02.08.2021, 11:55

Dişim çok ağrıyor doktorum aman bir çare...

Bu hayatta bazıları para; bazıları hem para, hem insan; bazılarıysa hem para, hem insan, üstüne üstlük anı biriktirir. Son örneğe istisnalar hariç artık pek sık rastlanmaz oldu.

Fakat İnkılâb Yayınevi’nin Hâtırat Dizisi arasında çıkan “Dişim Çok Ağrıyor Doktor Bey” kitabının sayfalarını çevirmeye başlayınca insan az istisnası olan örnekle karşı karşıya kalıyor.

Eserin yazarı aslen Kayserili Diş Tabibi Abdülkerim Karaağaç bey. Kayseri dedim mi, akla genelde ilk başta para, yani ticaret gelir. Arkasından ikram severlikleriyle ilişkili olarak tatlı muhabbetleri devreye girer. Sonrası malum bir şey satacaksa “cık” demek mümkün değildir. Ayağınız alışıverdikten sonra bir muhabbet başlar ki; ömür boyu değil, nesilden nesile... Nedir bunun esbab-ı mûcibesi diye soracak olursanız; olsa olsa Ahîlik geleneğinin bereketidir.

Bir şekilde yolunuzun kesiştiği insan Kayserili diş doktoru ise durum daha da farklıdır.

Dedik ya, bazıları insan ve anı biriktirir. Diş Doktoru Abdülkerim Karaağaç da 1955’den beri gönül heybesinde biriktirdiği insan, anı, bilgi ve tecrübelerini okuruyla paylaşmış. Su misali akan hayatın içinde hissesine düşenleri kâh ders, kâh nefes vererek aktarmış. Teknolojinin beynimizi ve ruhumuzu istila ettiği bir dünyada Abdülkerim bey hayatın içinden anılarını kıssadan hisse tadında kaleme alıvermiş.

Acı ve tatlıyı böylesine güzel harmanlayan nüktedân insanların nesli maalesef her geçen gün azalıyor.

***

Abdülkerim beyin çocukluğuna inip, bilinç altındaki sırra vâkıf olmaya ne dersiniz?..

Bu sır o kadar etkileyici ki; insan hikâyenin sonunda “verdiğin senindir” derken kalbinden dudaklarına firar eden şu ifadeyi de eklemekten kendini alamıyor: “Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşurmuş.”

Genellikle dişçilere ya yüzü asık, ya da şişik insanlar uğrar. İşte yüzü şişmiş birisi Abdülkerim beyin dişçi koltuğuna oturur, muayenesi yapılır. Reçete yazılırken, hasta, “doktor bey yüzüme bir daha bakar mısınız?..” deyince, doktor “Amcacığım, baktım, muayene ettim, şimdi ilaç yazacağım” cevabını verir.

Hasta, “Evladım muayene et demedim. Yüzüme bak dedim...”

Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm...

Abdülkerim bey bu davranıştan işkillenip, yine para ödememek için uydurulacak hikâyeyle karşı karşıya olduğu vehmine kapılır. Fakat durum bu defa farklıdır. Bazı simalar vardır, kalbe yazıldı mı hiç unutulmaz. Kırk beş yıllık öğretmeni, Abdülkerim beyin simasını unutmamıştır. Dedik ya, “dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşurmuş.”

Hasta sonra sözlerine şöyle devam eder, “Hatırlamadın mı canım, benim güzel yavrum? Kar yağmıştı Yeşilhisar’a, öyle yağmıştı ki, sen yürürken beline kadar gömülüyordun. Ve o karda senin ayakkabıların yoktu, okula öyle gelip gidiyordun. Kerim’im canım...”

Diş hekimi Abdülkerim beyin karşısındaki bazen hatırlayıp dua ettiği Kuddusi öğretmenden başkası değildir.

Her şeyi öğreten; en çaresiz durumlarda bile hayata sıkı sıkıya sarılıp ayakta kaymayı belleten bir sima. “Belki de ölmüştür” denilmesine rağmen duadan eksik edilmeyen şefkat âbidesi güzel bir öğretmen.

Birden bire bütün sırlar aşikâr oluverir... Duygu dolu anlar ve yüreklerin en derininden gözlere hücum eden yaşlar... Dakikalarca sıkı sıkıya sarılmalar...

*

Ve ardından anılar tıpkı bir film şeridi gibi akmaya başlar...

Tam 45 yıl önce yine soğuk bir gündü... Kuddusi öğretmen dersi anlatması için Abdülkerim’i tahtaya davet eder. Fakat Abdülkerim bu davete icabette isteksizdir. Sinirlenen öğretmen hiddetlenerek, “Tahtaya kalk!..” ısrarını sürdürünce Abdülkerim’in gözleri dolar. Mecburen kalkar ve usulca yaklaşarak öğretmenin kulağına, “Öğretmenim!.. Ayakkabım yok, tırnaklarım taşlara çarpmaktan kanlar içinde. Üstelik ayağım da çok kirli, görüyorsunuz. Bu vaziyetimi arkadaşlarımın görmesinden utanıyorum, o yüzden kalkmak istemedim...” der ve tekrar yerine oturur. Hayatın biçtiği rol gereği bu defa öğrenci öğretmene unutulması mümkün olmayan bir ders verir...

