a) Huzurun anlamını kavramak
b) Huzurun hem kendimizde hem toplumda olmasına çalışmak
c) Huzurlu toplum oluşturmada bize düşen görevleri yerine getirmek
a) Huzurun anlamını kavramak
Huzur, ruhun ve gönlün mutmain ve sükûnet bulması; aklın ikna olması; vücudun ve nefsin rahata kavuşması; nefsin ve vücudun, ruhun huzuruna engel olmayıp ruha ram olmasıdır.
Kalbin huzuru; iman, ibadet ve zikirledir.
Aklın huzuru; ilim ve irfanla ikna olmasıyladır.
Vücudun ve nefsin rahatı, vücudun ve nefsin meşru ve makul ihtiyaçlarını temin iledir.
Nefsin ve vücudun ruha ram olması, ancak ruhun sükûna ermesi ve aklın da ilim ve irfanla mutmain olmasına bağlıdır.
Bundan sonrasında ruh ve akıl, beden ve nefse hâkimdir. İnsanı Yaratan Rabbimiz Allah Teâlâ, Kur'ân-ı Kerîm’de bu konuda şöyle buyurmuştur:
“Onlar ki iman etmişlerdir ve kalpleri Allah’ın zikri ile mutmain olur! Dikkat edin, kalpler ancak Allah’ın zikri ile mutmain olur (huzur bulur).”
(Ra’d sûresi, 13/28.)
En büyük zikir, Kur'ân-ı Kerîmdir. Huşû ile kılınan namaz da zikirdir. Âyetlerde ve hadislerde bildirilen virdlerin söylenmesi de dilin zikretmesidir.
Akıl, bu ilâhî gerçekleri kavrayarak ikna olur. Gerçeklere ruh, kalple inanır, dil ile âyetleri zikrederek mutmain olur.
“Dil, zikreder; akıl, dilin zikrettiğini düşünür; kalp de sükûna erer, mutmain olur ve huzur duyar.
İmam Gazzalî (rh.a.)
b) Huzurun hem kendimizde hem toplumda olmasına çalışmak
İnsan, yalnız yaşayan bir varlık değil, sosyal bir varlıktır.
İnsan, tesir eden ve tesirlenen bir varlıktır.
İnsan, kendisinde hem maddeyi hem manayı bulunduran bir varlıktır.
İnsan hem cisim hem ruh hem akıl hem gönül sahibi olan eşsiz bir varlıktır.
İnsan, manayı maddeye, ruhu cisme hâkim kılıp aklı ve gönlü doyurursa huzur bulur. Akıl, doğru ve isabetli ilimle; kalp, iman, ibadet ve zikirle huzur bulur, sükûna erer. İşte bu insan, topluma tesir eder, lider ruhlu ve lider kabiliyetli ise topluma yön verir.
Kur'ân-ı Kerîm’in tarif ettiği huzurlu kişi hem kendisine hem topluma karşı görevleri olan ve bu görevlerini yerine getirmesi gereken; tamamen başıboş değil, sorumlu ve mükellef olan, kıymetli ve değerli bir varlıktır.
Gâlipler, mağluplara tesir eder. Fertler ise çoğunluk itibariyle tesirlenirler. Topluma yön veren azlar ise etkilenmez etki ederler.
Gâlipler, hedefleri olan, hedeflerine yönelen ve toplumları da doğru ve isabetli hedefe yönlendiren; eserleri ile nefislere, başarıları ile akıllara, iyilikleri ile ruhlara ve ahlakları ile de gönüllere tesir eden kimselerdir.
Toplumların huzuru için liderlere; ilim ve irfanda önde olan kişilere çok iş düşüyor.
Önce her bir mü’mine gereken, örnek olmaya çalışmak, açık vermemeye gayret etmek, faydalı olmak, en azından zararlı olmamak, dilinden ve elinden yanlışın çıkmamasına azami gayret sarfetmektir.
c) Huzurlu toplum oluşturmada bize düşen görevleri yerine getirmek
3. Düşünceyi düzeltmek
Doğru düşünce, doğru ve isabetli bilgi ile hâsıl olur. Bilgisi olmayanın fikri yani düşüncesi de olmaz.
