Müslümanların çoğunda bu sözü, bu sitemi, bu iç geçiriş nidasını, sözlü veya kalbi işitiriz her bayram arifesinde ve bayram esnasında.... Oysa her ne kadar duygusal bir burukluk sözü gibi dursa da, öylesine iğrenç, öylesine bencilce bir serzeniştir ki , BAYRAM BENİM NEYİME sözü, İnsanın tüm DÜNYA ve AHİRETİNİ yaralar...Bayramların KUTSİYETİNE, BEREKETİNE gölge düşürür.... Bayramdan ne beklediğini bilememek bir Müslümana yakışmaz.... Bir Müslüman böyle çocukça tavır sergileyemez, buna hakkı yoktur... Bayramdan beklentilerimiz nedir? Nedir bu doyumsuzluk, nedir bu sürekli bir sitem, bir gizli isyan hali? En azından bunu bayramlarda, sevdiklerimiz için yapmayalım , kendimize ve etrafımıza negatif enerji dağıtmayalım....En azından bayramlarda sabredip bu burukluklarımızı içimize gömelim, dışarı yansıtmayalım...Bu aynı zamanda KUL Hakkı’n ada girer benim gözümde....
Kimileri nerede eski bayramlar derken tatlı zararsız bir hüzünden yâd edişten, BAYRAM BENİM NEYİME diye mırıldanmaya götürür işi... BU vesileyle mutsuzluğa, umutsuzluğa ve karamsarlığa kapılarak ,yeni bayramdan hoşnutsuzluk duyar, farkına bile varmadan...Çünkü sürekli çocukluğunun bayramlarıyla kıyaslar durur, her yeni bayramı...Oysa artık çocuk değildir , bunu bir türlü hazmetmek istemez direnir manen...Bilmez mi ki bayramlar özünde çocuklara bayramdır, fakir fukaraya bayramdır, yaşlılara bayramdır, mutluluk önceliği onlarındır...UNUTMAYALIMKİ İNSANLARIN MUTLULUĞUYLA MUTLU OLMAYI ÖRENEMEDİĞİMİZ SÜRECE, BU BENCİLCE DUYGULAR TÜM RUHUMUZU KÖTÜ BİR UR GİBİ KAPLAR VE RUHUMUZU SIKTIKÇA SIKAR...FARKINDA OLMADAN BAYRAMI, BİZE VE ETRAFIMIZA ZEHİR EDER.... Bu tür hüzünlü geçmiş yâd etmeleri abartmayalım, işi bayramlara saygısızlığa kadar götürmeyelim...
Peki, bundan kurtulmanın çaresi nedir?
Çare, bayramların MUTLU olmaktan çok, MUTLU edebilme günü olduğunun şuuruyla hareket edebilmekte gizlidir... Zaten bu düşünce ve ruh hali olduğu müddetçe, ister istemez karşılıklı herkes birbirini MUTLU EDECEKTİR... Çünkü Müslüman ancak başkalarını mutlu ettiği oranda MUTLU kalabilir, kalbi mütmain olur ve huzur bulabilir... Bu yüzden bakış açımızı değiştirmeliyiz, Bayramı bayram tadında yaşamak ve yaşatabilmek için...
BAYRAMLARDAKİ YEMEK VE ET KONUSUNA GELİRSEK:
DÜNYANIN EN LEZZETLİ YEMEĞİ, İKRAM EDİLEN YEMEKTİR.... BU ADETA O YEMEĞİN MANEVİ ZEKATI GİBİDİR, SADAKASIDIR, BEREKETİ VE LEZZETİDİR...