Ders biter, herkes teneffüse çıkar. Abdülkerim’in gözyaşları hıçkıra hıçkıra dakikalarca sürer. Öğretmen elini cebine götürüp çıkardığı parayı Abdülkerim’e uzatır, eli havada kalır. Dakikalarca anlatılan bir hikâyeden sonra “Söz veriyorum öğretmenim” denildikten sonra uzatılan para alınır. (Anlatılan hikâye kısaca; “Sende ilerde iş sahibi olunca borcunu ödeyiverirsin”dir. Nitekim yıllar sonra kader onları buluşturmuş, öyle de olmuştur.)

Abdülkerim verilen parayla pazarda en ucuz ayakkabı alır, üzerini de öğretmenine iade etmek ister. Bu erdemli davranış öğretmene asaletin ne demek olduğunun tanımlamasını bir kez daha yaptırır.

*

Aradan tam 45 yıl geçmiştir; Abdülkerim diş hekimi, Kuddusi öğretmen hastadır. Roller değişmiş bir vaziyette kader onları buluşturmuştur. O zaman utancından ağlayan Abdülkerim şimdi öğretmenine sarılarak sevincinden gözyaşı akıtmaktadır. (Belki de vefat etmiştir diye düşünülen ve içi sırlarla bezenmiş buluşmanın ardından öğretmen Kuddusi Kasalıöz ve öğrenci Abdülkerim görüşmeleri bir buçuk yıl öncesine kadar devam eder. Kuddusi öğretmen, yaşayarak kemâle erip, arkasında güzel eserler bırakarak vuslata erer.)

İşte böyle bir hayat felsefesi ile yoğrulan diş doktoru Abdülkerim Karaağaç’ın kaleme aldığı “Dişim Çok Ağrıyor Doktor Bey” kitabı birbirinden ilginç, ilginç olduğu kadar eğitici anıları kapsıyor.

***

“Diş ağrısı kabir azabı gibidir” derler. Kabir azabının şiddeti amellere göre değişir, fakat diş ağrısı herkeste aynıdır. Zenginde de aynı fakirde de, alimde de aynı zalimde de... Dişi ağrıyanın halinden en iyi kim anlar?.. Tabi ki, tabib anlar. Düşünsenize sizi azaptan kurtaranın ne kadar kıymetli bir görev icra ettiğini; bu insanların itikadında problem yoksa cennetliktir.

Fakat herkes bu gözle bakmıyor tabi; sakallı diş doktoru olur mu efendim!..

Dişi ağrıyan yarı çıplak bir afet hışımla muayenehaneye dalarak, bütün ağrılarını unutup Diş Doktoru Abdülkerim beye saydırmaya başlıyor. Aman Allah’ım hangi çağda yaşıyoruz; ahir zaman çağında.

Adı Hidayet!.. Fakat Hidayet hanıma hidayet hiç uğramamış!.. Sakaldan girip, namazdan çıkıyor!.. Karşısındaki taş olsa çatır çatır çatlar!.. Bereket versin karşısına “sabır küpü” bir insan çıkıyor da olay kavgaya dönüşmüyor.

Abdülkerim bey, hem Hidayet hanımın dişini, hem de katılaşmış gönlünü yavaş yavaş tedavi etmeye başlıyor. Anlatıyor, anlatıyor, anlatıyor... Hidayet hanım anlatılanları dinledikçe yumuşuyor. Nihayetinde hüngür hüngür ağlamaya başlıyor.

Ve Hidayet hanım saatler sonra hidayete erip iki sıkıntıdan kurtularak yeni bir hayatın kendine biçtiği imtihanla cedelleşmeye doğru adım atıyor.

Muayenehaneye vahşice girip, yahşice çıkan Hidayet’in “hidayet”ine vesile olan Diş Doktoru Abdülkerim bey ise yeni insanlar ve anılar biriktirmek, dertlere çare üretmek, acıları dindirmek için var gücüyle çalışıyor.

***

Nereden nereye...

Hasan Güneş ağabeye uğrayacaksın, sohbetin sonunda eline hiç eskimeyen güzel bir hediye tutuşturulacak...

Ölüm uykusundan uyandıran, hayatta olmanın ne büyük nimet olduğunu hatırlatan hediyenin içine daldıkça vurgun yiyeceksin...

“Bir Diş Hekiminin Not Defteri”nin sayfalarını çevirdikçe âtiden mâziye gideceksin...

