Kıymetli Öğrencilerim!
Mezuniyet töreninde sizleri izlerken bir yandan geride kalan yıllar içerisinde nasıl büyüyüp serpildiğinizi, diğer yandan da nasıl olgunlaştığınızı büyük bir onur duyarak gördüm.
Törenin hazırlanmasındaki gayretleriniz, icranız ve törenin içeriği, artık hayat sahnesinde sizlerin rol alma zamanının geldiğine işaret etmekteydi.
Gurur duydum sizlerle.
Son dönemde elde olmayan nedenlerle derste sizlerle beraber olamasak da bundan sonraki hayatta daha uzun süre birlikte oluruz inşallah.
Şırnak hepimizin ortak kaderi oldu. Şimdiye kadar kaderi ve kederi birlikte yaşadık.
Aynı acıları ve sevinçleri yaşadık.
Aynı kantinde çay içtik, aynı yurtta gün biçtik.
Hasretle Cudiye baktık gündüzleri, hüzünle Gabar'da gün batışını seyrettik akşamları.
Namaz dağından ayın doğuşunu seyrettik bütün karanlıklar aydınlığına kavuşsun duasıyla.
Doğan battı, gelen gitti ve işte başlayan günler bitti.
Artık kim bilir ne zaman düşer yolunuz Şırnak'ın eğri büğrü yollarına. Kim bilir ne zaman nerede karşılaşırız sizlerle bir daha.
Bu münasebetle sizlerle son bir hasbihal eylemek istedim.
Son bir ders.
Size anlattıklarımın özü ve özeti olsun istedim bu ders.
Her yaşınızda işinize yarayacak.
Yedi veren gülü gibi gördüğümden sizleri, yedi ayrı konuda...
1. GENÇLİK BİR HAZİNEDİR: İnsan ömrünün fasılları vardır mevsimler gibi. Gençlik bahardır. Farsça bir kelime olan genç, hazine demektir. İnsan ömrünün en kıymetli vakti. Bütün yol kesen ve gönül çelenler, bütün evliya ve hatta eşkiya bu hazinenin peşindedir. Siz siz olun bu hazineyi heba etmeyin ve yanlış bir kimsenin eline bırakmayın. Bu Allah'ın size ikramıdır. Hesabını da siz vereceksiniz. Ancak unutmayın ki bitmeyen hazine yoktur. Sonra âh etmeyin, eyvah demeyin. Ehlinin eline geçmeyecekse hazine, üzerindeki duvarı doğrultun Hızır gibi.
2. ÖMÜR BİR GÜNDÜR O DA BUGÜNDÜR Zaman zahirde üçe ayrılır. Geçmiş, gelecek ve şimdiki zaman. Ancak, esasında bir tek zaman vardır o da bir nehir gibi akıp gitmekte olan şimdiki zaman yani an. Geçmiş için yapacak şey ikidir. Kula karşı özür, Allaha karşı tevbe. Gelecek için yalnızca ana hatlarıyla plan yapın. Detaya girmeyin. Zira evdeki hesap çarşıya uymaz da üzülürsünüz. Geriye bir tek gününüz kaldı. Bugün, yani an. Akif'in " geçen geçmiştir artık ân-ı müstakbelse müphemdir / hayatından nasibin bir şu geçmekte olan demdir" dediği dem. Dem bu demdir dem bu dem. Bu demde her sabah doğar her akşam ölürsünüz. Her nefes doğar ve her nefes ölürsünüz. Siz, ibnü'l-vakt olun ve ölmeden önce ölün ki ölümsüz olun.
3. AŞK OLSUN Hayatınız boyunca her ne işi yaparsanız yapın içinde, özünde ve yüzünde aşk olsun. Unutmayın ki imanın kemali onun aşka ulaşmasındadır:"Eşeddü hubben lillah"... Aşk bir tohumdur, Allah'ın insanın kalbine attığı. "Yuhibbuhum" bunun ifadesidir. Siz kul olursanız "yuhibbûnehu" tahakkuk eder. İşte o zaman habbe, muhabbet olur. Biliyorsunuz ki aşk üç harften oluşur. İlk harfi "ayn"dır. Yani göz. Her aşk bir bakışla başlar. İbretle bakan hayret eder. Hayret eden daha çok bakar ve baktıkça hayran olur. İşte zaman "şın" şarab olur. Ve nihayet "Kaf" olan kalp, maşuk ile sarsılır ve sarılır. Aşk, sarmaşık haline gelir. Aşık aval maşuk ile sürur bulur, onsuz hüzün dolar ve mevsim hazan olur. Hasılı size aşk olsun diyorum. Bu bir sitem değil, bir güzel duadır. Aşk, şifadır...
