Haberin Kapısı
2020-06-28 18:34:27

Kürtler, Osmanlı ve tek parti yönetimi

İrşad Seyda

28 Haziran 2020, 18:34

Osmanlı, Kürtlere Sabetaycı kişilerden oluşan tek parti yönetiminden daha iyi davrandı. Osmanlı öncesi de var olan, diğer Kürt emirliklerinin (Hakkâri, Bitlis, Revanduz, Hazo/Siirt, Çemişgezek, Eğil /Diyarbakır vd.) merkez kabul ettiği, ana Kürt beyliği kabul edilen, Kürtlerin tarihsel yöneticileri ve asilzade bir hanedanlıkları olan Bedirhani /Azizan emirlerini /beylerini İngiltere ve Fransa'nın zorlamasıyla mecburen sürgün etti. Ama onları öldürmedi. Cizre’yi katliamdan geçirmedi. Fransa ve İngiltere uzun dönem baskı uyguladığı halde Cizre Mirlerini sürgün etmedi ama Osmanlı savaşlardan dolayı fakirleştiği, Avrupa'ya çok borçlandığı için artık baskılara dayanamayıp onları sürgün etti. Lakin Atatürkçü idarenin yaptığı Kürt sürgünlerinin tersine rahat bir sürgün idi .Osmanlı sultanları onlara maaş bağladı ,valilikler ,paşa unvanları ve makam verdi, perişan ettirmedi .Kürtçe dergi ,kitap ve gazete çıkarmalarına izin verdi ;yani ana dilde eğitim.. Osmanlı'ya Kürd asıllı Bediuzzaman'ın ve Mevlana Halid'in perspektifinden bakmak lazım. Çok iyi tahlil etmişler ve müspet bakmışlar. Ebetteki hatalar vardı ama sevaplar daha çoktu başkalarıyla, Safeviler ve şimdiki Ortadoğu devletleri ile kıyas edince. Son gününe kadar Osmanlı Kürdistan demiş bölgeye. Kürd medrese ve okullarında ana dilde eğitime karışmamış ve bu medreselerde Kürt dili ve edebiyatı gelişmiş ve ilmi normlara kavuşmuştur. Şeyh Ahmed Cezeriler (Mela ) ,Faki Tayranlar (Şeyh Muhammed Miksi )vd. Bu dönemde yetişmişlerdir.

Osmanlı çok dilli, çok unsurlu bir İslam devleti idi. Şimdiki terminoloji ile eyaletlerden oluşan bir İslami federal devlet idi. Aksini söyleyen, Kürtlere düşman olduğunu iddia eden, dünya ve İslam tarihini detaylı okumamış demektir. Saddam’la ve Kemalist uygulama ile kıyas etsinler.

ABD kendi siyasal sistemini Osmanlıyı örnek alarak kurmuş; çok dilli, çok unsurlu /çok etnik gruplu, hatta çok dinli bir yapı. ABD KONGRESİNDE 1960'LARDA İSTANBUL'A GELİP ARAŞTIRMA YAPAN HEYETİN, KURULUŞ VE OLUŞUM AŞAMASINDA OLAN YENİ DEVLETE SUNDUĞU RAPORLAR VAR. Eyaletler var, Amerika elli eyaletten oluşan bir yapı. DEVLETLER diyor, AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ. Her eyaletin bölgesel hükümeti ve yerel bayrağı var. Hepsinin üstünde federal bayrak var (federal flag ).
Ama bu peyderpey olmuş. Önce on üç eyalet bir araya gelmiş, yüzyıllık süreçte elliye çıkmış. Texas vd. eyaletler ilk başta bağımsız devletler idiler. 1860’lara kadar yeni devletin batı bölgelerinde tam hükümranlığı yoktu.

