Bundan tam 5 sene önce bir program vesilesi ile bir araya gelmiştik. Henüz yeni yazdığı kitabı büyük bir ali cenaplık göstererek “Dostum” diyerek imzalayıp vermişti. Saadet Partisi Bağcılar İlçe Teşkilatı bünyesinde kurmuş olduğumuz Kitap Kulübü vesilesi ile kitabını okuduk. Okuduk ama kitabın kapağını çevirir çevirmez attığı imzaya ve “Dostum” ibaresine ilişti gözüm. Bana “Dostum” diyen bir yazarın kitabını tam 5 sene sonra okuma nezaketsizliği gösterdim. Dost olana bu yapılmamalıydı onun için bu vesile ile kıymetli yazarımızdan Bilali Yıldırımdan mahcubiyetimi beyan ederek özürlerimi kabul etmesini rica ediyorum.
Kitabın içeriğine baktığım zaman her sayfası her bölümü “ben bu kitabı neden daha önceden okumadım?” Pişmanlığını yaşattı bana. Küçük bir kitap ama dünyaları adeta içine sığdırmış. İdealist bir Senaryo yazarının hayal dünyasının tezahürü olmuş adeta kitap. Kitapta “bir senaristten Devlet Başkanı olursa ne olur?” sorusunun cevabı aranmış. Devletlerin yüz milyonlarca Dolar hatta Milyarlarca dolar harcayarak yapamayacakları şeyleri aslında bir senaristin çok küçük bütçelerle sadece kendi ülkesinin insanlarını değil vicdan sahibi tüm dünya halklarının ortak duygu/hislerine hitap eden senaryolar yazarak ve film/dizi/belgesel haline getirerek erk sahiplerini harekete geçirebileceğinin somut örnekliğini göstermiş.
2007 ya da 2008 yılı olacak D-8 lerin kuruluş yıldönümü vesilesiyle D-8 ülkeleri Rahmetli Erbakan Hocamızın Başkanlığında ve ESAM’IN davetiyle Çırağan Sarayında bir araya geldiler. Erbakan Hocamız uzun uzadıya Siyonizm mikrobunu ve onunla nasıl mücadele edilmesi gerektiğinden anlatırken sözü Malezya Devlet Başkanı Mahathir Muhammed alır. “Hocam Allah razı olsun güzel anlatıyorsunuz bizde ülkemizde bunu yapıyoruz bir nesil yetiştiriyoruz ama elin oğlu geliyor 1-1,5 saatlik film yapıyor bizim yetiştirdiğimiz nesli zehirliyor. Bunlara karşı mücadele edebilmek için Hollywood Enstitüsünü kurmamız gerekir. Filmlerle/belgesellerle sosyal medyayla bunlara karşı mücadele edebiliriz” der.
İşte bundan birkaç yıl sonra da Müsider (Müzik ve Sinema Derneği) kurulur!
Aslında Mahathir Muhammed’in ifadeleri ve ne anlatmaya çalıştığı nettir yapılacak işlerde somut bir şekilde ortadadır. Rahmetli Hoca da bu minvalde bu işlerle uğraşacak ilgili STK nın da kurulması için talimatını vermiştir. Ancak vefatından ancak 2 yıl sonra bu dernek kurulabilmiştir. Hatta yapılacak Film/Belgesel/Dizi gibi aktivitelerin finansmanını karşılayacak ilgili İşadamları derneğini de zamanında kurmuştu. Nevarki görevini icra etmeyen yapılar ne kadar şaşalı da olsa ne kadar görkemli de olsa hiçbir anlam ifade etmiyor.
Hz. Ali’nin “çocuklarınızı bugün için değil gelecek zamanlar için yetiştirin” sözünün ne kadar anlamlı ve ne kadar değerli olduğunu gün be gün daha iyi anlıyoruz. Sosyal Medya ya da Radyo-TV-Sinema sektörünü boş işe yaramaz bir uğraş gören insanlarla ne kadar yol alınabilir ne kadar nereye gidilebilir kocaman bir soru işareti.