Hayata yön veren doğru ölçünün de kaynağı yine doğru bilgidir.
Ölçü bilgi, ölçü insan, ölçü hareket ve ölçü toplum için de doğru ve isabetli bilgi gerekir.
“Doğruluğun bilgisine sahip olmayana diğer bütün bilgiler zarar verir.”
Montaigne
4. Dili doğrultmak
Dilin doğrulması, Allah sevgi ve saygısını, âhirette bütün yaptıklarımızdan ve terk ettiklerimizden hesaba çekileceğimiz gerçeğini kalbe hâkim kılmakla olur.
Her kap içindekini dışına sızdırır. Dile hâkim olmak için kalpte Allah korkusu ve âhirette hesaba çekileceği inancı olması gerekir.
Bu konuda Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
“Allah'a ve âhiret gününe inanan ya hayır söylesin ya da sussun.”
(Buhârî, Edeb, 31, 85, Rikâk, 23; Müslim, Îmân, 74, Lukata, 14. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb, 123; Tirmizî, Kıyâmet, 50.)
Konuştuklarının yazıldığını ve bir gün önüne konulacağını düşünen kişi herhalde iyi şeyler yazdırmaya bakar. İşte bunu ifade eden âyet-i kerîme:
“İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında onu gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın.”
(Kaf sûresi, (50/18.)
Dilini tutan, dünyada ve âhirette kurtulur. Bununla ilgili olarak Ukbe b. Âmir (r.a.) şöyle diyor:
Ey Allah’ın Rasûlü! Kurtuluş (sebebi) nedir? dedim. Şöyle buyurdu:
“Aleyhine olacak sözlerden dilini tut, evinde kalmayı yeğle, kendi günahın için pişmanlık duyarak göz yaşı dök!”
(Tirmizî, Zühd, 61.)
Dilini koruyan dinini korur, huzurunu korur ve cenneti garanti eder. Bu konuda Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
“Dilini tutan kurtuldu.”
(Tirmizî, Kıyâmet, 50; Dârimî, Rikâk, 5.)
“Allah kimi, iki çenesi ve iki budu arasındakinin şerrinden korursa, o kişi cennete girer.”
(Tirmizî, Zühd, 61.)
Konuşulan sözün doğru olması kadar doğruca söylenmesi de bir o kadar önemlidir. Bu konuda Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Mümin kullarıma söyle de en güzel olan sözü söylesinler. Çünkü şeytan aralarına fesat sokar. Şüphesiz şeytan, insan için apaçık bir düşmandır.”
(Nur sûresi, 17/53.)
Huzuru sağlamada hem fert hem toplum olarak dili yanlıştan koruyup doğru olan sözü söylemek ve doğruca söz söylemede bize gerekenler:
1) Konuşurken kimseden kötü söz işitmemeye dikkat etmek
“Güzel söz söyleyen, kimseden kötü söz işitmez.”
Firdevsî
“İnsan ye’se düştüğü zaman uzun dilli olur. Gönlünde olanı ve ağzına geleni söyler. Mağlup kedinin, can havliyle köpeğe saldırması gibi.”
Sadi-i Şirâzî
2) Konuşurken güzel sunulsa bile lüzumsuz sözleri bırakmak
“Güzel konuşmanın sırrı, lüzumsuz sözleri terk etmektir.”
Hz. Ebu Bekir (r.a.)
“İnsanın, sözüne hâkim olması için konusuna hâkim olması gerekir.”
Lloyd George
3) Kalp ve dil birlikteliğine dikkat etmek, dilden önce kalbe sahip çıkmak
“Cahillerin kalbi dudaklarında, âlimlerin dudakları kalplerindedir.”
Hz. Ali (r.a)
“Kalp ve dil arasında tam bir mutabakat bulunduğu ve dil kalbin emrinden dışarı çıkmadığı müddetçe, söz muntazam olur ve dilde herhangi bir sürçme veya kayma olmaz.”
Übey b. Ka’b (r.a.)
“Akıllı kimsenin lisanı kalbindedir. Düşünerek söyler.”