4. YER YÜZÜ YÂR YÜZÜDÜR Siz kainatın kalbisiniz. Zübde-i âlemsiniz; varlığın özü ve özeti. Dîde-i ekvânsınız; varlığının göz bebeği. Yeryüzü sizin için var. Siz ise Allah için varsınız. Bir yol bulun içinizden Allaha. İnsanların sayısı kadardır Allaha giden yollar. Ve yeryüzündeki varlıkların adedincedir. Her varlık Allah'ın bir isim ve sıfatının tecellisi, her tecelli Allaha bir aynadır. Yani yer yüzü yâr yüzüdür. İbret ile bakın ki yol alasınız. Arayın ki bulasınız. Bilin ki olasınız. Unutmayın ki Allah sizi kendi suretinde yarattı. Kendinizi inşa edin ki halife olasınız. Şimdi yeryüzü bir büyük tufan yaşamakta. Yeryüzüne Nuh Nebi'nin ruhunu, Mem ve Zîn'in aşkını taşıyın. Sorunlar artınca sorumluluk da artar... Yürüyün yeryüzünde... yaratılışın nasıl başladığını görün. Yalancıların akıbetini izleyin. Her nakışta Nakkâşı temaşa eyleyin. "Yeryüzü yâr yüzüdür/ Hakkın sessiz sözüdür"
5. ÜSTÜNLÜK TAKVADADIR. Kimseyi gereğinden fazla büyük, kendinizi de asla küçük görmeyin. Dik durun diklenmeyin. Dik duruş, onur, diklenmek kibirdir. Kibirlenmeyin. Zira kibir İblisin ilmi, küfrün kapısıdır. Nice küçük insanların büyük makamlar işgal ettiğini, nice büyük insanların bir köşede sessiz sedasız yaşadığını görmüşsünüzdür. Siz de her makama gelebilirsiniz. Ancak her imkanın bir imtihan olduğunu unutmayın. Üstünlük yalnız takvadadır. Yoksa sizde varlığın çarptığı ve sarhoş ettiği zehri alırsınız da farkına bile varmazsınız. Bir yerde ne kadar kaldığımız değil, nasıl kaldığınızdır aslolan. Ahirette kalbinizin takvası tartılacak. "Sanma ey Hace ki senden zer ü sîm isterler/ yevme lâ yenfeûda kalb-i selîm isterler. "
6. VATAN İnsanın bütün mukaddesatını kuşatan sınıra vatan denir. Mal, mülk, onur, şahsiyet, aile, namus ve nihayet din bile vatanın sınırları içindedir. Vatan işgal olursa bu mukaddesatın bütünü değişik derecelerde tehlikeye girer. Suriye ve Irak'ta bu acılar tarif edilemeyecek bir şekilde yaşandı ve yaşanıyor. Devletin sınır karakollarına bu nedenle ribat denir. Mukaddesatı muhafaza, düşmana murakabe yapılan yer olduğu için. Hatta kalbe bile ribat denilmiştir içimizdeki düşmanın yani nefsin işgaline karşı murakabe ve mücadele yapılan sınır olduğu için. Kalp devletinizi de koruyun, içinde yaşadığınız vatanı da. Kalp giderse beden ülkesi, vatan giderse bütün mukaddesat talan ve tarumar olur..
7. BEŞİKTEN MEZARA KADAR İLİM Sizler bir büyük medeniyetin çocuklarısınız. Küçük kimliklere ve kliklere sıkışıp kalmayın. Ümmet şemsiyesini genişletin ki güneş artık yakmasın, yağmurlar ıslatmasın. Fakültede öğrendiğiniz İlim, Allah'ın sıfatıdır. Siz mezun olduğunuz bu fakültede, ilim sıfatının anahtarını aldınız elinize. Kitapların, kütüphanelerin, alimlerin ve ariflerin kapısına varın bu anahtarla. Kutlu nebinin işaret ettiği gibi hayatınızın son gününe kadar cehalet tahsil edin tedrise devam ile. Böylece ne kadar az bildiğinizin farkına varın. Alîm olanın, ilminin sonsuzluğunu idrak edin. İki kanadınız olsun; İlim ve irfan. İlim dışınızdakini bilmektir. İrfan ise kendinizi... Kendini bilen, neyi bilmez ki...
SONSÖZ
Arkadaşlar!
Yolunuz ve bahtınız açık olsun.
Şırnak'ı ve hocalarınızı unutmayın.
Hakkımız helal olsun. Hakkınızı helal edin.
Ne diyeyim daha "AŞK OLSUN SİZE"...