Mekke-i Mükerreme'de Kâbe'nin İnşası

KÂBE, Müslümanların en kutsal mekânıdır. Dünyada yapılan ilk mabettir. İslamiyet, üç şehri kutsal kabul etmektedir. Bu şehirler Mekke, Medine ve Kudüs’tür. Kâbe, Mekke’de bulunmaktadır.

İSLAM VE KÜLTÜR 22.01.2021, 21:04 18.03.2021, 01:14 Ramazan Peri
Mekke-i Mükerreme'de Kâbe'nin İnşası

İlk olarak Âdem (a.s.) tarafından yapılmıştır. Nuh Tufanı’nda zarar gördüğü için İbrahim (a.s.) ile oğlu İsmail (a.s.) tarafından tekrar yapılmıştır. Mescid-i Haram’ın tam ortasında yer almaktadır. Kâbe’nin etrafını halen çevrelemekte olan ve Kâbe yüksekliğini aşmayan kubbeli yapı, (revaklar) planları Mimar Sinan tarafından hazırlanarak II. Selim zamanında yapıl­mıştır. Kabe, Müslümanların namaz ibadetleri esnasında yöneldikleri kıb­ledir. Kıble namazın farzlarından birisidir. Hanefi mezhebine göre Kâbe ve onun üzerinden semaya doğru olan boşluk da kıbledir.

Kâbe’nin geniş duvar yapısı bir küp biçimindedir.

Duvarlarında kullanılan taşlar Mekke tepelerindeki granit taşlardır.

Mekke-i Mükerreme

Tavanı ahşaptır.

Kâbe, yüksekliği 13 m olan 145 m2’lik bir alan üzerine kurulmuştur.

Üzeri, altın işlemeli hat yazıları bulunan siyah bir örtü (sitâre) ile örtülü­dür. Örtüsü her sene hac mevsiminde arefe günü yenilenmektedir.

Kâbe’nin köşeleri yaklaşık olarak dört ana yönü gösterir. Köşelerden her birinin ayrı ismi vardır. Doğu köşesine “Hacer-ül Esved”, kuzey köşesine “Irakî”, batı köşesine “Şâmî” ve güney köşesine de “Yemânî” denir.

Kâbe’nin yapısı sade, fakat heybetlidir. Üzerindeki örtü ipekli bir kumaş­tan dokunmuş olup, üzerine Kelime-i Şehadet işlenmiş, çatıya yakın kısmında çevresine altın işlemeli bir şerit geçirilmiş; kemer biçiminde olan bu şeritte de Kur’an ayetleri işlenmiştir.

Mescid-i Haram: Kâbe’nin de içinde bulunduğu alanı çevreleyen büyük mescide “Mescid-i Haram” denilmektedir. “Hürmetli Mescid” anlamına gelen bu ifade Kur’an’da 16 farklı ayette yer almaktadır.

Kabe’nin doğu köşesine işaret taşı olarak farklı renk ve özelliğe sahip, si­yah taş manasına gelen “Hacer’ül-Esved” yerleştirilmiş ve çevresi gümüş bir çerçeveyle çevrilerek koruma altına alınmıştır. Bu taşın Hz. İbrahim’den gü­nümüze kadar gelen bir hatıra olduğu kabul edilmektedir.

Kâbe, Hz. İbrahim ve Hz. İsmail’den sonra birçok değişikliklere maruz kal­mıştır. Kâbe ilk inşasından bu güne kadar 12 defa yeniden onarılmıştır. Çeşitli dönemlerde kısmen ya da bütünüyle yeniden inşa edilmiş ve günümüzdeki haline ulaşmıştır. Şu anda Kâbe, Mescid-i Haram ile birlikte toplam 361.000 metrekarelik bir alanı kapsamaktadır. Her yönetim kendi zamanında imkanla­rı ölçüsünde genişleme çalışmalarına katkı sağlamıştır.

Kâbe’nin İnşası

Hz. Âdem (a.s.) cennette yasak olan meyveyi yedikten sonra ayette de ifade edildiği üzere sürgün olarak dünyaya gönderilmiştir.