Hz. Ali (k.v.)
“İnsanlar, dilleri altında saklıdırlar; konuşturunuz kıymetinden neler eksilttiğini görürsünüz.”
Hz. Ali (r.a.)
4) Sözleri sunarken haşin değil tatlı konuşmaya önem vermek
“Sonunda özür dilemek zorunda kalacağınız bir sözü söylemekten veya böyle bir işi yapmaktan sakınınız.”
Vehb b. Münebbih
“Tatlı dilli olanların dostları her gün biraz daha artar.”
Hz. Ali (k.v.)
“Tatlı suyun başı, kalabalık olur.”
Mevlana
“Söz söylemeyi öğrenmek, kılıç kullanmayı öğrenmekten daha zordur.”
Ahmet İbşihî
“Hoşa gitmeyen bir şey söyleme. Çünkü bu sözün karşılığı da hoşa gitmez. Dağda güzel ses çıkar ki, dağ da onu güzel yansıtsın.”
Nâsır-ı Hüsrev
Huzuru sağlamada hem fert hem toplum olarak dili yanlıştan koruyup doğru olan sözü söylemek ve doğruca söz söylemede bize gerekenler:
5) Konuşmadan önce kalp fırınında pişirip yani düşünerek sonra ağız odasında soğuttuktan sonra dil küreğiyle sunmak yani her aklına geleni konuşmamak.
“Ne söyleyeceğini düşünerek konuşan kimse insanların akıllısıdır.”
İbn-i Abbas (r.anhümâ)
“Düşüncelerini tam ve yerinde kelimelerle belirtmeyen insan, yanlış tartılarla tam iş görmeye çalışan satıcıya benzer."
Goethe
“Her bildiğini söyleme; her söylediğini bil.”
Claudius
“Her söylediğin hak olsun, fakat her hakkı söylemeye senin hakkın yoktur. Her dediğin doğru olmalı, fakat her doğruyu söylemek doğru değildir.”
Saîd-i Nursî (rh.a.)
“Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı
Bal ile yağ ede bir söz.”
Yunus Emre
“Yerinde söz söylemesini bilen, özür dilemek zorunda kalmaz.”
Fatih Sultan Mehmed
“Çok kez, söylediklerimiz yüzünden kazandığımız düşmanlar, yaptıklarımız yüzünden kazandığımız dostlardan daha çoktur.”
Elbert Hubbard
“Ne söyleyeyim diye başta düşünmek; niçin söyledim diye sonunda pişman olmaktan iyidir.” Sadi-i Şirâzî
“Dil ile düğümlenmeyen, diş ile çözülmez.”
Kaşgarlı Mahmut
Huzuru sağlamada hem fert hem toplum olarak dili yanlıştan koruyup doğru olan sözü söylemek ve doğruca söz söylemede bize gerekenler:
6) Konuşurken kelimeleri dikkatle seçmek
Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Güzel bir söz, kökü (yerde) sâbit, dalları gökte olan güzel bir ağaç gibidir. Kötü sözün durumu da yerden koparılmış, kökü olmayan kötü bir ağaca benzer.”
(İbrahim sûresi, 14/24-26)
“İnsanın kelamı, aklının terazisidir.”
Hz. Ali (k.v.)
“Ne söylediğini, kime söylediğini ve ne zaman söylediğini unutma!”
Hz. Ebu Bekir (r.a.)
“Sözü, akıl ile söyle; bilgi ile süsle.”
Yusuf Has Hâcib
“Kısaca ifade edebilmek, yeteneğin kardeşidir.”
Anton Çehov
“İstediğini söyleyen, istemediğini işitir.”
Türk Atasözü
“Yumuşak söz, insanların ateşine karşı soğuk su yerine geçer.”
Sadi-i Şirâzî
“Söz ok gibidir. Senden çıktı mı, artık sen ona değil, o sana hâkim olur.”
İmam-ı Şâfiî (rh.a.)
“Balıklar olta ile insanlar kelimeler ile avlanır.”
Atasözü
“Binlerce kilit olsa, her kilit gök genişliğinde olsa, anahtar dişi gibi olan iki-üç tatlı söz onların hepsini açar.”
