12.07.2023, 17:01

Eygi, kısık seslerin gür sesiydi

Vefa; âşığın mâşûkuna, dava adamının davasına bütün zorluklara rağmen sâdık kalabilmesidir. Vefa; sevgide bıkkınlık göstermemek, ihtiyaç halinde “Hızır gibi yetişebilmek”tir. Vefa; dikenlere direnerek, dost ikliminde boy atan gül olmaktır. Vefa; aşktır. Aşk vefa, vefa ise iman ister.

“Ölülerine kıymet vermeyenler, dirilerine sahip çıkamazlar” düsturu ile bugün vefatının dördüncü seneidevriyesi olan rahmetli Mehmed Şevket Eygi’yi yâd ederek, bir vefa örneği göstermek niyetimiz. Niyet hayr, âkıbet hayr.

*

Yıl 1991’di. Millî Gazete’nin Çayhane Sokak, No: 1 Topkapı’daki adresinde “Asr-ı Saadet” günleri yaşanıyordu. Yazı İşleri Müdürümüz Ekrem Kızıltaş, “hayırlı uğurlu olsun yeni bir yazarımız oldu” diyerek verdi müjdeyi. “Hayırdır abi sizi bu kadar heyecanlandıran yazar kimmiş?..” diye sorduğumda Mehmed Şevket Eygi ismini telaffuz etti.

***

Zamanı biraz geriye alalım!..

Abdi İpekçi, Mümtaz Soysal, Turgay Şeren ile aynı dönemde ilk, orta ve lise eğitimini Galatasaray Lisesi’nde gören ve bu isimlerle arkadaş olan Mehmed Şevket Eygi aslına bakarsanız bir yönüyle “üretim hatası”dır.

Belki de bu özelliğini Osmanlı nazırlarından Raşit Erer, Aydın mebusu Enver Tekand, şair ve âlim Orhan Şaik Gökyay, edebiyat tarihçisi Nihad Sami Banarlı ve şair Ahmet Kutsi Tecer gibi isimlerin tedrisâtından geçmesine borçludur.

Eygi, sık sık “Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim” ifadesini kullanırdı. O yürüdüğü yolda hep güzel arkadaşlar edindi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okurken Cemal Süreya ve Sezai Karakoç’la, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda çalışırken Ömer Nasuhi Bilmen’le bir arada olmanın feyz ve bereketini her daim içinde hissetti.

İlk makalesini Eşref Edip Fergan’ın yayımladığı Sebilürreşad dergisinde yazarak çocukluktan beri kurduğu hayaline kavuştu. Ardından “Yeni İstiklâl” gazetesiyle muharrirliğe adım attı. Müslümanların eksik olduğu yayıncılığa yeni bir soluk getirmek için Bedir Yayınevi’ni kurdu.

Adnan Menderes’in idam yıldönümünde kaleme aldığı “Zulümlerin en alçakçası kanunların gölgesinde yapılandır” başlıklı yazı nedeniyle tutuklanarak, hapse mahkûm edildi. Yarım asrı aşan gazetecilik hayatının önemli bir bölümünü mahkeme salonu ve cezaevlerinde geçirecek olan Mehmed Şevket Eygi için mücadele daha yeni başlıyordu.

Yayın yapmanın, statükoya karşı durmanın, totaliter fikir yapısı içinde yeni bir özgürlük ve özgür bir düşünceyi hayata geçirmenin en zor olduğu dönemlerde sahibi olduğu Bugün ve Babıali’de Sabah gazeteleriyle yeni bir çığır açıyordu.

Camilerde cemaatle sabah namazı kılma geleneğini başlatıyor, on binlerce Müslümanın Sultanahmet Camii’de dua edip kulluk ve kardeşlik bilincinin gelişmesine vesile oluyordu. “Kısık Sesler”in sesini yükseltmesine tahammülü olmayanlar tarafından gazeteleri süresiz kapatılıyor, o da çareyi yurt dışına çıkmakta buluyordu.

Hac vazifesi yapmak üzere Suudi Arabistan’a gittiğinde, hakkında başta Amerikan 6. Filosu’nun İstanbul’a demirlemesinin protesto edildiği ve tarihe “Kanlı Pazar” olarak geçen olayların kışkırtıcısı olmak üzere, birçok mesnetsiz suçlamadan dolayı dava açıldı.

Suudi Arabistan, Ürdün, Lübnan ve Almanya’da 6 yıl süren vatan hasreti, onun içinde onulmaz bir yaraydı ve bu yara hiçbir zaman iyileşmedi. (Bu yarayı 2009 yılında “Adım Adım Hac / Tevhid Yurduna Hicret” kitabını kaleme alırken, kendisinden bir hatırat olarak talep etmiş, istemeye istemeye de olsa beni kırmamak adına o günlerin acısını tekrar hissederek tarihe not düşmüştü.)