Geçenlerde Milli Görüş Hareketi Filistin’de yaşanan Siyonist mezalimine karşı Gemi kaldırma kararı almıştı. Genel Başkan Mahmut Arıkan YENİAD isimli İşadamları derneğinin uzun süredir uğraştığı bu çalışmayı ete kemiğe bürünen açıklamasını yaparak tüm Milli Görüş Camiasını işin içine dâhil etti. Dışarıdan alabildiğimiz bilgiye göre tam 42 adet gemi alınabilecek kadar parayı filoyu kaldıran uluslararası aktivist oluşuma teslim ediyorlar. Onlarda ihtiyaç oranında irili ufaklı farklı ebatlarda gemiler alarak süreci yürütüyorlar. Allah hepsinden razı olsun. Dünya gündemine Gazze’yi/Filistin’i taşıdılar. Ancak bu öyle çok uzun süreli olmadı. Bir ya da bilemediniz Dünya gündemini 2 ay meşgul etti. Ve milyonlarca dolar para harcanarak alınan Gemiler İsrail’e teslim edilmiş oldu. Geri alınabilmesi için gündem dahi yapılmadı.
Yapılan bir araştırmaya göre Gazze Türkiye Halkının sadece %8 inin gündemini meşgul ediyormuş. Oysa o toplanan paralarla daha farklı şeyler yapılabilir yıllar yıllı dünyanın gündeminde kalınabilir ve hatta tüm dünya halklarının uyanışına/dönüşümüne sebep olunabilirdi.
Hatırlayacak olursanız İran yapımı Hz. Yusuf filmi sadece 5 Milyon Dolar gibi bir rakama mal olmuştu. Film 3 Sezon oynadı ve toplam 45 bölümden oluştu. Düşünün Sumud Filosuna aktarılan para böyle bir sektörde değerlendirilseydi neler olurdu neler yapılabilirdi?
İşte Senarist- Yazarımız Bilali Yıldırım Bay Başkan isimli Kitabında aslında odaklandığı konu tam olarak bu…
Bir Senarist Devlet Başkanı olursa ne olur?
Neler yapabilir?
Neleri başarabilir?
Sinema/Dizi tamamen duygularla/hayal dünyasıyla hareket eder. Ve insanların da doğal olarak hayal dünyalarına hitap eder. Siz hiç hayatınızda “a ne kadar güzel bir film çok bilimsel çok mantıklı” diye heyecanla takip edildiğini gördünüz mü? İşte toplumun gündemine insanların vicdanlarına hitap eden duygu yüklü film ve diziler yaptığınız zaman gündem olur uzun yıllar takip edilir. Kurtlar Vadisi dizisinin sadece gerçek hayat ile ilişkilendirilmesinden dolayı değil yıllar yılı Türk toplumunun özlemlerine beklentilerine ve duygularına hitap ettiği için güncelliğini koruduğunu özellikle belirtmek isterim.
Hal böyleyken bir takım Siyasi beklentilerle hala Gazze’ye yeni filolar çıkarıla bilineceğine dair açıklamalar yapmak enerjinin ve imkânların gereksiz yere heba edilmesinden başka bir şey olmayacaktır. Onun yerine yıllar yılı kalacak tazeliğini koruyacak ve toplumu/yeni yetişen nesli bilinçlendirecek sanat eserlerinin gündeme gelmesi ve icra edilmesi Filistin Davasının maslahatına uygun olacaktır. Gelin el birliği yapalım tüm kan emici Emperyalistleri toplumun önüne atacak ve onları Mazlum halkların kanını emmekten vazgeçirecek ve toplumları bilinçlendirecek işler yapalım. Ben Yazarımız ve Senaristimiz Bilali Yıldırım Bey’in buna hazır olduğunu ve elinden ne gelirse yapacağını ve canla başla bu yola koyulacağına adım gibi eminim.
VAR MISINIZ?