Partisi Nahda, Arap Baharı sonrası seçimlerde birinci parti olup Tunus'ta hükümeti belirledi. Kendisi başbakan olmadı, partisinden birini başbakan yaptı.
Gannuşi ve bazı Arap Siyasal İslamcıların acı tecrübelerden, yüzyıllık felaketlerden sonra vardıkları nokta Bediuzzaman'ın yüz yıl ve tasavvuf /maneviyat büyüklerinin bin yıldır durdukları nokta ve tarihsel tecrübelerdir.
Vahhabilik İhvan'ın kafasını karıştırıp bu derin İslami tecrübeden istifade etmesine perde oldu maalesef.
Halbuki o tecrübe, 1400 yıllık tarihteki yüzlerce acı olayın vardığı önemli kazanımdı. Kolay öğrenilmemişti.
Bu tecrübeye sırt döndüğünden dolayı İhvan'ul Muslimin maalesef kaybetti.
Otuz yıl Sudan'da iktidar olmalarına rağmen yarım milyon insanın öldürülmelerine alet oldular ülkenin her tarafında; özellikle DARFUR'da Cencevit ve kabile savaşlarında taraf olmalarıyla.
Sudan tekrar anti İslam laik kesimlerin eline geçti.
Hakeza Mısır'da, Suriye'de, Kuzey Afrika'da gerilediler
Umarım bu acı tecrübelerden ders alırlar.
BEDİUZZAMAN ASLINDA TEHLİKEYİ GÖRDÜ, İHVANA YÜZ YIL ÖNCE MEKTUP YAZARAK SİYASETLE DEĞİL, İLİM VE SİVİL FAALİYETLERLE, EĞİTİMLE HİZMETİ, İSLAMI DÜNYEVİLİĞE ALET ETMEDEN İMAN HAKİKATLERİNİ, İSLAM AHLAKINI HALKA İLMİ METOTLARLA ANLATMAYI TAVSİYE ETTİ
İhvanın niyeti elbette SALTANAT değildi ama varacağı nokta bu idi ;gayri ihtiyari..
Bediuzzaman’ın Hareketi ve ilme dayanan sufi hareketler /tarikatler Batı dahil, Dünya çapında yavaş yavaş, tedbirle yayılıyorlar ama İhvan ve Siyasal İslam geriliyor. Hele Batının İslamlaşmasında katkıları yoktur. Hatta antipati çoktur.
İtibar kaybına uğradılar onbinlerce canın ölmesiyle. Hiç bir kazanım olmadan...
Elbetteki İslami Topluma ve devlete evet ama bu yöntemle değildir.
Türkiye Osmanlı'nın devamı
olduğundan tarihsel tecrübe devam etti İslami Kesimlerde.
Hatasıyla sevabıyla İktidarı da yetmiş yıldır belirlediler. Menderes, Özal, Erbakan, Erdoğan onların desteğiyle iktidar oldular
DİNDAR SİYASETÇİ SINIF VE ULEMA/MEŞAYİH SINIFI ELELE VEREREK GÜZEL SONUÇLAR ELDE ETTİLER TÜRKİYEDE
Bu süreç devam edecek...
Bu, kuvvetler ayrılığı ilkesine benziyor.
Veya tarihteki Mü'min Sultan ve Ulema-ı Kur'an sınıflarına...
Zaten İhvan da sonradan hatasının farkına varıp BİZ TÜRKİYE TECRÜBESİNİ, ERBAKANI, ERDOĞANI KENDİMİZE ÖRNEK ALIYORUZ DEDİ ama iş işten geçmişti artık.
Zaten Gannuşi'nin bu itirafları ve dönüşümü budur.
İyi niyetle kurulmuş olan ve aslında çoğu iyi olan İhvan'ın arasına karışan katı Vahhabi, Tekfirci kesimlerin keskin, sert, hoşgörüden yoksun söylemleri Dünyanın gözünü korkutup onları tasfiyeye yöneltti maalesef
GANNUŞİ'NİN SÖZLERİ:
Biz Müslüman demokratlarız, İslamcı değiliz.
Siyasal İslam tecrübesi başarısız oldu. Bizler artık muhafazakar demokratlarız.
Siyasi alan ne mukaddes, ne de değişmezdir.
İslami metinlerin yüzde 90’ından fazlası nüansa ve yoruma açıktır.
Siyasetle ilgili İslami metinler yoruma açık.
CAMİ MENFAAT VE ÇEKİŞME YERİ OLMAMALI...
ÇEKİŞME VE MENFAAT SİYASETİN DOĞASINDA VARDIR
Siyasi kurumlarla dini kurumlar arasında ayrım yapmak zorundasınız. Örneğin, camiler, siyasi partilerin kapışma yeri değildir.
Din, toplumu bölmemeli, birleştirmeli. Camilerde en ufak bir siyasi propagandadan bile kaçınmamız gerekiyor.
Siyaset insanları güç ve zenginlik için yarışmaya iter ki, bu bizim dini karıştırmamak zorunda olduğumuz bir şey...”