Osmanlı sonrası kurulan yeni devlette ise tersi bir durum oluştu. Önceleri Osmanlıda olduğu gibi Kürtler tanınıyordu, hatta 1921 Anayasasında Türklerin yanında Kürtlerin de adı vardı. En kalabalık iki Müslüman halk ve etnisite /unsur olan Türklerin ve Kürtlerin yeni devletin kurucuları olacakları Sivas ve Erzurum kongrelerinde açıkça ifade ediliyordu. Ama İngiltere ile antlaşma ve Lozan'dan sonra herşey terkedildi. Kürtleri mağdur eden, büyük bir toplumsal, siyasal ve insani krize girmelerine sebep olan YÜZYILLIK KÜRT SORUNUNUN TEMELLERİ ATILDI. Aslında Lozan’da, gayri Müslim olmayan, Kürtlerin de dâhil olduğu Müslüman unsurlara da ana dilde eğitim ve benzer haklar tanınmıştı. Rumlar, Ermeniler ve Yahudiler, ana dilde eğitim, dini okullar ve mabetlerin serbest olmaları noktasında İngiltere ve Fransa tarafından, Batı tarafından güvenceye alınmıştı zaten. Türklerin dışında en kalabalık Müslüman nüfus Kürtlerdi. Çerkezler, Lazlar, Arnavutlar Kürtlere kıyasla çok azdı. İlginçtir çoğu yöneticisi Sabetaycılardan oluşan ve Türk olmayan Kemalist tek parti yönetimi bunu uygulamadı, görmezden geldi. Türkleri düşündükleri için değil, başka hesapları ve gizli ajandaları vardı. Koca bir devlet, tüm imkânları, hazinesi ve zenginliği ile onların olmuştu artık. Tarihte önlerine gelmeyen bir fırsat.  Aynı dönemde Rusya ve ABD gibi iki önemli devlet, zengin Yahudilerden oluşan Mason ve Rotary teşkilatları vasıtasıyla Yahudilerin kontrolüne girmişti. Marx, Lenin ve diğer Komünist önderler Yahudi idiler. Mezopotamya Kralı Nabukadnassar'ın /Buhtunnasır'ın yaklaşık üç bin yıl önce onları toplu olarak Kudüs'ten Babil'e sürgüne göndermelerinden beri, tarihleri boyunca önlerine gelmeyen bir fırsat. Dört bin yıllık tarihleri boyunca Yahudiler Doğuda daha rahat idiler genelde ama Roma'nın miladi yetmiş yılında onları darmadağın ve sürgün etmesinden sonra İki bin yıl boyunca Avrupa'da korkunç katliamlara uğradılar. Çünkü Katolikler ve Ortodokslar onları Hz İsa'nın ve Havarilerin katilleri olarak görüyorlardı. 1500’lerde Martin Luther'in meşhur reform hareketi ve Papa'ya karşı çıkıp kendi mezhebini, Protestanlığı kurmasından sonra Yahudiler rahat nefes aldılar kısmen. Çünkü Protestanlara göre Yahudiler Hz İbrahim'in torunları, Hz İsa'nın halkı ve akrabaları idiler, saygıya, korunmaya layık idiler. 1789’daki Fransız devriminden sonra kurulan DEMOKRASİLERDE, partilerin parasal desteklerle ele geçirilmeleri ile bunu sağlamışlardı Yahudiler.

Yerel ve uluslararası arenada giriftleşen Kürt sorununa dönersek SERBESTİYET olsaydı Kürtlerin içine düştüğü kriz ve mağduriyet bu çapta olmayacaktı, uluslararası güçlerin müdahale ettiği, çözüme de kavuşturmadığı bir büyük soruna dönüşmeyecekti.
BU ÖNEMLİ MESELEDE, TARİHSEL TECRÜBELER, İSLAM VE TEMEL İNSAN HAKLARI BAZ ALINARAK, YENİ FORMÜLLER VE ÇÖZÜMLER GEREKLİDİR. YOKSA SORUN DAHA DA DERİNLEŞECEK. BAŞTA TÜRKLER VE KÜRTLER OLMAK ÜZERE, TÜM ORTADOĞU VE HERKES BUNDAN ZARAR GÖRECEKTİR.

Yorumlar (2)

Vasıf ay 4 Yıl Önce

MaşAllah seydam 100 yıllık kanayan yaraya İslami güzel bir çözüm sunmuşsunuz.

İrşad Seyda 4 Yıl Önce

Teşekkür ederim .

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.