Şeyh Seyda (ks) Konya'da Yad Edildi

 Örnek şahsiyeti ile tüm dünyaya ün salmış ve asrının sultanı olan Şeyh Muhammed Said Seyda El-Cezeri (Kudfidise Sirrehu), ismiyle müsemma ve Merhum babasının talebesi Şeyh Hüseyin Basreti Hazretlerinin, Büyük Hocam şeyh Ömer zenganinin hatırasıdır diyerek, Şeyh Seyda olarak anılmasını ister. Her sene düzenlenen geleneksel Şeyh Seyda (KS) anma programı bu yılda geçtiğimiz 12-13-14.08.2022 günlerinde üç gün süreyle yad edilirken, yapılan anma programında ilim icazet töreni de gerçekleştirildi.

ŞEYH SEYDA (KS) KİMDİR?

Linke tıklayarak okuyabilirsiniz...

PROGRAMA YOĞUN KATILIM

Programa yurdun dört bir yanından katılım sağlayan âlimler, ilim ve irfan sahipleri toplum ve kanaat önderleri yanı sıra yüzlerce sevenleri tarafından yoğun bir katılım ile anma programı gerçekleştirildi. Programa katılım sağlayan Başta Şeyh Seyda’nın Mahdumlarından Şeyh Ömer Faruk El-Cezeri, Seyda M. Baki El-Cezeri, Seyda Abdullah Veli Seyda ve Torunlarından Hazret Seyda, Mustafa Seyda, Mehmet Ali Seyda, Emrullah Seyda katılım sağlarken, Âlim ve İlim irfan sahiplerinden Molla İsmetullah Beşiri (Boran), Molla Muhyettin El-Cezeri (Ülper), Seyda Hikmetullah El-Zuli (Atan), Seyda Bahauddin Diyarbekiri (Ayyıldız), Seyda Abdullah Kınu ve ismini sayamadığımız alim hoca mensup ve muhipleri Anadolu’nun birçok il ve ilçelerinden katılmışlardır.

İCAZET TÖRENİ

Kur’an-ı Kerim, hoş Sohbetlerin ve Defle yapılan ilahi zikirlerin de okunması ile sürdürülen programda ayrıca ilim icazeti alan iki kişiye beraatları verildi. İlim icazeti alan Nurullah Serin ve Furkan Erküç isimli öğrencilere Şeyh Ömer Faruk Hazretleri tarafından sarıkları bağlanarak hilkad giydirilmiş ve tebrik edilmiştir. Katılımcıların yoğun ilgisi ile izlenen bu programda, gelen misafirlere yemek tatlı ikram edilmiştir.

ŞEYH ÖMER FARUK EL-CEZERİ SOHBETLERİ

Müslümanın Müslümanı ziyareti çok güzeldir. Mademki kardeşiz, birbirimizi seveceğiz. Birbirimize yardımcı olacağız. Bu kardeşliğin gereğidir. Müslümanın hali budur. Müslümanda banane yoktur.

Kendisi tok iken komşusu aç yatan bizden değildir buyuruyor peygamberimiz.

Maalesef büyükşehirlerde bunlar kalmadı. Aynı çatı altında otuz daire kalıyor. Birbirini tanımıyorlar. Bir irtibat alaka hal hatır yok. Bayram oluyor kimse kimsenin bayramlaşmasına gitmiyor. Müminin haline yakışmıyor. Mümin örnektir. Çünkü peygamberimiz bizim için örnektir.

Sizin için Peygamberin yaşantısında güzel bir örneklik vardır buyuruyor Kuran;

Cenab ı hak her hususta bize yol gösteriyor. Sizi çok seven birini size gönderdim onu örnek alınız buyuruyor. Bir damla bile örnek alsak ne mutlu bize. Resulullah bu hususta nasıl davranıyordu öğreneceğiz. Soracağız ki biz de bizden sonrakilere örnek olalım. Her asırda yaşayanlar o asrın nöbetçisidir. Herkes nöbetinden sorumludur. Biz de Müslüman olarak asrımızın sorumlusuyuz. Biz de İslam’ın güzelliklerini yaşayarak göstereceğiz ki onlar da sonrakilere göstersinler. O yüzden biz de asrımızdan sorumluyuz. Biz bizden sonrakilere nasıl bir asır teslim ettik sorumluyuz. Cenabı hak bunu bizden soracaktır. Neden güzel bir şekilde teslim etmedin diye soracaklar. Verecek cevabımız olmalı.