“İnin oradan (cennet­ten) hepiniz. Tarafımdan size bir yol gösterici (peygamber) gelir de kim ona uyarsa, onlar için herhangi bir korku yoktur, onlar üzülmeyecekler­dir” dedik. (Bakara,38)

Dünya Âdem (a.s.) ve onun evlatları için bir açık cezaevi hükmündedir. Dünya meyledilmeye, dünyalık için kulların kalblerini kırmaya ve haklarını gasp etmeye değmez. Nihayet Âdem (a.s.) Rabbine yalvarmış ve kendisini af- fettirmiştir.

“Derken, Âdem (vahy yoluyla) Rabbinden birtakım kelimeler aldı, (onlarla amel edip Rabb’ine yalvardı. O da) bunun üzerine tövbesini kabul etti. Şüphesiz o, tövbeleri çok kabul edendir, çok bağışlayandır.”

(Bakara, 37)

Rivayetlere göre Âdem (a.s.) cennette Beyt’ül-Mamur’u (Burası, yedinci semâda bir beyt-i mükerremdir. Kâbe’nin üzerine denk gelir; o kadar da bü­yüktür. Onu semâdan bıraksalar, tam Kâbe’nin üzerine iner) meleklerin tavaf ettiğini görmüş veya kendisi de bu ibadeti cennette yapmıştı. Bu veya benzeri bir ibadeti dünyada yapmak arzusu içinde olduğunu Allah’a arz etmişti.

Bunun üzerine Cenab-ı Allah sınırları melekler tarafından belirlenen Kâbe’nin yapılmasını emretti.

“Şüphesiz, insanlar için kurulan ilk ibadet evi elbette Mekke’de, âlemlere rahmet ve hidayet kaynağı olarak kurulan Kâ’be’dir.” (Âl-i İmran, 96)

Kâbe’nin ilk inşaatını bitiren Hz. Âdem için şöyle bir menkıbe anlatılır. Bina tamamlanınca Âdem (a.s.) Rabbine şöyle bir niyazda bulunur: “Allah’ım emrin doğrultusunda Beytini tamamladım. Bunun karşılığında bana bir mükâ­fat yok mudur?"

Allahu Teâlâ:

“Ey Âdem senin mükâfatın, sen ve evlatlarından her kim bu beytimi ziyaret edip tavaf ederlerse onların günahlarını bağışlayacağım.”

Hz. Âdem:

”Yarabbi! Senin lutf-u kerem’in, yüce ihsanın karşılığında bu az değil midir? Ya buraya gelemeyenler, maddi imkân bulamayanların durumu nice olur?”

Allahu Teâlâ:

”Buraya gelip, Beytimi tavaf edenler hürmetine, buraya gel­meyi isteyipte imkânları olmayanları da bağışlayacağım, buyurdu.” (Benzeri rivayet için bkz. Peygamberler Tarihi, Asım Köksal, s.44)

Mekke-i Mükerreme Havadan

Meleklerin işaretiyle yapılan Kâbe Hz. Nuh tufanına kadar ayakta kalmıştır. Nuh tufanında sular altında kalan Kâbe’nin ikinci inşası ise Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail tarafından yapılmıştır.

İlahi emir doğrultusunda Hz. İbrahim kavminden ayrılıp yola koyulur. Mek­ke’ye geldiğinde Allah’tan gelen vahiy üzerine burada konaklayarak, bir ev inşa eder. İşte o ev Müslümanların bugün de kutsal kabul ettikleri Kâbe’dir. Bu durum Kuran’da şöyle bildirilmektedir:

“ Hani biz İbrahim’e, Kâbe’nin yerini, “Bana hiçbir şeyi ortak koşma; evimi, tavaf edenler, namaz kılanlar, rükû ve secde edenler için temizle” diye belirlemiştik.” (Hac, 26)

Bunun üzerine Hz. İbrahim, oğlu Hz. İsmail ile birlikte Kâbe’yi yapmaya başlar ve çalışırken de Allah’a dua ederler. Bunu haber veren ayet şöyledir:

“Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bazısını, senin kutsal evinin (Kâbe’nin) yanında ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! Namazı dosdoğ­ru kılmaları için (böyle yaptım). Sen de insanlardan bir kısmının gönül­lerini onlara meylettir, onları ürünlerden rızıklandır, umulur ki şükre­derler.” (İbrahim, 37)

Hz. İbrahim Mekke’ye geldiğinde Mekke boş ve ıssız bir yer idi. Hz. İbra­him’in bu yeri seçmesindeki amacının ne olduğunu, yukarıdaki ayetteki ‘... namazı dosdoğru kılmaları için (böyle yaptım)’ ifadesinden de anlamaktayız. Samimi bir kalp ve sağlam bir iman ile, Allah’a şirk koşan insan toplululuğun- dan ayrılarak Allah’a yönelmek, Kuran’da misal gösterilen bütün peygamber­lerin de izledikleri yoldur.

