Haberin Kapısı
2020-04-29 14:05:12

Felsefe /Din ilişkileri ve Yunan Felsefesinin Kökeni

İrşad Seyda

29 Nisan 2020, 14:05

Bediuzzaman, İmam Gazali, İbn Haldun, İbn Cülcül vd ulema din ilimlerine, din -felsefe dengesine kitaplarında uzunca değinmişlerdir. Bedluzzaman, İmam Gazali vd . Yunan Felsefesinin müspet yanlarını alalım derler. Matematik, tıp, mantık vd bilimler. Ama ahlak, itikat ve inançla ilgili kısımlarını almayalım derler.

ÇÜNKÜ KİTAP VE SÜNNETLE BAZI NOKTALARDA TEZAT VAR

Bu ölçüyü kaçırdıklarından dolayı İhvanu’l/s-Sefa, Bâtıni, İsmaili filozoflar vd. yer yer İslam’a çok ters şeylere saplanmışlardır. Bunların en belirginlerinden birisi Kuran’a nazire kitap yazan İbnu’r-Ravendi, İbn Mukaffa ve benzerleridirler. Yunan Felsefesi, inanç noktasinda karışık. Politeizm /Çok Tanrıcılık olduğu gibi, tevhit ve inkâr /ateizm de var. Her filizof farkli. Eflatun ilk eserinde ibahiyyeyi /serbest ilişkileri savunurken sonraki eserinde bundan vazgeçer ve aileyi savunur. Aristo tevhidi ve tek ilahı kabul eder. O döneme göre bu ileri bir seviye (putperesetliğin, cehaletin, barbarlığım tüm dünyada yaygın olduğu bir dönemden bahsediyoruz, insan yemenin /Hannibalizm’in normal olduğu bir dönem.

Zamanımızla kıyaslamamak lazım ).Aristo’nun aklıyla tevhidi keşfetmesi o doneme gore aslinda ileri bir seviye. Meşhur METAFİZİK kitabında buna değinir. Bu kitabı MA BA’DE -T-TABİA (ما بعد الطبىعة )adıyla ilk Hicri yıllardaki Abbasi tercüme faaliyetlerinde Arapçaya çevrilmiştir. Ayni Aristo vd filozoflar, Tanrinin cüz’iyatı, ayrıntıları bilmediğini, kâinatı mekanik olarak yaratıp kendi haline bıraktığını, haşrın cismani, maddi değil, ruhani olduğunu, peygamberliğin kesbi olduğunu, ruhi tezkiye ve arınma ile elde edilebileceğini söylerler. Bediuzzamanın, İmam Gazali vd İslam âlimlerinin karşı çıktığı, felsefenin bu ve buna benzer yanlış yanları idi. Hepsine karşı değiller. Ki köken olarak Yunan Felsesefi aslında islam dünyasına dayanır. Bunu Antik Yunan Filozoflarının kendileri bile itiraf eder ve bu ilimleri Babil’den, Keldan ülkesinden ( Kuzey Mezopotamya )Mısırdan ve Fenikeden (Lübnan’dan ) öğrendiklerini açıkça söylerler, o ülkelere seyahat ettiklerini, alfabe ve bilimleri oralardan öğrendiklerini yazarlar. Phisagoras’ın İran seyahati var. Hatta Herodot der ki: İnsan ruhu ölmezdir ve döngüleri var. Bu öğretiyi ilk ortaya atan Mısırlılardır Ama Helenler/Yunanlılar kendi mallarıymış gibi kullandılar. Bunu yapanların adlarını biliyorsam da yazmıyorum. Hakeza Demokritos’un ilim öğrenmek için İran’a ve Keldan Ülkesine seyahatler yaptığı Antik Yunan kitaplarında geçer. Tarihçi Herodot’un seyahatleri var. Diğerleri de ilim öğrenmek için gelmişler. Zaten bundan dolay Endülüslü İbn Cülcül (Doktor, filozof ve İslam alimi. Köken olarak müslüman olmuş bir İspanyol aileye dayanır .