Aklımızın alamayacağı kadar büyük lütuflar var.

Dostlar olarak birbirimizden sorumlu olmamız hasebi ile birbirimizi arayıp soracağız. Olmadı telefon edeceğiz. Hastalık nedeni ile bazı sınırlamalar oldu. Ama rahatladık.

Müslüman olarak birbirimize dua edeceğiz.

Bu Allahtan bir nimet ve lütuftur. Burada olmamız büyüklerimizin bereketidir. Onların yolu Kuran yoludur. Onu devam ettireceğiz. Her Müslümanın takip etmesi gereken yoldur. Onlar hiç bir zaman bize ne demediler. Bizler de yaşayacağız ve yaşatmaya çalışacağız. Büyüklerimiz yaşadılar ve yaşatmaya çalıştılar onlara layık olmak için çaba sarf etmemiz lazım. Nefsimizin değil cenabı hakkın emirleri doğrultusunda.

Onların bilgi ve tecrübelerinden faydalanacağız. Faydalanamazsak bunun hesabı bizden sorulacak. Siz niye takip etmediniz. Niye faydalanmadınız onlardan. Eğer ihmalkâr davranırsak büyük bir sorumluluk var. İlgilenirsek büyük mükâfatlar var.

Bir Müslümana bir iyilik yaptığında mükâfatı var. Vesile olursa onun ameli kadar sevap kazanıyor.

Kişi öldüğünde amel defteri kapanıyor. Ancak üç şeyden amel defteri açık kalıyor.

1. Faydalı bir ilim, okumuş okutmuş… O ilimle kaç kişi kıyamete kadar okumuşsa onların amelinden mükâfat alıyor. Bunu yapın ki amel defteriniz kesilmesin ve sevap kesilmesin. Bunun için ön ayak olayım diye düşünür Müslüman.
2. Sadakayı cariye.. Çeşme yurt vs. yapmış. O durduğu müddetçe onun amel defteri kapanmıyor. Amme hizmeti yapınız mesajı var burada. Müslümanlara faydalı olmaya çalışın. Güzel eserler bırakın. Ki o eseri görenler dua edecekler.
3. Salih evlat yetiştirenler… Salih evladın duası makbuldür. Burada da çocuklarınızı güzel yetiştirin mesajı var. Onların sevabı kadar da size sevap yazacağım demiş oluyor Allah. Müslümanlıkta banane yoktur. Gücümüz ne kadar yetiyorsa. Bu bize kâfidir. Bir adım atabiliyorsak bir adım atacağız. Ondan sonraki ikinci adım için de çaba göstereceğiz.

Müminin niyeti onun amelinden daha hayırlıdır buyruluyor hadiste.

Amel yapanın niyeti halis değilse onun için hiç bir şey yoktur. Faydası yoktur. Tabinin önümüzde güzel örnekler vardır. Yanlış yapılan işin faydası da tadı da yoktur.

Peygamberimizin. Mucizelerinden birisi de ümmetinde ilim ehli çoktur. Elhamdülillah önümüzde güzel örnekler var. Araştıracağız… Öğreneceğiz… Yapmak için gayret göstereceğiz. Ben sonra yaparım demek en büyük felakettir.

Kim bana garanti vermiş ki sonraya kalacağımızı? Hiç birimiz sonraya kalacağımızı garanti edebilir mi? İbadetimizi teatimizi tehir etmeyelim. Tehir etmek afattır. Önceliği ahiretimize verelim. Önemli olana, öncelik vermek lazımdır. Çünkü onunla Allah’ın rızasını kazanabiliriz. Onun için önceliği ahirete verelim. İş durumuna göre önceliği ona veriyoruz.

