Haberin Kapısı
2021-03-08 11:44:16

Yûsuf'un düştüğü kuyudayız!..

Sabri Gültekin

halilsivasi@yahoo.com 08 Mart 2021, 11:44

1 Mart’ta Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı’nın ardından yeni tip Koranavirüs (Kovid-19) pandemisiyle ilgili “Kontrollü Normalleşme”nin startı verildi; hayatımıza yeni renkli (mavi= düşük risk, sarı= orta risk, turuncu= yüksek risk, kırmızı= çok yüksek risk) kavramlar girdi.

Renkli dediğimize bakmayın; Kovid-19 hayatımıza girdi gireli rengimiz soldu, tadımız iyice kaçtı. Fakat kısıtlamaların zirve yaptığı ikinci pik döneminden beri dijitalleşmeye rağmen eğitim hayatı sekteye uğradı, kepenkleri kapanan esnaf sıkıntıdan patlamanın eşiğine geldi.

Sağlık Bilim Kurulu’nun tavsiyeleri doğrultusunda “Kontrollü Normalleşme”nin müjdesini veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaşlısından gencine, öğrencisinden esnafına herkesi sevindirdi.

Öğrenciler aylar sonra okullarına, öğretmenlerine arkadaşlarına kavuşmanın sevincini yaşadı.

Restoran, lokanta, kafeterya, pastane, kıraathane esnafı çay, kahve ve damak çatlatan lezzetleriyle ayrı kalan müşterilerine kavuştu.

*

Gevşeklikte sınır tanımayanlar bu sürecin “Kontrollü Normalleşme” olduğunu unutarak, belirlenen kuralları hiçe sayıp daha ilk günlerden anormalleşmeye başladı. Günlük ölümler azalmasına rağmen, vaka sayıları arttıkça arttı. Şehirler renkten renge girdi. En çok da turuncu ve kırmızıya.

Bütün Türkiye 13 hafta aradan sonra geçtiğimiz Cumartesi günü sabahın ilk ışıklarıyla birlikte âdeta “Hayat evde kalınca değil, gezince güzel” diyerek aylardır hapis oldukları yuvalarından firar etti. Saat 07:00 ile 19:00 arasında yollarda trafik yoğunluğu yüzde 80’e kadar ulaştı. Kafeler doldu, hatta taştı. Herkes sokakta, parkta, sahilde gezebilmenin, ormanda özgürce piknik yapabilmenin keyfini çıkardı.

Fakat keyfin de bir sınırı olduğunu unutanlar yüzünden şehirlerin rengi değişti. Kimi maviden sarıya, kimi turuncudan kırmızıya döndü.

Niçin?.. Dem bu demdir diyen sorumsuzlar yüzünden.

*

Bu Pazar günü sadece şehirleri mavi ve sarı olanlar dışarıdaydı. “Temizlik+Maske+Fiziki Mesafe” kurallarına riayetin ödülü olarak özgürlüğün tadını çıkardılar, çıkarmaya da devam edecekler. Yeni dönemin kuralı bu; mavi ve sarıya ödül, turuncu ve kırmızıya cefa.

*

Bütün gözler pandeminin ilk gününden beri zirveden inmeyen İstanbul’da. Yeni tip Koranavirüs (Kovid-19) Türkiye’ye ilk kez İstanbul kapısından girdi, en son da buradan çıkacak. Bu anlamda ölüm kalım mücadelesinde pilot vilayet İstanbul. Yeni dönemle tekrar başa dönme korkusu yaşayan Vali Ali Yerlikaya ve İstanbullular diken üstünde...

*

Pandeminin ilk gününden beri 7/24 koşuşturan Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca bir yandan pandemiyle, diğer taraftan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile mücadele ediyor. Öteki taraftan ise kendisine ulaşan verileri Twitter üzerinden kamuoyu ile paylaşıyor. Dünkü paylaşımında yeni dönemin tedirginliğini şöyle özetliyordu: “Beklediğimiz Cumartesilerin ilki! Devamı, kıymetini bilmemize bağlı. Bu hafta ne kadar tedbirli olursak şehirlerimizin rengi ona uygun olarak şekillenecek. Mevcut avantajlarımızı kaybetmemek için daha dikkatli ve temkinli hareket etmeliyiz.”

(Bütün tedbirlere rağmen Türkiye’de “kontrollü normalleşme” ile yükselişe geçen vaka sayısı dün itibariyle 2 milyon 769 bin 230’u bulurken, vefat sayısı 28 bin 965’e ulaştı. Dünya genelinde ise 117 milyon 273 bin 904 vakayla birlikte, ölü sayısı 2 milyon 605 bin 533’ü aştı.)

*

Bütün uyarılara rağmen maalesef vaka artışında Samsun, Sinop, Giresun, Ordu, Tokat, Trabzon zirveyi paylaşırken, İstanbul, Ankara ve İzmir’de tehlikeli tırmanış devam ediyor. Bu gelecek günlere çok farklı renk ve kısıtlamalarla devam edeceğimizin, daha doğrusu malûmun ilâmıdır.

*

Şaşaalı parti kongreleri...

VIP cenaze merasimleri...

Ayların özlemini gidermek için yapılan ev ziyaretleri...

Mekanlarda tıkış tışık oluşturulan dost meclisleri...

Millet olarak iyiyiz, hasız amma velâkin bazen vur deyince öldürüyoruz!..

Etmeyin, eylemeyin; bu gözle görülmeyen sinsi katille baş etmenin yolu birlikte mücadele etmekten geçiyor. Başka da yolu yok. Ha Mavi Vatan, ha Mavi Alan; ikisi de özgürlüğümüzün simgesi. Vazgeçme lüksümüz yok.

***

Anlayalım artık, şu anda kıssaların en güzelinde anlatılan Yûsuf aleyhisselâmın düştüğü kuyudayız!.. Bu kuyudan kurtulmak için önce bazı özgürlüklerimizden vazgeçmeliyiz!.. Yaşadığımız olaylara bir imtihânın gereği olarak kuyuya atılmak değil de, düşmek zaviyesinden bakmalıyız. Çekilen çile, gösterilen metânet ve sabırdan sonra mutlaka Yûsuf aleyhisselâm gibi selamete edeceğiz.

Tedbir bizden, takdir Allah’tan.

*

Hamiş: Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın Kovid-19 illetine yakalandığını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Diğer hastalar gibi kendilerine de şifâ-i âcil diliyoruz.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.