Korumamız Gereken Üç Değerimiz

İnsanın koruması gereken üç değeri vardır. İnanç, İnsaniyet ve Milliyet.

.عَلَّمَ الْقُرْاٰنَ ۜ.

İNANCIMIZ

Ağacın gövdesidir.

Ancak Allaha c.c iman, insanın kemalat derecesine ulaşmasına (insanın maneviyat derecesini) tamamlamasıdır.

Zira kemalat derecesine ulaşan (yani Allah'a tam manasıyla iman etmiş) insan Allah'ın (c.c) koyduğu kural ve nizama uymak durumdadır.

Allah sevgisi ve Allah korkusu Allah'ın emir ve yasaklarına yani Allah'tan gelecek ne kadar güzellik varsa uymak Onun men ettiği ne kadar çirkin iş hal ve hareket varsa uzak durmak durumdadır.

Zira Allah'a tam manasıyla iman etmiş (kemalat derecesine ulaşmış) bir kimse gövdesi toprağa kök salmış bir ağaç gibidir.

Fırtınalar dahi(bela ve musibetler) onu yıkamaz.

Allah'a iman etmiş bir kimse

İçki, kumar, gasp, kul hakkı vd..

Bütün kötülüklerden uzak durur.

(Allah'ın vereceği ceza ve mükâfat)

Asrı sadette olduğu gibi nice acı ve sıkıntılar içinde bir mutluluk vardı.

ÖLÜMDEN BİLE TAT ALIYORLARDI.

Çünkü yetmiş seksen yıllık gibi geçici bir dünya dışında ebedi bir alem için amaçları hadefleri vardı.

İslam gibi güzel bir hedefi olan insanın hayatında boşluklar olamaz, dolayısıyla hedef belli bu hedefe ulaşmak için var gücüyle çalşmanın huzuru ve sevinci ile çalışır.

İnanaçsız insanın hayatı her ne kadar geçici bir takım zevkler olsada her baharın kupkuru bir yazı vardır.

Geçici (tatlı)hayatın ebedi bir acısı vardır(ahiret).

İnananında ve inanmayanın da mutlaka göreceği bir hakikattir...

İnançlı insan ise verimli bir ağacın meyvesi gibi inancından tat alır, geçici dünya da çektiği acıların ahirette mükâfatın bilinci ile acılarından bile Allah'a hamd ederek zevk alır.

Bakara, 208. Ayet: Ey iman edenler! Hepiniz topluca barış ve güvenliğe (İslâm'a) girin. Şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır.

.خَلَقَ الْاِنْسَانَ ۙ

İNSANLIĞIMIZ,

Ağacın dalları.

Allah’u Teala insanı bir erkek ve bir dişiden yarattı.

İnsan önce ailesini sonra akrabasını sonra köylüsünü sonra hemşehrisini daha sonra bütün dünya insanlarını sevmeli.

Müslüman olanlar Din kardeşliği, aynı ülkede yaşayanlar toprak kardeşliği, bütün dünya insanları ile tin kardeşliği vardır.

İnsan, insan kardeşine karşı gözü görmeyenin gözü eli ayağı tutmayanın ayağı olmalıdır.

Çünkü bütün insanlar aynı ağacın gövdesinden uzayan birer dallarıdır.

Eğer dallarından birine hastalık bulaşırsa (insanlığı kaybederse) diğer dallara bu hastalığın sıçraması diğer dallara zarar vermesi kaçınılmazdır.

Zamanımızın hastalıklı dalları DAİŞ, ateistler, Komünistler vd. gibi örgüt ve yanlış düşüncedeki insanların topluma zarar verdiği gibi.

İnsanlık bunun önüne geçmek için sevgi, bilgi ve ilgiye önem vermelidir.

Zira âlimin dediği gibi,

"Her ne kadar düşündümse gördüm ki toplumları çökerten hastalıklar bilgisizlik, ilgisizlik ve sevgisizlik olmuştur."

(Şeyh Nurullah Seyda El-Cezerî k.s)

.عَلَّمَهُ الْبَيَانَ.

MİLLETİMİZ

Milletler, köklü ağacın sarsılmaz gövdesinin iri ve diri dallarının tatlı meyveleridir.

Alla hu Teala HUCURAT suresi

﴾13﴿ Ayeti Kerim'de buyurduğu gibi

Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık, Allah katında en değerli olanınız O’na itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır. Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir, her şeyden haberdardır.

Milletlerin, renkleri ve dilleri farklı oluşu fazlalık değil aksine birer zenginliktir.

Rum, 22. Ayet: Göklerin ve yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da O'nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için elbette ibretler vardır.

BAŞARILI TOPLUMLAR ORTAK DEĞERLERE SAHİPTİR

İslam Milleti kavramı farklı kavim ve etnisiteleri ortak çatı altında topladı yüzlerce yıl

Sahabe Raşit Hilafet Devletinden Abbasilere, Selçuklulara, Eyyubi ve Osmanlılara kadar,

Müslüman kimlik bu devletlerde ve tarihte kurulan tüm İslam Devletlerinde ortak payda oldu.

Kısaca İslam farklı dil ve etnisitelerin tek tip ulus devlet potasında asimile edilmesine karşıdır.

Bir ağacın gövdesi ve dalları gibi...

Burada Bediuzzaman Hazretleri çok iyi tahliller yapmaktadır.

“Bizim hakiki milliyetimiz Milliyet-ı İslamiyedir. Türkistan, Kürdistan ve Arabistan birbirlerinin hak hukukuna riayet ederek İttihad-ı İslam’ı kurmada dayanışma içinde olmalılar.”