Allah (c.c.), Hz. İbrahim’in yukarıda aktardığımız duasına icabet etmiş ve Mekke o günden bu yana müslümanların akın akın gittiği bir şehir haline gelmiştir. Allah Hz. İbrahim’i, Kâbe’yi inşaa ettikten sonra insanları hacca çağırması yönünde de vazifelendirmiştir. Bu durum ayetlerde şöyle haber ve­rilmektedir:

“İnsanlar arasında haccı ilan et ki, gerek yaya olarak, gerek uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler. Gelsinler ki, kendilerine ait bir takım menfaatlere şahit olsunlar ve Allah’ın ken­dilerine rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine belli günlerde (onları kurban ederken) Allah’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.” (Hac, 27/28)

Kâbe’nin insanlar üzerinde çok önemli etkileri vardır. Kâbe, renkleri, dil­leri, ırkları ve ülkeleri farklı olan insanları iman, ihlas, Allah ve Peygamber aşkıyla ateşe koşan kelebekler gibi kendi manevi iklimine çeken kutsal bir ca­zibe merkezidir. Tevhid inancının tecelli ettiği, çokluğu tekliğe çeviren, Müs­lümanları bir bütün haline getiren ilahi rahmetin karargahı ve kalbidir. Aynı zamanda birbirleriyle kardeş olan bütün müslümanlar için evrensel bir kongre ve istişare merkezidir. İmanın amele, sevginin kardeşliğe, birliğin dirliğe, ha­taların tövbeye, âşığın maşuğa kavuştuğu önemli bir mekândır. Kur’an’da bu husus şöyle anlatılır:

“Şüphesiz, insanlar için kurulan ilk ibadet evi elbette Mekke’de, âlemlere rahmet ve hidayet kaynağı olarak kurulan Kâbe’dir. Onda apaçık deliller, Makam-ı İbrahim vardır. Oraya kim girerse, güven içinde olur. Yolculuğuna gücü yetenlerin haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse (bu hakkı tanınmazsa), şüphesiz Allah bütün âlemlerden müstağnidir. (Kimseye muhtaç değildir, her şey ona muhtaçtır.)” (Âl-i İmran, 96-97)

Kâbe, Hz. İbrahim döneminden beri Müslümanların hac için ziyaret ettiği çok önemli bir yer olmuştur. Kâbede tavaf, Hz. İbrahim’den günümüze kadar yaklaşık beş bin yıldır aksamadan süregelen bir ibadettir. Hz. Muhammed döneminden önce müşriklerin çeşitli putlarla doldurduğu bir yer olan Kâbe, Peygamberimiz (s.a.s.)’in gelişiyle putlardan temizlenerek tekrar eski haline dönüştürülmüştür.

Kanuni Sultan Süleyman tarafından tavanı onarılan Kâbe, beşinci onanmını I. Ahmed döneminde görmüş, IV. Murad döneminde çıkan sel baskını sonu­cunda üç cephesi yıkılmış ve yine aynı padişah tarafından onarılmıştır. Kâbe, Mescid-i Haram ile birlikte toplam 361.000 metrekarelik bir alanı kapsamak­tadır. Burada hac ibadetleri esnasında yaklaşık 1 milyon kişi aynı anda namaz kılabilmektedir.

Mekke-i Mükerreme Genel

Mescid-i Haram’ın fazileti hadislerde şöyle bildirilmektedir:

“Mescid-i Ha- ram’da kılınan bir namaz. diğerlerinde kılınan yüz bin namazdan daha faziletlidir” (Zebidî, Tecrîdu’s-Sarîh, (terc. Kamil Miras) Ankara 1985, IV, 204).

