"Yusuf Başol'dan alıntıdır"
Bir "Kırımlı Midat" Geçti Bu Dünyadan..
Bursa Merkez İmam Hatip Lisesinde (ortaokulda) okurken kütüphanede elime bir kitap geçmişti..
"Kırımlı Murat Destanı"
Kırım Karasupazar'ın yiğit delikanlısı Murat'ın tek başına işgalcilere karşı verdiği mücadelesini anlatan bu kitap çok etkilemişti beni..
Son günlerine kadar hastahane de daima telefonla görüşüp irtibat halinde olduğumuz cefakâr ve garip kardeşim Midat Tohtarov "Kırımlı Murat'ı" aratmayacak, hatta geride bırakacak bir mücadele ortaya koydu ve şehit oldu..
Bu gün kadını erkeği çoluk çocuğuyla Kırımlı Müslümanların oluşturduğu bir insan seli eşliğinde Rahmeti Rahman'a uğurlandı..
"Derdi dünya olanın, dünya kadar derdi olur"demiş atalar..
Daha Bursa'da üniversite okuduğu, bilhassa yüksek lisans yaptığı dönemlerde neredeyse hemen her gün beraberdik.
Sabahlara kadar oturup dertleştiğimiz hiçbir gece yok ki;
Kırımlı Midat vatanıyla, memleketinin insanlarıyla alakalı endişelerini dile getirmesin..
Derdi bir an bile dünya olmadı Kırımlı Midat'ın..
Ne mal, ne mülk, ne makam mevki, ne evlilik, ne geçim kaygısı duymadı..
Varsa yoksa Kırım'a döndüğünde yapacağı işler, dokunulacak hayatlar, kurtarılacak aslı ve özü anlatılacak çocuklar, gençler, insanlar onun derdiydi hep..
Ve zaman geldi Midat döndü memleketine..
Bir başına mücadele etti dünya kadar bela ile..
İlk yıllar Fetö belasıyla uğraştı.Görev alamadı hiçbir yerde.. Onda olan cevheri fark edenler yada gelecekte Midat'ı kendi bozuk düzenlerine zarar verebilecek tehlike olarak gören zavallıların onu durdurmak, kullanmak, saflarına çekmek için sundukları bin türlü rüşveti, parıltılı vaadleri düşünmeden geri çevirdi Kırımlı Midat..
Bir gün telefonla görüştüğümüzde "Seni öyle bir hale getiririz ki, bakkaldan paranla ekmek alamazsın, sefil şekilde geberip gidersin" diye tehtit ettiklerini söylemişti gülerek..
(Kırımlı Midat isimsiz bir kahraman olarak şehid oldu. Ona eziyet eden sefiller şimdi dünyanın kuytu köşelerinde sefilce yaşıyorlar..)
Kırımlı Midat tek başına Allah'a dayanarak ve O'nun Salih Kullarının dualarıyla onurlu bir şekilde mücadelesini verdi, görevini yerine getirdi..
Maddi sıkıntılar içinde olmasına rağmen bütün vaktini Kırım'ın İslam'a yabancılaştırılan çocuklarıyla geçirmeye başladı..
Eline geçen tüm parasıyla çeşitli yerlerde topladığı yahut bulabildiği her çocuğa abur cubur hediyeler alıp onlara İslam'ı ve asıllarını nesillerini, kim olduklarını anlattı durdu..
Kırım'ın cefakâr, çilelerle yoğrulmuş, çok asimilasyonlara uğramış insanlarına gerçek İslam'ın ne olduğunu bizatihi yaşayarak anlattı..
Zaman geçtikçe özellikle çocuklar ve her yaştan insanlar Kırımlı Midat'ın samimiyetinin etrafında pervane oldular.
Karşılıksız, bedelsiz, kimseyi dışlamadan ayrıştırmadan Muhammedî bir sevgiyle içinde yaşadığı toplumun tutkalı oldu Kırımlı Midat..