*

Tekrar en başa dönelim…

Mehmed Şevket Eygi, bizim camianın en önemli fikir, aksiyon, mütefekkir ve münevverlerinden olmasına rağmen köşesine çekilmiş âdeta münzevi bir hayatı yaşıyordu. Bu dönemde sahibi olduğu Bedir Yayınevi’ne uğruyor, toplumun genelinin dikkatini çekmeyen, fakat ilgilisinin merakla beklediği birbirinden değerli İslâmî eserler yayınlıyordu. Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Mârifetnâme’sinden tutunda İmamı Şârânî’nin Evliyâlar Ansiklopedisi’ne, İmam Gazali’nin Kimyâ-i Saâdetin’den tutunda Ebul-Leys-Semerkandi’nin Tenbîhü’l Gâfilîn ve Bostanü’l Ârifîn kadar bir çok eser.

Eygi’nin 1970’li yıllarda Millî Görüş lideri Prof. Dr. Necmeddin Erbakan’a çok sert eleştirilerde bulunmasına rağmen, Millî Gazete’de yazma talebi hoca tarafından memnuniyetle karşılandı.

Ekrem abi Millî Gazete’nin ikinci sayfasında yazmaya başlayacak olan sermuharrir Eygi’nin titizliğinden bahsedince, “hapı yuttuk” dedim.

Gerçekten de dediği gibi çıktı.

Adam titizlik abidesi!..

Türünün son örneği!..

Yazıları her gün muntazaman bendeniz, tashih servisi ve Ekrem Kızıltaş olmak üzere en az üç defa okunur öyle baskıya girerdi. Yazının neşriyle birlikte eğer o gün yazıda tashih varsa benden başlayan serzeniş ve fırça faslı Ekrem abiye kadar uzanırdı.

Her gün ortalama üç-dört A4 kağıdına Erica marka daktilosuyla kaleme aldığı yazılarını faksla geçerdi. Yazıları genellikle gece geçtiği için yoğun faks trafiğinden dolayı rulodaki kağıtların bitmesi genellikle Eygi’nin yazılarına denk gelirdi.

Haydi sıkıyorsa ara!..

Fakat çare yok aranacak!..

Baktıki her gün aynı hikâye, yavaş yavaş o da alıştı!..

Fakat en sıkıntılı durum elektrik kesintisi ve kendisine ulaşılamamasıydı. Bu durumlarda ikinci adres olarak Bedir Yayınevi’nden Mürsel veya Ömer beye ulaşılır, sonra da Orhan Hekim veya Selman Görükoğlu, Sultanahmet’in yolunu tutardı. Evinin kapısını çalana kendi elleriyle seramik çaydanlıkta hazırladığı özel çaydan ikram ederdi. Beslediği kediler onun en sâdık dostlarıydı. (Öyle ki, vasiyette bulunacak kadar.)

Millî Gazete, Milli Görüş camiasının gözü, kulağı, sesi, dünyaya açılan penceresiydi belki, fakat Eygi’nin yazmaya başlamasıyla birlikte okur kitlesinde büyük bir açılım yaşanmaya başladı. Medyanın “dördüncü kuvvet” olduğu o dönemde, kendine has takipçileri oluştu. Yazıları hemen hemen her kesinden insanın ilgisini çekiyordu; özellikle de dava açmak için fırsat kollayan Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin.

1990’larda internet dolayısıyla da e-mail ve sosyal medya olmadığı için iletişim mektup, faks ve telefon kanalıyla sağlanıyordu. Eygi okurdan en çok mektup alan yazardı. Mektuplar kendisine ulaştırılır, o da değer bulduğu mektuplara zaman zaman yazılarıyla cevap verirdi. (O dönemde Mehmet Ertuğrul Düzdağ okuyuculardan mektup gelip gelmediğini sormuş, bende “hocam bizim okurlar sevdiğini belli etmez” diyerek durumu kurtarmaya çalışsam da yazmayı bırakmasına mâni olamamıştım.)

Teknoloji düşmanı değildi, fakat bilgisayar ve cep telefonuna pek sıcak bakmazdı. (Ekrem abi, Eygi’yi cep telefonu ve bilgisayara ancak 2000’li yıllardan sonra ikna edebildi.)

60’lı yılların arabalarına hastaydı!.. Fakat Şile’deki taş evine giderken öve öve bitiremediği bu arabalar genellikle kendisini yolda bırakırdı.

En büyük zevki sahafları gezip kitap almak, pazara düşen estetik giysileri bulup şık giyinmekti. Ayrıca Çukurcuma’daki antikacıları gezip hat, tezhip, ebru sanatlarının nadide eserlerini edinmek onu yitik hazinesini bulmuş gibi sevindirdi.

Hep yitik hazinelerimizin peşinde koştu; buldu, çıkardı ve paylaştı.

Müslümanların köylülükten kurtulmasının yegâne çıkış yolunun tarih, ilim, estetik, kültür ve sanatla hemhal olmalarından geçtiğini ifade ederdi. İşin ehemmiyetini daha iyi anlatabilmek için “Osmanlıca bilmeyen adam değildir” ifadesini kullanırdı.

Özellikle de âdâb-ı muâşeret kurallarına çok önem verirdi.

Mesala onu telefonla aradığınızda 3’ten fazla çaldırdıysanız, bunu görgüsüzlük, saygısızlık addederdi. Ve o telefonu genellikle açmazdı.

