Son dönemlerde çok yönlü bir “kriz” girdabına girdik, biri bitmeden diğeri başlıyor. Önce İzmir Diriliş Kilisesi Papazı Andrew Craig Brunson ve PKK yandaşı Alman gazeteci Deniz Yücel, şimdi de Osman Kavala üzerinden yürütülen “5. Kol Faaliyetleri”yle Türkiye’ye diz çöktürülmeye çabalanıyor.
*
Papaz Brunson davasını kısaca hatırlayalım...
ABD; FETÖ, “İran yaptırımlarının ihlali” gerekçesiyle Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın alıkonması, Birleşmiş Milletler Kurulu’nun Trump’un Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilân etme kararını yok hükmünde sayması, Rusya’dan S-400 alımı, YPG/PKK’ya yönelik operasyonlar, Suriye krizinden sonra FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan İzmir Diriliş Kilisesi Papazı Andrew Craig Brunson üzerinden Türkiye’ye “ekonomik suikast”ler düzenlemeye başladı.
Bunlarla da yetinmeyerek, 2018 yılında da papaz Andrew Brunson’ın “haksız tutukluluğu” gerekçesiyle Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya karşı yaptırım kararı aldığını açıkladı. Bakanları ABD’deki mal varlıklarıyla tehdit edip, bütün ilişkilerini askıya aldı. Türkiye F-35’in parça üretiminden çıkarıldı. CAATSA Yaptırımları (Amerika’nın Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası) devreye sokuldu.
*
Dahası var...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 13 Mayıs 2018’de bir dizi temaslarda bulunmak üzere İngiltere’ye gitmiş, bu seyahat esnasında Birleşik Krallık Kraliçesi 2. Elizabeth ile Buckhingam Sarayı’ndan görüştü.
Bu ziyaret esnasında yaptığı açıklamada faiz ve enflasyon konusuna değinmiş, “Sebep-netice ilişkisine baktığımız zaman, faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Faiz ne kadar düşük olursa enflasyon da o kadar düşük olacaktır…” ifadelerini kullandı.
Bu söylem “Küresel Haydutlar”ın yönettiği uluslararası piyasalarda çok sert bulunarak, kur saldırısının işaret fişeği atılıp 14 Mayıs’ta 4.32 Türk Lirası olan dolar, 15’inde 4.46 seviyesini test edip 16’sında 4.50 seviyesine ulaştı. Tarihler 23 Mayısı gösterdiğinde ise rekor denemelerine devam eden dolar 4.92’ye kadar yükseldi.
Bütün enstrümanlar devreye sokulmasına rağmen dövizdeki ateş bir türlü söndürülemedi. Artçılar çoğaldıkça, manipülasyonlarla oyun içinde oyun kuruldu. “Küresel Haydutlar”a gün doğdu.
*
24 Haziran Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve 27. Dönem Milletvekili Seçimleri’nden “millî irade”nin zaferle çıkmasıyla saldırıların dozajı arttı. Seçim öncesi soğan ve patatesle başlatılan fırsatçılık yangını, içimizdeki “işbirlikçi haydutlar”ın da omuz vermesiyle iğneden ipliğe her şeye sıçratıldı.
“Küresel Haydutlar” 12 Ağustos 2018 tarihinde piyasaların kapalı olduğu bir saatte (20.00-22.00 arasında) Asya piyasaları üzerinden harekete geçti. Londra merkezli saldırıları sonucu, dolar 7 Türk Lirası’nın üzerine çıkarak ekonomiye “kamikaze saldırısı” gerçekleştirdi.
Türk Lirası, “Küresel Haydutlar” tarafından yapılan bu saldırılarla âdeta pula çevirdi.
Mahkeme yaklaşık 2,5 aydır ev hapsinde tutulan ve Türkiye ile ABD arasında gerilime neden olan Andrew Craig Brunson’ı 3 yıl 1 ay 15 gün hapse mahkum etti. Yattığı süre göz önünde bulundurulan Brunson 12 Ekim 2018’de serbest bırakıldı.
Yani papaz Brunson bahane, operasyon şahaneydi!..
***
Şimdi neler oluyor!...
4 yıldan beri cezaevinde tutulan Taksim Gezi Olayları’nın fişekleyicisi, finansörü, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin olarak “Anayasa’yı ihlâl” ve “siyasal veya askeri casusluk” suçlarından yargılanan Osman Kavala’ya “özgürlük” için “Haçlı İttifakı” devreye girdi.
Amerika Birleşik Devletleri Ankara Büyükelçiliği, 9 ülkenin (Almanya, Fransa, Finlandiya, Danimarka, Hollanda, İsveç, Kanada, Yeni Zelanda ve Norveç) büyükelçiliğini de yanına alarak twitter hesabı ve internet sitesini üzerinden Türk mahkemelerine Taksim Gezi Parkı Olayları ve 15 Temmuz Darbe girişiminden yargılanan Osman Kavala’yı serbest bırakma çağrısı yaparak bir kez daha haddi aşan bildiriye imza attı. Neymiş efendim, Kavala’ya yapılanlar demokrasiye saygıyı, hukuk devleti ve şeffaflık ilkelerini gölgeliyormuş.
Bu eylemin ardından teyakkuza geçen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bildiriye imza atan büyükelçiler için Dışişleri Bakanlığı’na “Persona Non Grata-İstenmeyen Kişi” ilan edilmesi talimatını verdi.
Bunun üzerine papaz Brunson operasyonunda olduğu gibi başını ABD’nin çektiği “Küresel Haydutlar” kirli oyunlarını birer birer devreye sokmaya başladı.
- 1989 yılında G-7 Paris Zirvesi sonrası kurulan Mali Eylem Görev Gücü (FATF), kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanını engellemede eksikleri olduğu için Türkiye’nin daha sıkı izlenmesini gerektiren “gri liste”ye alındığını duyurdu.
- ABD Temyiz Mahkemesi, Halkbank'ın yaptığı başvuruyu reddederek, bankanın İran’a Amerikan yaptırımlarını delmesine yardımcı olduğu suçlamasıyla yargılanabileceğine hükmetti.
- Dün sabah Asya piyasası tıpkı “Papaz Andrew Brunson” gerginliğinde olduğu gibi Dolar/TL kuru yeni bir rekorla işlem görmeye başladı. Pazartesi günü Asya piyasalarında işlemlerin başlamasından kısa bir süre sonra Dolar / TL kuru 9,85’in, Euro/TL kuru ise 11,46’nın üzerinden işlem gördü.
Yani Kavala bahane, operasyon şahane!..
*
Dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, birçok iç ve dış meselenin yanında özellikle ateşi söndürülemeyen kur ve “Persona Non Grata-İstenmeyen Kişi” ilan edilen 10 büyükelçinin durumu masaya yatırıldı.
Toplantı yapılırken ABD ve diğer bazı ülkelerin büyükelçilikleri geri adım atarak, diplomatların bulunduğu ülkelerin kanun ve nizamlarına riayet etmesini öngören Diplomatik İlişkiler Hakkındaki Viyana Sözleşmesi’nin 41. maddesine riayet ettiklerini açıkladılar. Yani bir anlamda tükürdüklerini yaladılar.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ekim sonunda Roma’da düzenlenecek G-20 Liderler Zirvesi’nde küreselcilerin lideri ABD Başkanı Joe Biden ile baş başa yapacağı görüşme sonrasında yaşanan bu “örtülü savaşı” durdurabilecek mi?..
Bekleyip, göreceğiz...
*Persona Non Grata: İstenmeyen kişi