“Mescid-i Haram’da kılınan bir namaz, Mescid-i Aksâ’da kılınan bin namazdan daha hayırlıdır” (Zebîdî, a.g.e., IV, 200).

“Benim mescidimde kılınan bir namaz -Mescid-i Haram hariç- diğer­lerinde kılınan yüz namazdan daha faziletlidir” (Zebîdî, a.g.e., IV,199).

“Benim mescidimde kılınan bir namaz -Mescid-i Haram hariç- diğer mescidlerde kılınan bin namazdan daha faziletlidir. Mescidi Haram’da kılınan bir namaz da benim mescidimde kılınan yüz namazdan daha fa­ziletlidir” (Zebîdî, a.g.e., IV, 204).

"Mescid-i Aksâ’da kılınan bir namaz -Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebi hariç- diğer mescidlerde kılınan bin namaz kadar sevaptır” (İbn Mâce, İkâmetü’s-Salât, 196).
 

Yukarıdaki hadislerden de anlaşılacağı gibi; bu üç mescid, kendi aralarında -yapılan ibâdetin sevabı bakımından- Mescid-i Haram (Kâ’be), Mescid-i Nebi ve Mescid-i Aksâ şeklinde derecelendirilmiştir. Bunların dışındaki mescidler- de yapılan ibadetlerin sevabı aynıdır.

Bünyamin Albayrak

Yorumlar (0)
5
kısa süreli hafif yoğunluklu yağmur
Namaz Vakti 18 Ocak 2025
İmsak 06:49
Güneş 08:21
Öğle 13:10
İkindi 15:29
Akşam 17:49
Yatsı 19:16
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 19 51
2. Fenerbahçe 18 42
3. Samsunspor 18 36
4. Göztepe 18 31
5. Eyüpspor 18 30
6. Beşiktaş 18 30
7. Başakşehir 18 26
8. Gaziantep FK 18 25
9. Rizespor 18 24
10. Trabzonspor 18 22
11. Alanyaspor 18 22
12. Kasımpasa 18 21
13. Antalyaspor 18 21
14. Konyaspor 18 20
15. Sivasspor 18 20
16. Kayserispor 18 16
17. Bodrumspor 18 15
18. Hatayspor 19 10
19. A.Demirspor 18 5
Takımlar O P
1. Kocaelispor 19 41
2. Karagümrük 19 34
3. Bandırmaspor 19 34
4. Ankaragücü 20 30
5. Erzurumspor 19 30
6. Ahlatçı Çorum FK 19 29
7. Amed Sportif 19 29
8. Boluspor 19 28
9. İstanbulspor 19 27
10. Pendikspor 19 27
11. Keçiörengücü 19 27
12. Gençlerbirliği 19 27
13. Ümraniye 19 26
14. Manisa FK 19 26
15. Igdir FK 19 25
16. Şanlıurfaspor 20 25
17. Esenler Erokspor 19 23
18. Sakaryaspor 19 23
19. Adanaspor 19 15
20. Yeni Malatyaspor 19 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 20 47
2. Arsenal 21 43
3. Nottingham Forest 21 41
4. Newcastle 21 38
5. Chelsea 21 37
6. M.City 21 35
7. Aston Villa 21 35
8. Bournemouth 21 34
9. Brighton 21 31
10. Fulham 21 30
11. Brentford 21 28
12. M. United 21 26
13. West Ham United 21 26
14. Tottenham 21 24
15. Crystal Palace 21 24
16. Everton 20 17
17. Wolves 21 16
18. Ipswich Town 21 16
19. Leicester City 21 14
20. Southampton 21 6
Takımlar O P
1. Atletico Madrid 19 44
2. Real Madrid 19 43
3. Barcelona 19 38
4. Athletic Bilbao 19 36
5. Villarreal 19 30
6. Mallorca 19 30
7. Real Sociedad 19 28
8. Girona 19 28
9. Rayo Vallecano 19 25
10. Real Betis 19 25
11. Osasuna 19 25
12. Celta Vigo 19 24
13. Sevilla 19 23
14. Las Palmas 19 22
15. Getafe 19 19
16. Leganes 19 19
17. Espanyol 20 19
18. Deportivo Alaves 19 17
19. Real Valladolid 20 15
20. Valencia 19 13
Günün Karikatürü Tümü