Mevlana
“Önemli olan, söylenenin ne olduğu ya da nasıl söylendiği değil, söylenenin nasıl anlaşıldığıdır.”
Guy Hunter
“İnsan vardır ki söylediği sözlerle büyür, söz vardır ki söyleyen insan yüzünden büyük görünür.”
İ. Habip Sevuk
Huzuru sağlamada hem fert hem toplum olarak dili yanlıştan koruyup doğru olan sözü söylemek ve doğruca söz söylemede bize gerekenler:
7) İnsanların seviyelerine göre ve sözün kıymetini bilene konuşmak
Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“(Rasûlüm!) Sen, Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et!”
(Nahl sûresi, 1/125.)
"İnsanlara güzel söz söyleyin!”
(Bakara sûresi, 2/83.)
“Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler. Sonra şeytan aralarını bozar. Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır.”
(İsrâ sûresi, 17/53.)
Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
“Biz enbiyâ topluluğu, insanlara akıllarının seviyelerine göre hitap etmekle gönderildik.”
(Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ ve Müzîlü’l-İlbâs,I, 196.)
“Kelamı, kadrini bilene söyle; şalgam pazarında cevher satılmaz.”
Hasen-i Basrî
“Kesesinde para bulunmayanın, dilinin ucunda bal bulunmalı.”
Fransız Atasözü
“Kişinin kıymeti dilinin altında ve kalemin ucunda gizlidir. Onu söz ve yazı açığa vurur.”
Ali Fuad Başgil
“Kullandığınız kelimeler, nasıl yaşayacağınızı belirler.”
Yunan Atasözü
“Güzel söz, en müessir bir sinir ilacıdır.”
Raif Necdet Kestelli
“Kokmuş ete tuz neylesin
Anlamayana söz neylesin.”
Lâ Edrî
Huzuru sağlamada hem fert hem toplum olarak dili yanlıştan koruyup doğru olan sözü söylemek ve doğruca söz söylemede bize gerekenler:
“Ağzında bal olan arının, kuyruğunda iğnesi vardır.”
John IYLIY
“Sözün en güzeli, söyleyenin doğru olarak söylediği, işitenin ise yararlandığı sözdür.”
Aristo
“Kuşlar ayaklarıyla, insanlar dilleriyle yakalanırlar.”
Thomas Fuller
“Sözler, şâirlerin silahlarıdır.”
Goethe
“İnsanın dünyasının genişliği, kullandığı kelimeden belli olur.”
Şakir Öner
“Konuşma, insanın aklını diliyle kullanma sanatıdır.”
Seneca
“Tamamıyla doğru olsa da sert söz insanı yaralar.”
Sophokles
9) Sözü lüzumundan fazla söylememek, bazen ilaç gibi bazen de gıda gibi vermek
“Söz ilaç gibidir. Gereği kadar sarf edilirse fayda verir. Gerektiğinden fazlası ise zarara sebep olur.”
Amr b. As (r.a.)
“Söz, insanların inceliklerini ifşa eder ve onlara terbiye ve kültürleri hakkında not vermeye kâfi gelir.
Dale Carnegie
10) Sözü en etkili silahtan daha etkili olduğunu bilerek söylemek
“Churchil, kelimelerini seferber etti, savaş meydanına yolladı ve savaşı kazandı.”
John Kennedy
“İyi söz söyleyen insanlar, herkesten çok okuyandır.”
Hoffman
“Sözcükler, yaşamımızda karşılaşabileceğimiz tüm durum ve olayları yönlendirebilmemizin en belli başlı araçlarıdır. Sözlerimize ne kadar egemen olabilirsek, yaşamımızı da isteklerimize o kadar uydurabiliriz.”
Bergen Evans
“Kılıç darbelerinin beni kaçıramadığı yerde, sözlerin kaçırdığı oldu.”
W. Shakespeare
“İnsandan insana miras olarak söz kalır. Vücudun nasibi hep ağızdan girer, ruhun nasibi ise sözdür ve kulaktan girer.”
Yusuf Has Hâcib