*

Eygi, Erbakan hocanın jestine karşılık 28 yıl boyunca yazdığı yazılardan hiç telif ücreti almayarak “pazara kadar değil, mezara kadar” Millî Gazete’de yazmaya devam etti.

Türkiye’nin en özgür yazarıydı. “Dönmeler” meselesini gündeme getirip, tartışmaya açan yazılarıyla o dönemlerde gündemi bayağı meşgul etmiş, insanlar toplumu oluşturan demografik yapıya dair ince detaylara vâkıf oldu. Benim bulunduğum dönemde hiçbir yazısına, bir kelimesine dahi müdahale edilmedi. Tâ ki, “Uyarıldım!..” (4 Kasım 2008) yazısını kaleme alana kadar. Eygi’nin, Fethullah Gülen Cemaati’nin ABD ve siyonistler ile ilişkilerini, “dinlerarası diyalog” çalışmalarını ise “din dışı” olduğunu yazması bardağı taşırma noktasına getirdi. Kimsenin haklarında olumsuz bir cümle yazmaya bile cesaret edemediği dönemde “Fetullah Gülen ve Cemaat” gerçeğini ifşâ eden yazılar kaleme almasından dolayı 3 veya 4 ay kadar yazılarına ara vermek zorunda kaldı.

“Takvimden Yapraklar”da haftanın 7 günü hiç yorulmadan, bildiği doğru yoldan şaşmadan Müslümanlara seslendi. Uyardı, uyardı, uyardı. 12 Temmuz 2019’da son nefesine kadar.

Benim tanıdığım “Son Osmanlı Beyefendisi”ydi.

Fatih Camii’ndeki cenaze namazını müteakip Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın yaptığı tezkiye ve binlerce insanın hüsn-ü şehadeti onun iyi bir Müslüman olduğuna delildi.

Rahmetli yaşıyor olsaydı, sayın cumhurbaşkanının yaptığı konuşmada dil sürçmesi ile de olsa Mehmed Şevki beyefendi diye hitap etmesine “aman efendim benim ismim Şevki değil, Şevket” diye müdahale eder, düzenleme gereği duyardı.

Ruhu şâd, mekânı Cennet, makâmı âlî olsun.

Yorumlar (0)
5
kısa süreli hafif yoğunluklu yağmur
Namaz Vakti 18 Ocak 2025
İmsak 06:49
Güneş 08:21
Öğle 13:10
İkindi 15:29
Akşam 17:49
Yatsı 19:16
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 19 51
2. Fenerbahçe 18 42
3. Samsunspor 18 36
4. Göztepe 18 31
5. Eyüpspor 18 30
6. Beşiktaş 18 30
7. Başakşehir 18 26
8. Gaziantep FK 18 25
9. Rizespor 18 24
10. Trabzonspor 18 22
11. Alanyaspor 18 22
12. Kasımpasa 18 21
13. Antalyaspor 18 21
14. Konyaspor 18 20
15. Sivasspor 18 20
16. Kayserispor 18 16
17. Bodrumspor 18 15
18. Hatayspor 19 10
19. A.Demirspor 18 5
Takımlar O P
1. Kocaelispor 19 41
2. Karagümrük 19 34
3. Bandırmaspor 19 34
4. Ankaragücü 20 30
5. Erzurumspor 19 30
6. Ahlatçı Çorum FK 19 29
7. Amed Sportif 19 29
8. Boluspor 19 28
9. İstanbulspor 19 27
10. Pendikspor 19 27
11. Keçiörengücü 19 27
12. Gençlerbirliği 19 27
13. Ümraniye 19 26
14. Manisa FK 19 26
15. Igdir FK 19 25
16. Şanlıurfaspor 20 25
17. Esenler Erokspor 19 23
18. Sakaryaspor 19 23
19. Adanaspor 19 15
20. Yeni Malatyaspor 19 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 20 47
2. Arsenal 21 43
3. Nottingham Forest 21 41
4. Newcastle 21 38
5. Chelsea 21 37
6. M.City 21 35
7. Aston Villa 21 35
8. Bournemouth 21 34
9. Brighton 21 31
10. Fulham 21 30
11. Brentford 21 28
12. M. United 21 26
13. West Ham United 21 26
14. Tottenham 21 24
15. Crystal Palace 21 24
16. Everton 20 17
17. Wolves 21 16
18. Ipswich Town 21 16
19. Leicester City 21 14
20. Southampton 21 6
Takımlar O P
1. Atletico Madrid 19 44
2. Real Madrid 19 43
3. Barcelona 19 38
4. Athletic Bilbao 19 36
5. Villarreal 19 30
6. Mallorca 19 30
7. Real Sociedad 19 28
8. Girona 19 28
9. Rayo Vallecano 19 25
10. Real Betis 19 25
11. Osasuna 19 25
12. Celta Vigo 19 24
13. Sevilla 19 23
14. Las Palmas 19 22
15. Getafe 19 19
16. Leganes 19 19
17. Espanyol 20 19
18. Deportivo Alaves 19 17
19. Real Valladolid 20 15
20. Valencia 19 13
Günün Karikatürü Tümü