Hüsn-i Hat insanoğlunun icra ettiği sanat çeşitleri içinde en estetik ve ruha en yakın olanıdır. Bir önceki yazımızda da ifade ettiğimiz gibi gayr-i Müslim sanatkârların bile ilgisini çeken Hüsn-i Hat Müslümanlara mahsus bir sanattır. Bu sebeple bu sanatta ilerlemek isteyen herkes, Müslümanlığın emir ve yasaklarına daima saygılı olmalıdır. Hattatların pîri Hz. Ali [R.A.] hat talebelerine tavsiyede bulunarak şöyle der: “Hat, bir üstadın öğretiminde gizlidir. Kıvamı çok meşk etmektir. Devamı da İslâm dini üzere devam etmekledir.
Bir insan çok iyi çalışırsa, birkaç senede hat sanatının temel eğitimini alabilir. Haftada bir ders görmeye göre, gene beş yıl gibi bir eğitim gerekiyor. Talebenin çalışıp çalışmamasına göre, kaybettiği yıllara göre on yıl sürebilir talebelik süresi. Hat sanatının en önemli geleneklerinden birisi de “İcazet”tir İcazet diploma demektir.. Yani; bu talebe, bu sanatı icra edebilir, diye hocasının şahitlik etmesi demektir.
Türklerde icazet almak gelenek haline gelmiştir ve tabiî icazet lâyık olana verilir. Her heves edene verilmez. İcazet sabır işidir. Lâyık olan ve belli bir merhaleye gelen icazet aldıktan sonra yazısının altına imzasını koyar. Eski hattatlardan bazıları edeben imzalarını hocasının ismini belirterek atarlardı. Bu bir güzelliktir, bir asalettir aynı zamanda. Hem hocası rahmetle anılır, hem kendisi. Meselâ çoğu hattat tevazuundan edebinden dolayı yazdığını eser yerine koymayıp “Sevvedehu” yani “Karaladı” demiştir. “Ketebehu” imzası yerine, karaladı demiştir. Sonra onunla yetinmemiş, “ed’afü’l- küttab” (hattatların en zayıfı) olarak imzalamıştır.
Hüsn-ü Hatta başlamak isteyenler; önce ibadetlerine dikkat etmeli ve özellikle ibadet öncesi temizliğe de daima riayet etmelidir. Bu önemli şeydir. Hz. Ali’nin söylediği gibi hocasız hat sanatı öğrenilmez. Bir hoca bulmalılar. Ve hocalar arasında da tercih yapmalılar. Hoca bildiğini doğru ve kolay öğreten olmalıdır. Hiç kimse kötü niyetli değildir, fakat bazısı kolay öğretir, öğretmekten mutlu olur. Bazı kimse zor öğretir, öğretmesi zayıftır.
Hat bir dereceye kadar örneklere, meşklere bakarak öğrenilebilir. Ancak öyle sırlar vardır ki, hocanın tarifi ve zamanla kavranabilir. İyi bir hattat olmak için mutlaka hocada meşk edilmeli.
Hatta başlamak isteyen kişi hocaya müracaat eder, hoca ona bir meşk (örnek yazı) yazar, verir. Talebe buna bakarak yazar ve hocaya tekrar getirir, hoca tashih eder. Bu çalışmalara devamla talebe hattı olgunlaştırır. Hat çok çalışma, sabır ve zaman isteyen bir sanattır. Onun için hat çalışmalarına "Rabbi yessir ve la tüassir, rabbi temmim bi'l-hayr" (Rabbim! Kolaylaştır, güçleştirme. Rabbim! Hayırla tamamına erdir.) duasını yazarak başlamak gelenek haline gelmiştir.. Sonra sırasıyla, harfler, birleşimler ve bir kaside yazılarak müfredat bitirilir. Daha sonra talebe bir yazı yazar, hoca bu yazıyı imzalar. Bu talebenin icazeti, diplomasıdır. Böylece talebe mezun olur.
Hat sanatı ile ilgili gelenekler arasında şu da zikredilebilir: Hat meşkine yeni başlayan talebeler, kalemini hattatların şeyhi olan Şeyh Hamdullah'ın kabrine gömerler, bir hafta durur orda, çıkarıp o kalemle başlarlarmış.
Hattın üç esas malzemesi vardır; kalem, kâğıt, mürekkep Osmanlı’dan günümüze yazı çeşitlerinin en çok kullanılan üç türü vardır: Sülüs, Nesih, Talik.
Sülüs yazı, her boydaki tablolarda ve daha çok câmilerde kuşak yazılarında kullanılır. Talik yazı, daha çok şiire elverişli. Divanlarımız asırlardan beri talik yazı ile yazılmışlardır ve paha biçilmez değerdedirler. Talik yazıyı biz İran’dan almışız. Ancak, ona Türk şivesi, Türk zevki, Türk zarafeti katmışız ve zirveye ulaştırmışız. Talik yazı bizde yazıldığı seviyede, bugün İran’da yazılamamaktadır. Nesih yazı, genellikle Kur’an-ı Kerîm yazımında kullanılır. İnce, diğerine göre daha ince bir yazı olduğu için. Bu üçüne ilâveten Celî Divani yazı var. Genellikle fermanlarda kullanılmış. Bunun dışında yazılar çok yaygın değildir. Bu bakımdan en yaygınları dört kalem diyebiliriz.
Hattat Olmanın Şartları Kalem Güzeli Adlı Eserde Şöyle Sıralanmıştır
-İstidat(doğuştan gelen bazı yetenekler) ve kabiliyet sahibi olmak,
- Meşk ve talim görmek
- Haris (son derece istekli) olmak
- Doğru anlayışlı olmak
- Kibirsiz ve azimli olmak
- İyi ve bol malzeme kullanmak
- Çok yazmak
- Yazı, estetik ve tekâmül bakımından çok yazı mütalaa etmek
- İcazet formalitesi
- Ketebe ve tarih koyma usulleri (son iki madde bilgi mahiyetindedir)
Hattatta Aranılan Bir Takım Vasıflar ise Yine Aynı Eserde Şöyle Geçer
Bir hocadan icazet almış olmak
- Estetik değeri bulunan bir veya birkaç yazı ile uğraşmayı adet edinmiş olmak
- Kalemini kötü şeylere alet edinmemek
- Ruhaniyetini öldüren maddi ve manevi süfli yatlardan uzak bulunmak
- Kendisinden yazı tahsil etmek isteyenlere şefkatli, edepli, sabırlı ve cömert olmak
- Hakem mevkiinde bulunduğu zaman hakkı söylemekten çekinmemek,
- Kendisine tevdi edilen bir sırrı faş etmemek,
- Ne metihlerden gurura, ne de tenkitlerden inkisara kapılmayıp hak ise kabul, değilse affetmek,
- Sözüne sadık, ahdine vefakâr olmak
- Almaya değil, vermeye merak etmek bu sanatta feyz almanın gizli sebeplerindendir.