş-ı âlâya yükseliyor. İslâm Âlemi’nin öncü birlikleri Filistinliler Mescid-i Aksa’da can çekişiyor. Kudüs, iman sancağını düşürmemek için tek başına “küfür milleti”ne direniyor. Kudüs’te kıyamet yaşanıyor!.. İnsanlık susuyor!.. Kudüs ölüyor!..
Esaret altında inim inim inleyen Filistinli, Gazzeli, Kudüslü, Suriyeli, Iraklı, Libyalı, Doğu Türkistanlı, Myanmarlı mazlumların sesleri arşı âlâya yükseliyor. Ey şerefi yerle yeksan olmuşlar topluluğu; bu arşa yükselen feryatlara kulaklarınızı ve vicdanlarınızı daha ne kadar tıkayacaksınız?.. Ey dünyanın bir nefeslik şehvetine köle olanlar; Kâbe’yi Ebrehe’nin fillerinden koruyan Allah, siz kılınızı kıpırdatmasanız da Mescid-i Aksa’yı bâtılın eline bırakmayacak. Nemrutların yaktığı ateşi söndürüp, İbrahimî duruşlu mustazafları kurtuluşa erdirecek.
*
Unutmayalım!.. Ya Nemrutların yaktığı ateşte yanacağız, ya da İbrahimî bir duruşla kurtuluşa ereceğiz. Şunu çok iyi biliyoruz; Kudüs düşerse Mekke düşer, Mekke düşerse Medine düşer, Medine düşerse İstanbul düşer!.. Bu da şu demektir: “Onlar ağızlarıyla Allah’ın nûrunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler istemeseler de Allah nûrunu tamamlayacaktır.” (Saff, 8)
Hamiş:
Hain saldırılarda kanı akıtılanlardan birisi de eski mesai arkadaşımız Anadolu Ajansı Ortadoğu Editörü Turgut Alp Boyraz’dı. Yâ Râb, mazlumların kanını dökmekten senin Haremi Şerifini yakıp yıkmakta haddi aşan zalimleri kahreyle... Yâ Râb, bu mübarek günlerin hatrına kanları akıtılan kardeşlerimize eş-Şâfî isminle şifâlar ihsan eyle...