Yıl : 1793 Vendee Katliamı
Barbar Fransız askerleri, Vendee bölge halkını, kadın - erkek, genç-yaşlı demeden üç yıl boyunca katlettiler. Üç yıl içerisinde 600 bin Katolik öldürerek büyük bir soykırım gerçekleştirdiler.
Yıl : 1830 Cezayir Soykırımı
Haydut Fransızlar, işgal ettikleri Cezayir`de her türlü insanlık suçunu işleyip yüzbinlerce Cezayir’liyi katlettiler. 8 bin köyü yakıp yıktılar ve 2.5 milyon Cezayir’liyi de memleketlerinden göçe zorladılar. Katlettikleri insanların bir kısmını şehir dışında açılan dev çukurlara, bir kısmını da kamyonlara doldurarak kireç fırınlarında yaktılar.
Yıl : 1917 Kub Kub Katliamı
Çad cumhuriyeti halkının direnişçilerine alimler de destek veriyordu. Bunu fark eden Fransızlar bir kumpas kurdular. Ülkenin farklı yerlerindeki alimleri : “ Çad ülkesinin yönetiminde uzlaşmak” bahanesiyle çağırdılar. Gelen 400 alim, sabah namazını kılmak üzere saf tuttukları sırada melu’n Fransız askerleri tarafından haince ve hunharca katledildiler.
Yıl : 1994 – Ruanda Katliamı
Orta Afrika ülkelerinden Ruanda’da çatışan Hutu ve Tutsi adında iki büyük kabileyi uzlaştırmak bahanesiyle Ruanda’ya çöreklenen vampir Fransızlar, merkezi hükümete silah yardımı yapıp milislerini de eğiterek katliama destek oldular. Yüz gün süren soykırımda 800 bin kişi öldürüldü.
Yıl : 1954 Vietnam Katliamı
Vietnamı ilk defa 1885’te işgal eden katil Fransızlar, 1954’e kadar sömürüp direniş gösteren halktan 500 bin kişiyi katlederek büyük soykırım uyguladılar.
Yıl: 1961 Paris Katliamı
Paris’te gösteri yapan Cezayir’lilere saldıran zalim Fransız polisi, 200 den fazla insanı katledip, binlerce kişiyi yaraladı. Cani ve gaddar Fransızlar, yaralıları Seine Nehri’ne atarak boğulmaya terk ettiler.
Neticede asırlarca Afrika kıtasını sömüren vampir Fransızlar, oluk oluk kan döküp, insanları köleleştirdiler. Masum ve mazlum insanların dillerini ve dinlerini değiştirip asimile ettiler. Tüm gelir kaynaklarını hiç acımadan sömürerek onları açlığa mahkum ettiler.
Vahşi ve işgalci katil Fransızlar, insanlıktan, merhametten, her türlü şeref ve haysiyetten yoksun oldukları gibi temizlikten de yoksun idiler. Asırlarca pasaklıkla yaşayan pinti Fransızlarda 1494’te kötü bir cilt hastalığı türedi.
Treponema pallidum adlı mikrobun yol açtığı bu hastalık, Fransız alçaklarında baş gösterdiği için Frenk Hastalığı“ anlamında “frengi” diye adlandırılmıştır.
Temizlik kültüründen yoksun, pinti Fransızların, 1700’lü yılların sonlarına kadar evlerinde banyo ve tuvalet yoktu. Taharet nedir bilmeyen necis Fransızlar, çok pis kokarlardı. Feci kokularını bastırmak için de parfümü icat ettiler. Lazımlıklarda yaptıkları tuvaletlerini camdan dışarı fırlatan vahşi fransızlar, yüksek katlı binalardan atarken, insanların üzerine düşmesin diye de şemsiyeyi icat ettiler.
İşte alçaklık, haysiyetsizlik ve de şerefsizlikte makro olan makron mikrobunun ataları, her türlü vahşetin, barbarlığın, ahlaksızlığın ve de pisliğin membaı idi. Ataları pislik olan makron melunu da onlar gibi necis ve habis olup, sevgi, saygı, şefkat, merhamet ve güzel ahlak gibi ulvi meziyetlerden, kısacası insanlıktan yoksundur. Bu sebeple de pislikle beslenen böceğin güzel kokudan rahatsız olduğu gibi makron böceği de miskten güzel kokan, sevgi, nezaket, güzel ahlak, şefkat ve merhamet gibi her türlü üstün meziyetin gül timsali Hazreti Muhammed Sallallahu Aleyhi Ve Sellem Efendimiz’den rahatsız olmakta ve bu rahatsızlığını da küstahça izhar etmektedir.
Ne diyelim, anlaşılan o ki, eşeğin hoşaftan anlamadığı gibi domuz da Gül’den anlamaz…Gül’den anlamayan ve anlamadığı için de Gül Peygamberi rahatsız etmeye çalışanları ise ALLAHU TEALA şöyle tehdit etmektedir:
“ALLAH’ın Resulü’nü üzenler için çok acı veren elim bir azap vardır!” (Tevbe, 61)