Daha 19’unda kanı deli deli akan bir gencin tahsil için yolunu İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ne düşürdükten sonra, “görünmez bir el”in mânâ aleminde seyr ü sülük eyleyen Mehmed Zahid Kotku isimli Allah dostuna teslim edişine şahit olacaksın... Hayatın başından sonuna kadar kardeşliğin “peki” demekle kaim olduğunu bir kez daha öğreneceksin...

Gönül erbâbı, muhabbet ehli insanların gölgelerinde yürüyüp aşk deryasına dalan, sonra da onlara yazdığın kitapla rahmet okutturan bir hekimin izini süreceksin...

Yoksa nereden hatırlayacaktık; en sıkıntılı anlarda âdeta Yusuf’u kuyudan çıkaran bir el gibi yetişip “acıyla olgunlaşma”nın ne demek olduğunu hâl diliyle anlatan Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan hocaefendiyi... 63’ünde dar-ı bekâya göçen İstanbul Üniversitesi Tefsir Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mevlüt Güngör’ü... Ve nereden hatırlayacaktık; ölümün serzeniş değil, teslimiyet içinde sesleniş olduğunu...

***

Bazen hidayetlere vesile olan, bazen hoyratlıklara maruz kalan, bazen gönüllere dokunan, bazen gözleri ıslatan, bazen ruhları inciten hadiseler zinciriyle “o kadar da değil” dedirten olayların vukû bulduğu sahnelerle okuru baş başa bırakan Abdülkerim bey eserinde sadece diş değil, gönül doktoru olmanın ne mânâya geldiğini bir kez daha, yine, yeniden hatırlatıyor... Abdülkerim bey, son sözünde diş sağlığı tavsiyeleri vermeyi de ihmal etmiyor.

*

Unutmayalım!.. Ne kadar zengin olursak olalım, ne kadar yüksek makamları elde edersek edelim, ne kadar yaşarsak yaşayalım; bir imtihan gereği olarak “Küllî İrâde”ye teslim olmaktan başka seçeneğimiz yok.

Vesselâm...

Yorumlar (0)
5
kısa süreli hafif yoğunluklu yağmur
Namaz Vakti 18 Ocak 2025
İmsak 06:49
Güneş 08:21
Öğle 13:10
İkindi 15:29
Akşam 17:49
Yatsı 19:16
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 19 51
2. Fenerbahçe 18 42
3. Samsunspor 18 36
4. Göztepe 18 31
5. Eyüpspor 18 30
6. Beşiktaş 18 30
7. Başakşehir 18 26
8. Gaziantep FK 18 25
9. Rizespor 18 24
10. Trabzonspor 18 22
11. Alanyaspor 18 22
12. Kasımpasa 18 21
13. Antalyaspor 18 21
14. Konyaspor 18 20
15. Sivasspor 18 20
16. Kayserispor 18 16
17. Bodrumspor 18 15
18. Hatayspor 19 10
19. A.Demirspor 18 5
Takımlar O P
1. Kocaelispor 19 41
2. Karagümrük 19 34
3. Bandırmaspor 19 34
4. Ankaragücü 20 30
5. Erzurumspor 19 30
6. Ahlatçı Çorum FK 19 29
7. Amed Sportif 19 29
8. Boluspor 19 28
9. İstanbulspor 19 27
10. Pendikspor 19 27
11. Keçiörengücü 19 27
12. Gençlerbirliği 19 27
13. Ümraniye 19 26
14. Manisa FK 19 26
15. Igdir FK 19 25
16. Şanlıurfaspor 20 25
17. Esenler Erokspor 19 23
18. Sakaryaspor 19 23
19. Adanaspor 19 15
20. Yeni Malatyaspor 19 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 20 47
2. Arsenal 21 43
3. Nottingham Forest 21 41
4. Newcastle 21 38
5. Chelsea 21 37
6. M.City 21 35
7. Aston Villa 21 35
8. Bournemouth 21 34
9. Brighton 21 31
10. Fulham 21 30
11. Brentford 21 28
12. M. United 21 26
13. West Ham United 21 26
14. Tottenham 21 24
15. Crystal Palace 21 24
16. Everton 20 17
17. Wolves 21 16
18. Ipswich Town 21 16
19. Leicester City 21 14
20. Southampton 21 6
Takımlar O P
1. Atletico Madrid 19 44
2. Real Madrid 19 43
3. Barcelona 19 38
4. Athletic Bilbao 19 36
5. Villarreal 19 30
6. Mallorca 19 30
7. Real Sociedad 19 28
8. Girona 19 28
9. Rayo Vallecano 19 25
10. Real Betis 19 25
11. Osasuna 19 25
12. Celta Vigo 19 24
13. Sevilla 19 23
14. Las Palmas 19 22
15. Getafe 19 19
16. Leganes 19 19
17. Espanyol 20 19
18. Deportivo Alaves 19 17
19. Real Valladolid 20 15
20. Valencia 19 13
Günün Karikatürü Tümü