Bazıları Hz. Bediuzzaman’in kitaplarını ve şöhretini istismar ederek onu farklı gösterirler. Arapça, Farsça ve İslami ilimlerde eksik olduklarından veya kısmen ırkçıların tesirinde kaldıklarından bu kavramları ve İslami istilaları yanlış serhederler. Bunlar sadece Bediuzzaman Hazretlerinin sözlerini çarpıtmakla sınırlı kalmıyor, Kitap ve sünnette geçen kavramlara da yanlış anlamlar yüklemeye kadar vardırıyorlar maalesef. Farklı dilleri olan İslam kavimleri, etnik grupları ve unsurları arasına kin, nefret ve kutuplaşma tohumları ekerler.
Hâlbuki MUSLUMAN ORTAK KIMLIGI VE ISLAM MILLET KAVRAMI tüm İslam ülkelerindeki anayasayalar da temel birleştirici ve toplumsal tutkal işlevi görme babında yer almalıdır. Tüm İslam unsurlarının dilleri ve kimlikleri de eşit vatandaşlık, hukuk devleti ve insan onuru bakış açılarıyla hiç bir engelleme ile karşılaşmamalıdır. Resmi bir veya bir kaç dil olabilir. Herkesin aidiyetinin ve onurunun saygın olduğu, bireysel veya kollektif kimliğinin baskı ve hakaretlere uğramadığın bir atmosferde gerçek bir birlik daha sağlam temellere dayanmış olacaktır. Osmanlı sisteminde, hatta -farklar olmakla beraber - Batıda da bunlar böyledir. Ortadoğu’da ve İslam ülkelerindeki baskıcı ve genelde tek tip uygulamalar büyük sorunlara yol açtı. Batıcı olduklarını iddia eden parti ve kesimler tamamen Batiya ters uygulamalar yaptılar. İslami kriterlere vursak İslami de değiller. Temel insani normlara da tersler büyük resim itibariyle. Bir büyük değişim şarttır. İslam Hukuku altında eşit vatandaşlık, hukuk devleti, insan hakları ve şeriatın zararlı şeylerden arındırdığı hürriyet, adalet ve eşitlik kavramları altında MECELLE TARZI anayasalar artık zaruri hale gelmiştir. Çünkü yüzyıllık gömlek dar gelmeye başladı ve her tarafı yamalı hale geldi. TURKIYEDE bu insani ve İslami model uygulama sahası bulursa diğer İslam ülkelerine de bu model olacaktır zamanla ve AVRUPA BIRLIGINDEN DAHA SAGLAM VE GUCLU BIR BUYUK ISLAM BIRLIGINE SEBEBIYET VERECEKTIR.
Hz. Resulullah (sav ) VEDA HUTBESINDE açıkça ırkçılığı ve asabiyeti ayaklar altına aldığını tüm insanlığa ilan eder. Kadın Haklarından ve mağduriyetlerinden bahseder.
CHP, MHP vd. . Cahili /primitif yapılar zaten İslami olmadıklarından ırkçılık ve bölücülük yapmaları onlara yaraşır ama İslam adıyla ortaya çıkan bazı kesimlerin, parti veya cemaatlerin vatan ve millet kavramlarını çarpıtmaya hakları yoktur. Millet tamamen Kur ‘ani bir ıstılah ve terminolojidir. Kur'an-i Kerim'de bu kelime geçer. Vatan da Arapçadır ve birçok hadiste geçer. Fıkıhta VATAN kavramı uzun uzun izah edilir. Kısaca yüzyıllık sözde Batıcı kefen hırsızları kendi geçmişleri olmadıklarından yine bize ait kavram ve terimleri ters yüz edip çarpıtmışlardır. Bu sadece bizde olan bir şey değildir. Çoğu İslam ülkesinde maalesef bu rezalet ve kaos hakimdir. Olan sade insanlara oluyor ama mutref /jakoben/ istismarcı gruplar yine mazlum halkların paraları ve servetleri ile keyif sürmüşlerdir ve bazıları halen sürmektedir bu sefayı maalesef. Dünya ve ahirette ilahi gazaba ve kahredici tokatlara uğrayacakları bizzat Ustad Bediuzzaman Hazretleri tarafından uzun uzun serh edilir.
Allame Bediuzzaman, vatan derken baştanbaşa tüm İslam vatanını kastediyor. Millet derken de ümmeti ve İslam milletini kastediyor. Çünkü Risalelerinin birçok yerinde
Bunu detaylı anlatıyor ve açıklıyor. Bizim hakiki milliyetimiz milliyet-i İslamiyedir. Milliyetçiler ve unsuriyetciler ırkı ve milliyeti mabut/ilah edinmişlerdir. Irkçılar /milliyetçiler diğer milleti yutmak ve imha etmekle ayakta kalmaya çalışırlar. Zulüm ve cinayetler ile diğer millete haksızlık ederler diyerek istismara açık olabilecek bu ıstılahı beyan eder.
Türkistan, Kurdistan, Arabistan, Hindistan (Müslüman Hintliler sonradan Pakistan adıyla ayrıldı), Kafkasya gibi farklı İslam coğrafyalarını bu isimlerle anar, ileride İslam ittihadını kuracaklarını ve kutsi İslam kanunlarını tatbik edeceklerini yazar. Ben Kurdistan’ da (Osmanlının Kurdistan Eyaletinde ve Bölgesinde) doğdum, büyüdüm. Türkler ve Kürtler tarih boyunca iki hakiki cihat arkadaşı oldular, Türk Yavuz Sultan ve Kurt Şeyh İdris-i Bitlisi bu iki cengaver Müslüman halkı eşit ve kardeşine İslami bir nizamda birleştirerek İslam ittihadını 1515'te (Yirmi beş Kürt Beyliği ve Osmanlı arasındaki muahede /antlaşma ile ) kurdular diyerek meselede şimdiki aşırı milliyetçi/şovenist ve yer yer Hitler Faşizmime kayan cahili kesimlerden ayrı olduğunu sarahaten izah eder. Hz. Bediuzzamanin konumu tamamen İslami ve insanidir.
Veysi D. 4 Yıl Önce
Allah razı olsun ezbeni
vasıf a. 4 Yıl Önce
Ellerinize sağlık Seydam