Kadına tecavüz eden adam yakalanmış, yargılanmış ve 20 yıl ceza almış. Lakin af gelmiş ve tecavüzcü 20 ay yatmadan çıkmış.
Tecavüze uğrayan kadın bulmuş bir tabanca, tecavüzcüyü sokak ortasında vurmuş.
Tutmuşlar kadını, hâkim karşısına çıkarmışlar.
Hâkim sormuş: - "Adamı niye öldürdün?"
Cevap: - "Bana tecavüz etti, hâkim bey".
- "Devlet cezasını vermedi mi?"
- "Verdi hâkim bey, yirmi yıl... Fakat yirmi ay yatmadan çıktı."
- "Ama devlet affetti, bunda ne var?"
Kadın dayanamayıp bağırır: - "Hâkim bey hâkim bey! Bu şerefsiz devlete değil bana tecavüz etti. Bana danışmadan kim onu affedebilirmiş?"
Evet, Sayın Cumhurbaşkanımız 28 Şubat post modern darbecilerini affetti!
Cumhurbaşkanımızın imzaladığı 8471 sayılı karar ile; TC İcra Vekilleri Heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmek suçundan, Ankara 5'inci Ağır Ceza Mahkemesinin 13/04/2018 tarihinde müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilen Arif ve Müzeyyen'den olma 15/5/1940 doğumlu Çetin Doğan'ın, kocama hali kapsamında bulunduğunu belirten Adli Tıp Kurumu 3'üncü Adli Tıp İhtisas Kurulunun 5/4/2023 tarihli raporu sebebiyle, TC Anayasasının 104'üncü maddesinin 16. fıkrası gereğince cezası kaldırılmıştır.
Aynı şekilde, aynı suçu işleyen ve aynı cezaya çarptırılan Hamit ve Zehra'dan olma 14/5/1939 doğumlu Çevik Bir'in de, kocama hali kapsamında bulunduğundan, Cumhurbaşkanımızın 8463 sayılı kararı ile cezası kaldırılmıştır.
Aynı şekilde, müebbet hapse mahkûm edilen diğer 28 Şubat post modern darbecileri de cezası kaldırılanlar arasına dâhil edilerek, cezaevinden çıkarılmışlardır.
Ne demeliyim, hayırlı olsun mu?
Yoksa o kadının mantığından hareketle, şimdi ben de: "Ben neden Binbaşı rütbesinde emekli olmak zorunda kaldım, neden benim rütbem şimdi Albay yapılmadı", diyerek isyan mı etmeliyim?
Peki, 28 Şubatın o şiddetli kaos yıllarında mağdur edilmiş binlerce subay, astsubay, öğretmen, memur, öğrenci ve hatta vatandaşlar ne demeli? Kocası ordudan atıldığı için GATA'dan atılarak vefat eden kanser hastası hanımefendi ne demeli? Başı kapalı olduğu için hastaneye alınmayıp vefat eden kadın ne demeli? Ordudan atılmayı içine sindiremeyip intihar eden subay ne demeli?
Unutulmamalı ki; "zalime merhamet mazluma ihanettir!"
Mülkün devamı ancak, adalet ile sağlanır!
28 Şubat'ın darbeci zalimlerini affederken adaleti ne kadar sağlayabildik?
Bugüne kadar, 28 Şubat mağdurlarının yaralarını ne kadar tedavi edebildik?
KOCAMIŞ! Zalim Sırtlanları affedebiliyorsak; masum ve mazlum yaralı kuzuların yaralarını da gereği gibi sarmamız gerekmiyor mu?
Hatırlarsak, 28 Şubat darbe yıllarında zulüm o derece şiddetlenmişti ki artık arşa varmıştı; neticede gayretullaha dokunarak; tüm insani vicdanları harekete geçirip, musibeti def ettirmişti.