Dünya gelip geçicidir. Fakat ahiret ebedidir.

Hadiste dünyada ebedi kalacakmış gibi dünya için, ahirete hemen gidecekmiş gibi ahiret için çalışın buyuruyor. Bazıları bunu yanlış anlamış. Ölmeyecekmiş gibi dünya için çok çalış gibi anlamışlardır.

İmam Nebevi çok güzel açıklamış.

Yani dünyanın zamanı çok geniştir. Zamanın çok, yaparsın sonra. Önce ahiret için çalış.

Allah Bize merhamet ettikçe bizim daha çok ona yaklaşmamız lazım. Temennilerle kendimizi aldatmayalım. İşimizi ciddi tutalım. Allah ciddidir. Ciddiyeti seviyor. Ciddiyetsiz insan dünyada da sevilmiyor.

Müslüman dünyasını da ahiretini de ciddiyetle yapıyor. Bunun için dünyada da seviliyor.

Cenabı hak işimizi ciddiyetle yaptığımızda büyük mükâfatlar verecektir. Ciddiyet ahlak samimiyet ihlas birbirine bağlıdır. Namazı ciddiyetle ele almayan onu yük gibi görüyor. Oysa bir lütuf bir nimet olarak görmek gerekiyor. İnsanın işi varsa bunu nimet olarak görüyor. İbadette böyledir. İbadeti Bir lütuf olarak görmek gerekiyor.

Mademki Allah’ın rızası namaza bağlıysa onu kılacağız. Bu nedenle namaz vakti gelince Resulullah Hazreti Bilal’e bizi rahatlat Ey Bilal diyordu. Namazla rahatlıyor Müslüman. Ezan oku ki namaza gidelim. O mutluluğu o rahatlığı yaşayalım. Su gibi nefes gibi gereklidir. Olmazsa olmazımızdır. İslamiyet’in alternatifi yoktur. Hazreti Âdem den itibaren din İslam’dır. Şeriatleri ayrıdır.

İyiyi kötüden ayırabilmemiz için Allah bize akıl vermiştir. Aklın görevi budur. Ben sana akıl verdim ey kulum neden kullanmadın? Hiç düşünmez misiniz buyuruyor. Bu kullar niçin kendilerine zarar veriyor. Kendinize zarar vermeyin kendinize yazık edersiniz. Şimdiye kadar gelen tüm insanlar iğne ucu kadar kötülük yapsalar Allah’a zarar veremezler. Yine gelmiş geçmiş tüm insanlar hayır işleseler Allah ın mülkünde zerre artış olmaz.

Ticareti yaptığımızda zararlı işlerden uzak duruyoruz. Bu aklın görevi hem dünyalık işlerimizi güzel bir şekilde yönetmek hem de ahiretimizi güzel bir şekilde haIlık yapmaktır. İnsan aklıyla insandır, Etiyle kemiği ile değil. Yoksa et kemik koyunda da var. Allah İnsanı ahseni takvim olarak yaratmış. Yeryüzünde halife olarak yaratmış. Bizden başka bir mahlûkatı da halife takdir edebilirdi. Biz hiç bir şey yapamazdık o zaman. Ama bize yeryüzünün halifesi görevini verdi. O halde yeryüzünün halifesi görevini en iyi şekilde imkânlar nispetinde yapmak zorundayız. Yapsak ta olur yapmasak ta olur değil! Ebedi olarak kalmayacağız burada. Sayılı günler çabuk geçiyor.

Sadi Şirazi diyor;

İnsanın ömrü bir kartopu kütlesi gibidir. Zamanda temmuz güneşi gibidir. Temmuz güneşi önünde kartopu durabilir mi?

O halde zamanı dolu dolu geçireceğiz. Müslümanın boş vakti yoktur. İbadetini yapar, çalışma zamanında çalışır.