Ölüm döşeğinde günleri sayılı ihtiyarların dahi yatağına gitti ve onlara İslamı anlattı, bir hafta sonra ölecek insanlara Kuran dersi verdi,Kelimei Şehadeti öğretti Kırımlı Midat..
"Yalnız iman ve fikir; ne sevgili ne kardeş;Bir akıl gelecek ki, akıllar delirecek. Ve bir devrim, evvela devrimi devirecek." diyor ya hani Necip Fazıl..
Önce şunu hatırlayalım..
İnsanlık tarihi boyunca bu devrimler, fetihler çok kere parayla, güçle, siyasetle, politikayla, orduyla olmadı..
İdarecilerin, komutanların, maddiyat ve güç sahiplerinin, halkların ve toplumların kalplerini, gönül dünyalarını Hakk'a yönelterek gerçek fetihlerin zemini hazırlanmıştır.
Sultan Alparslan Anadolu’ya girmeden çok evvel Hoca Ahmed Yesevi Hazretleri Horasan Erenlerini göndererek Anadolu’yu fethe hazırlamıştı..
Malazgirt'te Sultan Alparslan'ın yanı başında duran Şeyhi Sarı Saltuk bunun son aşamasını Fethin manevi Stratejisi olarak nihayete erdirmişti..
Yine Süleyman Şah oğlu Ertuğrul GaziCihana İslam Nizamını nakşedecek Osmanlı İmparatorluğunun temellerini adım adım tüm teferruatıyla İbnül Arabi ve Şeyh Edebali Hazretlerinin himayesinde, manevi önderliğinde hazırladı..
Fatih Sultan Mehmed Han'ı hatırlarsak; bir çağı kapatıp, yeni bir çağı açarken Peygamber sahabesi Eba Eyyub el Ensari'nin manevi önderliği ve himayesinde, Şeyhi Akşemseddin Hazretlerinin ise manevi telkin ve nasihatlarıyla gerçekleştirmişti O Büyük Fethi..
Velhasıl..
Her ne kadar şarlatanlar, din tüccarları, TV şovmenleri ve çığırtkanlar asrımızı işgal etmiş olursa olsun,
Zamanımızda ve kıyamete kadar sürecek tüm zamanlarda sessiz sedasız vazifesini yapacak insanlar hep vâr olacaklar ve işlerini yapacaklar..
Mekke ve Medine'nin, Kudüs'ün ve İstanbul'un, Buhara ve Semerkant’ın, Bağdat ve Şam'ın, El Cezire'nin..
Eli ve gölgesi daima yeryüzünde imân edenlerin, mazlumların ve Hakkı üstün tutanların üzerinde
bir hâmi olarak bulunacak..
Kırımlı Midat şanslıydı..
Kırımlı Midat nasipliydi..
Kırımlı Midat hamdı, yandı, pişti ve vuslata erdi..
Kırımlı Midat şu kısa hayatta kıymetli olan şeylerin farkında olup,
yaşadığı kısa hayatın hakkını sonuna kadar verdi.
35 yıllık hayata belki bir asırlık iş sığdırdı.
17-25 aralık'tan çok sonra Kırım'da işler biraz yoluna girdiğinde Diyanet İşlerinden davet geldi..
Aracımla götürdüm Midat'ı Ankara'ya..
Yapıp ettiği işlerden dolayı tebrik taktir teşekkür aldı.
Döndüğünde müftülük gibi bir görev teklif edildi Bahçesarayda kendisine..
Halkın ve gençlerin arasında olmam lazım deyip geri çevirdi teklifi..
TİKA'nın restore edip faaliyete açtığı Bahçesaray'ın en güzel camisinde İmamlık vaizlik yaptı.
Yeri geldi Caminin tuvaletlerini yıkadı Kırımlı Midat,
Yeri geldi caminin bahçesine kazanlar kurdurup halka ziyafetler verdi onları topluca camiye sokup alınlarını secdeye götürdü..
