İnsandan en cefakâr, en fedakâr ve dahi en hizmetkârı işçidir yani çalışan insanıdır.
Dünyanın her tarafında alnı ak, başı dik, ağır yük sırtında, teri alnında insanı işçidir.
“Allah elinden iş gelen sanatkâr mümin kulu sever.” (Taberani, Evsat, 8/80; Beyhaki, Şuabu’l-İman, 2/88)
“Yeryüzündeki, amellerin en faziletlisi şu üç şeydir: İlim talep etmek, cihad ve çalışıp kazanmak. Çünkü İlim Allah’ın sevgilisidir. Gazi Allah’ın velisidir. Çalışan ise Allah’ın sadığıdır (dostudur).” (bk. Tenbihu’l-Ğafilin, 1/428)
Hal böyle iken genel olarak ya yeterince hakkı verilmez ya hakkı hepten yenir yâda işverenin insafına bırakılır.
İSİG Meclisi, 2018 yılı iş kazası (cinayeti) raporuna göre, Türkiye’nin 81 ilinde 119’u kadın, 1804’ü erkek olmak üzere 1923 işçi yaşamını yitirdi. 14 yaş ve altı 23, 15-17 yaş arası 44 olmak üzere 67 çocuk işçi yaşamını yitirdi.
Buna rağmen yeterince önlem alınmıyor, denetlemeler yapılmıyor işçinin hakkı savunulmuyor.
Hele bu virüs döneminde işçinin ücretsiz izin inisiyatifi tamamıyla işverene bırakılması kabul edilebilir bir durum değildir.
Yani davacı olan iki kişiden birini hakem tayin etmek gibi bir şey.
Bu haksızlık bir yana ücretsiz izne ayrıl tıp bin küsur liraya mahkûm edilen işçilerin o hakkı olan bin küsur lira da dahi mağduriyeti vardır.
İşçilerin çoğu haklarını dahi bilmez, uğradığı hak kayıplarını arama yollarını dahi bilmezler.
Bunun için işçilerin organizeli olması ve her türlü hak kaybının önüne geçilmesi için bilgilendirilmesi gerekir.
Bir ülkede Doktorlar Hâkimler Mühendisler vd. Ne kadar önemli ise işçi kısmı da o ülke için o kadar önemlidir.
Son olarak asgari ücretin yapılan zamlara göre yükseltilmesi gerekirken zamların çok altında aynı sene 8 ila 9 lira olan koli yumurtanın şimdi 20 küsur liraya çıkması, yemek yağı litre fiyatı 5 ila 6 lira iken şimdi en düşük yağın litre fiyatı 11 ila 12 liradır vd.
Yanı bazı temel ihtiyaç gıda malzemesinin bazıları %60’lar bazıları %100 yapılmışken asgari ücrete %21’ler açlıktan ölmesin sürünsün gibi bir uygulamadır.