O yıllarda, vicdan sahibi tüm vatandaşlarımız, inanç ve düşüncesi ne olursa olsun, "yetmez ama evet" diyerek, darbecilerin karşısında dimdik durarak ülkesine sahip çıkmıştı. O mitingleri, o eylemleri hala çok iyi hatırlıyorum: Sağcı solcu, dinli dinsiz, kadın erkek hep birlikte sokaklardaydık. Tıpkı 15 Temmuz FETÖ kalkışmasına milletçe dur dediğimiz gibi; o günlerde de 28 Şubat Post modern darbecilerine dur demiştik, halkımızla...
Bu millet darbeciyi sevmez, haini sevmez, vatanını satanı sevmez...
Fikir, inanç ve düşüncelerimiz ne olursa olsun hep birlikte toplumsal barış ile huzur içinde yaşayabiliriz; ama darbeciyle, zalim ve hainle asla...
Zalimin zulmünü engellemek önemli bir vazifemiz olmakla beraber; mazlumun mağduriyetini gidermek de aynı derecede görevimizdir.
28 Şubat darbecilerini affederken; onların işledikleri tahribat ve zulümatın da giderilmiş olması gerekmez mi?
28 Şubat mağdurlarının yaraları bu kadar yıl geçmesine rağmen, hala kanamaya devam ediyor. Hesabımız ahrete bırakılmamalı; orada zaten boynuzsuz koçun hakkı boynuzlu koçtan alınacak, bunda hiçbir şüphemiz yoktur. Ama oy verip iktidara getirdiklerimizden de dünyada yaşarken haklarımızın temin edilmesini beklemek en doğal hakkımızdır. Ahirette sorgusuz sualsiz hüküm Allah'ındır. Lakin dünyada, Rabbül âlemin halife tayin ettiği insan vasıtası ile adaletin temin edilmesini irade buyurmuştur. Bu görev hepimizdedir. Biz de oylarımız ile bu görev ve sorumluluğu yerine getirmesini seçtiğimiz insanlara tevdi etmişiz. İmtihan dünyası... Seçtiğimiz insanlar bu görevlerini yerine getirmezler ise nedenini bilmek hakkımızdır!
Benim gibi, 28 Şubatta emekliliğe zorlanan subay astsubaylar henüz hiçbir hak alamamıştır! Üçlü kararname ile re'sen emekli edilenler hala hiçbir hak alamamıştır! Askeri öğrenci iken atılanlar hiçbir hak alamamıştır! 12 Eylül'de TSK'den atılanlar haklarını aldıkları halde, 12 Martta atılanlar hiç bir hak alamamıştır! 6191 sayılı kanun ile araştırmacı kadrolarına atananların eksik kalan hakları ise hala beklemektedir! Diğer Bakanlıklardaki mağdur memurlar da haklarını alacakları günü beklemektedir. Yalan, iftira ve kumpaslarla hapislere atılan mahpus mağdurlar da umutla adaletin tecelli edeceği günü beklemektedir.
28 Şubatta devleti trilyonlarca zarara sokanlar, Bosnalı dostlarımıza hainlik yapanlar, İsrail için darbe yaptık diyenler affedildiği halde; bu zalimlerin zulümlerine maruz kalan mazlumların mağduriyetleri hala giderilememişse; orada, adaletten ve toplumsal barıştan söz etmek çok zordur.
"Kenar-ı Dicle'de bir kurt kapsa koyunu, gelir de adli ilahi Ömer'den sorar onu!" Demiyoruz. Lakin adaletin temin edilebilmesi için gayret ve çabayı görmek istemiyor da, değiliz!
Sayın Cumhurbaşkanım, eğer binlerce 28 Şubat mağdurunun gece yataklarında rahat uyuyabilmelerini istiyorsanız; hayır dualarını almak istiyorsanız; darbeci zalimlerin affedilmelerini imzaladığınız o kalem ile tüm 28 Şubat mağdurlarının eksik kalan, ümitle bekledikleri haklarını temin için gereken kararları da imzalamanızı istirham ediyoruz.
Aynı kalem ile...
Engin 3 Ay Önce
28 Şubat'ın basın ayağına her hangi bir işlem yapılmadı, yanarım da buna yanarım, Fatih Altaylı gibi bir yaratık hapishane yüzü görmeden hala lağım ağzıyla konuşmaya ve yazmaya devam ediyor