Yeri geldi caminin bahçesine oyun parkı kurdurup, Kırım'ın masum yavrularını ezan sesinin gölgesinde topladı..
Yüzlerce çocukla gençle yıllarca ilgilendi eğitti yetiştirdi.
Halkın sevgilisi oldu Kırımlı Midat..
Köylere ziyaretler yaptı,
Hastalarla ilgilendi,
İnsanların dertlerini bıkmadan tek tek dinledi..
Alkol uyuşturucu müptelası gençlerin üst başlarını temizledi, onları yedirdi içirdi nasihat etti Kırımlı Midat..
Bir dönem hapishanedeki mahkumlarla düzenli olarak her hafta vakit geçirdi..
Lakin maalesef haset eden düşmanlık eden de bitmedi..
Ömrünün son birkaç yılında ise
İslam adına ortaya çıkan fakat kendilerinde İslam'dan eser bulunmayan şarlatanların,
Zalime karşı pısırık ve hizmetkâr, mazlum ve samimi müslümanlara karşı acımasız ve gaddar olan çakalların, dünya genelinde şer güçlerin piyonu maşası olmuş Vahabist, Selefist alçakların çokça saldırılarına eziyetlerine maruz kaldı..
Ve şu yakın zamanda bir şekilde hastalanıp birkaç ay denebilecek bir zaman içerisinde hastahanede 35 yaşında vefat etti..
Velhasıl..
Ben sosyal medyayı terk edeli çok oldu..
Bilhassa Facebook'u çok çok nadir arada kullansam da Kırımlı Midat'ı burada paylaşarak tarihe ve akıllarda biryerlere not düşmek istedim..
Hazreti Adem'in oğulları Habil ve Kabil'le başlayan HAKK ve BATIL mücadelesi kıyamete kadar sürecek..
Bu mücadele Afrika'da, Balkanlarda, Ortaasya ve tüm yeryüzünde kıyasıya HAKK'ın galibiyetiyle nihayetlenecek..
Bundan zerre şüphemiz yok..
Ve zalimler, hainler, maşalar, satılmış zihniyetler İslam'a ve gerçek İslam Nizamına hiçbir zarar veremeyecekler..
Kırımlı Midat'la ilgili burada onlarca taziye mesajları okudum..
Her biri birbirinden muazzam methiyeler ve övgüler barındırıyor..
Lakin ben dostlarıma ve kardeşlerime;
Kırım'ın bu garib, aileden de bir temeli olmayan sıradan bir evladının böyle muhteşem bir şahsiyet haline nasıl geldiğini şu kısacık ömründe nasıl bu kadar muhteşem işler bırakabildiği hakkında bolca tefekkür etmenizi tavsiye ediyorum..
Hayat kısa..
Ne mal, ne makam mevki, ne övgüler şan ve şöhret bakî değil..
Yönümüzü, yüzümüzü, kalbimizi ve ruhumuzu bizi kıymetlendirecek
Hayatımızı anlamlı hale getirecek işlere dönelim..
Sizden istirhamım;
Hayatımda 15 yıla yakın süredir iz bırakan, uzakta olsa da her daim yakında olan kardeşten öte olduğumuz bu güzel insanla ilgili burada şerh düştüğüm yazının altına yorum yazmayın..
Bir Fatiha okuyun, önce acizane benim için, sonra kendiniz için bolca dua edin lütfen..
Biz kendi hayatlarımızı tefekkür edip dersler çıkaralım o bize yeter..
KIRIMLI MİDAT'IN RUHU İÇİN
EL-FATİHA
Şeyh Muhammed Nurullah El-Cezeri'nin Hayatını Doktora tezi olarak hazırlayan ve camiamızında ihvanı olan Dr. Miktat Tohtarov Kırım'da Camide ders veriyordu (editör)