ÖĞRENMEDE MİZAÇ

“İnsan, bilmek üzere yaratılmıştır.” Bu cümle bize şunu hatırlatır: Her insan öğrenir; lakin herkes aynı şekilde öğrenmez. Kimi hızlı kavrar, kimi çabuk unutur, kimi ise ağır ağır ilerler fakat öğrendiğini köklere işler. İşte bu farklılığın sırrı, İbn Sina’nın yüzyıllar önce işaret ettiği noktada saklıdır: MİZAC. Çünkü herkes kendi mizacında yaratılmıştır.

Mizaca Göre Öğrenme

• Sıcak mizac: Hızlı öğrenir, meraklıdır; ama sabırsızlık sebebiyle yüzeyde kalabilir.

• Soğuk mizac: Yavaş öğrenir; fakat bilgiyi kalıcı kılar, derinlemesine kavrar.

• Yaş mizac: Yaratıcıdır, hayal gücüyle öğrenmeye renk katar.

• Kuru mizac: Analitik düşünür, düzen kurar; ama katılığa düşme riski taşır.

Öğrenmede, Tekrarın Önemi

Öğrenmede tekrarın etkili olabilmesi için mizaca uygun yöntemlerle yapılması gerekir.

• Sıcak mizaclı için hareketli uygulamalar,

• Soğuk mizaclı için sabırlı ve düzenli tekrarlar,

• Nemli mizac için hayal kurmaya dayalı yöntemler,

• Kuru mizac için ise yazı, not tutma ve sistem kurma yolları daha faydalıdır.

Öğrenme, sadece zihinsel bir süreç değil; mizacın rehberliğinde yürüyen bir yolculuktur. Kendini tanımak, mizacını bilmek, aslında öğrenmenin kapısını açmanın ilk adımıdır. Çünkü insan, kendi mizacına uygun yollarla öğrendiğinde bilgi sadece akılda kalmaz, kalpte ve ruhta da yer eder.

Bugün eğitim bilimlerinde “öğrenme stilleri” kavramı öne çıkar: görsel, işitsel, kinestetik… Oysa İbn Sînâ çok önce aynı hakikati başka bir dille ifade etmişti: İnsan, mizacına göre öğrenir.

Öğrenmek, aklın işi kadar kalbin de işidir. Mizacımız, bu yolculukta bize rehberlik eden pusuladır. İnsan, kendi mizacına uygun öğrendiğinde, bilgi sadece zihninde değil; ruhunda da derin bir etki bırakır.