TIP VE FELSEFE TARİHİ

تاءرىخ الاطباء والحكماء en meşhur eserlerindendir. İslam Dünyasında Yunancanın dışında, Latince antik eserlerden yararlanan ve onları kaynak olarak kitaplarında gösteren tek bilim insanıdır )der ki: Babil, Doğu Felsefesinin merkezi idi. Hermes üç tanedir. İkisi Babilli, biri Mısırlıdır. Hermes’in İdris (a.s. )olduğunu söyler. Hermes ilk bilimleri icat etti ve kalem kullandı diye ekler. Günümüzde de kullanılan hermenötik kelimesi Hermes sözcüğünden türemiştir. ilk Yunan filozof Thales (babası Lübnanlıdır), NMMed Kralı Keyhüsrev(Kyaksares ) ve Lidya Kralı arasındaki savaştan önce güneşin tutulmasını haber vermiş ve bunu Babildeki listelerden yararlanarak söylediğini ifade etmiştir. Savaşta güneş tutulunca savaş durmuş ve barış sağlanmıştır. Sosyolojinin kurucusu İbn Haldun ve sosyolog Ali Şeriati bundan dolayı Kürt’ler, Keldan, Babil (Mezopotamyadalar bunlar )ifadelerini kullanırlar. Dediğimiz gibi ilk Yunan Filozofu Thales köken olarak Fenikeli / Lübnanlıdır. O da Mısır’a seyahatler yapmıştır. Anaksimenes eski Pers /Fars hekimlerinden yararlanmıştır. İslam fethi döneminde de İran’daki tıp ve felsefe okulu Cündişapur eğitimine devam etmekteydi. İLK FİLOZOF THALES’İN Lübnan kökenli olması şaşırtıcı değildir. Çünkü Lübnanlılar ve Yunanlılar komşu idiler. Kıbrıs vasıtasıyla. Sonradan Ege’nin (İyonyanın )Milet şehrinde ilk felsefe okulları açıldı. Milet’te Helenler ve Helen olmayanlar beraber yaşarlardı. Buralar uzun dönem Pers/Fars ve Med Satrab(vali )’lerce yönetilmiştir. Aşkaniyan, Kiyaniyan, Ahameniş Pers/Med hanedanlıkları uzun yıllar buralara hükmettiler milat öncesindeki dönemlerde. Felsefe ve bilimler burada teşekkül etmiş, sonra Atina’ya geçmiştir.

YUNANLILAR ALFABEYİ LÜBNAN (FENİKE)’ DEN ÖĞRENDİLER

(Milattan önce 800 yılları civarı ).Gemiler ve ticaret kervanları vasıtasıyla. Mezopotamyada ise yazının Sümerler tarafından icadı milattan 3400 yıl öncelerine dayanır. FENİKE DE Mezopotamya’dan öğrenmişti (Sümerler ve sonrası).Yunanlılarda felsefe yaklaşık beş yüz yıl devam etmiş, Hiristiyanlık çıkınca bitmiştir. Çünkü Hıristiyanlığa ters şeyler vardı inanç konularında. Orada yasaklanınca tekrar İskenderiye, Harran ve Nusaybin’e geçmiştir. BUNU MEZOPTAMYAYA, ANA VATANA DÖNÜŞ OLARAK İSİMLENDİREBİLRİZ.

Kaderin gizli elinin bundaki hikmeti de şu olabilir: Çünkü Mezopotamya hem İran’a, Oradan Hindistana, Çin’e, hem Fenikeye, Mısır’a ve Yunanistan’a merkez nokta olabilecek bir coğrafya. Yani bilgi, hikmet ve ilimler oradan Batı’ya da, Doğu’ya da yayılabilirdi. MERKEZİ COĞRAFYA .Kanaatim ve tarihsel gelişmelerden çıkardığım netice budur .Abbasiler döneminde Bağdat’taki BEYTU’L-HİKME vasıtasıyla Arapçaya tercüme edilmiştir onlarca kitap .. İLİMLER TEKRAR KADİM /ANTİK VATANLARINDA DİRİLMİŞLERDİR VE BİNLERCE YIL SONRA YİNE MEZOPOTAMYA. YİNE DÜNYAYA ÜSTADLIK VE REHBERLİK. BU DEFA VAHYİN IŞIĞINDA VE ONUN MEDENİYETİ VASITASIYLA. SADECE BİR KURU BİLGİ DEĞİL, ADALET, KARDEŞLİK VE HÜRRİYET İÇİN. İslam Dünyasındaki felsefi ve akli bilimlerin tercümeleri Yunanistan’dan değil, yine kendi topraklarında kalan felsefe okullarından olmuştur. Sonraları Bağdat’tan Endülüs’e, Oradan Avrupa’ya intikal etmiştir. İLGİNÇTİR BİLİM HEP YER DEĞİŞTİRMİŞ VE AKDENİZ HAVZASINDA TEKÂMÜL ETMİŞTİR

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.