Hiç bir şey yoksa zikir çeker. İki kelime var dil üzerinde çok hafittir. Terazide çok ağırdır. Allah yanında da çok makbuldür. Suphanallah ve bihamdihi subhanallahil azim. Mümkün olduğunca abdestli duralım. Abdest müminin silahıdır. Kahvede boş boş durmayalım camiye gidelim hocayı dinleyelim. Camiyi süpürelim. Samimi olursak yaparız. Ciddi olursak yaparız. Dinimizi ciddiye alıyorsak önemseriz. Değer veririz. Dünyamıza çok önem verdiğimiz için dünyamızı hiç ihmal etmiyoruz. Daha fazlasını ahiretimize vermeliyiz. Neticede oraya muhtaç olacağız. Çok kolay. Ama biz çok ihmalkârız. Elbette ki zorluklar vardır. O zorlukta bir imtihandır. Hayat bir mücadeledir. Nefis şeytan düşmandır ve uğraşacaklardır. Biz de dimdik duracağız. O salih insanların dimdik durduğu gibi duracağız. Resullahın dimdik durduğu gibi. O halde bizim de yapmamız lazım. O alın teri var ya. Alın teri ile kazanılan çok kıymetlidir. İşte bu alın teri. Samimiyetsizlik varsa kendimizi kontrol edelim. Kim samimiyse allah kapıyı sonuna kadar açıyor. Allah kolaylaştırır. Şeytan onları aldatamaz. Allah cc Âdemi yaratırken secdeyi emrediyor tahhiyat secdesini… Şeytan âlimdi… Bilgiliydi… Ancak nefis vardı onda… Kibirliydi… Oysaki Allahtan bilmesi gerekiyordu. Kendinden bildi. İsyan etti. Secde etmedi. Nefis perde oldu Allah ile arasında. Bundan dolayı merhametinden atıldı. Ya rabbi beni attın beni beklet dedi, Son ana kadar beklet. Tabi hemen canını alabilirdi. İmtihandır… Almadı Allah canını. Onları senin yolundan saptıracağım dedi. Ancak muhlis olanlar müstesna. Muhlislere gücün yetmez dedi Allah. Sadece peygamberler masumdur. Ama muhlisler mahfuzdur. Korunmuştur. Allah dostlarına sahip çıkıyor. Allah cc herkesten daha merttir. Ama gerçekten dostu olanlara… İş bizde bitiyor. Dost olursak, mahfuz oluruz. O salih insanlar nefislerine karşı eğilip bükülmemişler. Hiç değilse onlarla beraber olalım. Onlarla beraber olalım ki kıyamettede de onlarla beraber olalım. Allah için onları sevdiysek Allah cc bizleri onların yanına koyar. Bizi onlardan ahirette ayrı koymaz. Bu fırsatı neden kaçıralım.

Namazda kalbini Allah a yönelmemesi, kişinin sevdiği ile konuşurken ona sırt dönmesi gibidir.

Mecnun Leylanın kokusunu bir yerden almış o kokunun peşinden koşup giderken namaz kılan bir cemaatin yanından geçiyor. Sonra aynı yerden geri dönerken o namaz kılanlar namazlarını bitirmişler ve bir tanesi mecnuna sitem etmiş; Mecnun sen neden bizimle namaz kılmadın?

-“Sizi görmedim. “

- “Nasıl görmedin biz bu kadar kalabalık cemaat namaz kılıyorduk bizi nasıl görmezsin!”

- “ Eğer benim leylayı sevdiğim kadar siz de Allah’ı sevseydiniz siz de beni görmezdiniz.

Harun reşit güzel bir köşk yapmış. Behlül eline bir taş alıp duvarına yazıyor;

- “Harun, eğer bunu kendi paranla yaptıysan israftır ALLAH MÜSRİFLERİ SEVMEZ. eğer halkın parası ile yaptıysan bu zulümdür ALLAH ZALİMLERİ SEVMEZ.

İnsanların dili Allah’ın kalemidir. Müslümanlar bir kişiye iyidir derse

Mensubiyetimizin güçlenmesi için evrada ve rabıtaya önem verelim. İhmal edersek bereketten mahrum kalırız.

Kendimize dikkat edelim. Tarikata laf getirmeyelim. Bak işte tarikatçılar böyledir dedirtmeyelim.