Bu yüzden kurban bayramlarının güzelliğinin ET YEMEK değil, ET YEDİRMEK olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız...Mümkün olduğunca eş, dost ,akraba, arkadaş, ve en önemlisi etrafımızda kurban kesememiş insanlara (illa fakir fukara muhtaç olması gerekmiyor), ikram edilmelidir...Tadımlık dahi olsa , gerek pişmiş, gerek parça pay olarak ikram edilmelidir...Tatbiki fakir fukaranın önceliği gözetilerek paylaştırılmalıdır paylar...Yani dağıtımda denge gözetilerek, ihtiyaçlar önceliği nispetinde....Yoksa muhakkak hiç yıl boyunca doğru düzgün et yüzü göremeyen ev ile, sadece kurbanda sıkıştığı için kurban kesememiş ev bir değildir pay ikramında...Bu hassasiyetleri göz önünde bulunduralım inşallah....
ŞİMDİ GELELİM BAYRAMI KUTSAL BİR VAZİFE OLARAK GÖRMEYİP, BAYRAMI TATİL FIRSATI GÖREREK TATİLDE GÜNAHA DALANLARA GÜNAHA KOŞANLARA! BU VEBALİN ALTINDAN KALKAMAZSINIZ!
Çünkü bayram aynı zamanda özel kutsal günlerdir, o bayramın bayram olmasındaki sebepleri incelikleri vs tek tek yazmaya gerek yok uzun uzadıya dini olarak...Bunu o alemlere akan Müslümanlarda biliyor az çok, bir Müslümanın bayramlarda yapması gereken vazifeleri , davranışlarını...Hadi bu vazifelerden kaçıyorsun bir günaha giriyorsun, silahı rahim vb bir çok amelden uzak durarak, peki illa harama koşman mı gerekiyor...Sevap işlemiyorsa insan, en azından günahtan haramdan uzak durmaya çalışmalı.... Bayram adı üstünde dini bayram en azından bu günlere hürmeten günahta sabretmeli 3,4 gün hürmet icabı da olsa....Bu kadar mı zor bu iş...şimdi bazılarının serzenişini işitiyorum, AMAAAN NE ALAKA, sahillerde plajlarda surda burada tatil eğlencelerinde ne günah var ki diye surat ekşitiyorlardır...Lakin kendine hile yapmaktan başka bir şey değildir bu tür söylevler, bunu en iyi yine kendileri biliyordur....
UNUTMAYINKİ BU BENCİLCE YAŞANTINIZ YÜZÜNDEN, TOPLUMUN DÜZENİNE DİNAMİT KOYULUYOR....ZATEN ÇOĞUNUZ BAYRAMDAN BAYRAMA AKRABA EŞ DOST YAKINLARINIZI GÖREBİLİYORSUNUZ....O GÜNDE BU ZİYARETLERDEN KAÇARSANIZ, ONDAN SONRA YALNIZ KALMAYA MAHKUM OLURSUNUZ,KİMSEYE BOŞUNA İLERDE ŞİKAYET SİTEM ETME HAKKINIZDA OLMAZ 1 NE ÇOLUK ÇOCUĞUNUZA NE TORUNLARINIZA NE EŞ DOST AKRABALARINIZA !
Bu yazımda bayram arefesi vesilesiyle, her bayram yaşadığımız ve giderek işin çığrından çıkmaya başladığı, bu toplumsal sıkıntılarımıza değinmek istedim... Hakkınızı helal edin... Amacımız sitem veya insanlara akıl vermek değildir... Sadece âcizane fikirlerimi gözlemlerimi sizler paylaşmak istedim, daha doğrusu dertleşmek istedim...
TÜM ÜMMETİ MUHAMMEDİN (s.a.v) MÜBAREK KURBAN BAYRAMI, KUTLU MUTLU VE UMUTLU OLSUN! HAYIRLI BEREKETLİ BOL SEVAPLI BAYRAMLAR DİLERİM.... Slm ve dua ile...
DİP NOT: Her kurban bayramında son yıllarda, HAYVAN KATLİAMI! VAHŞET! vb. türden ucuz sloganlarla İslam’a saldırmaya çalışan ve aynı zamanda dünyanın en çok et tüketen , hatta zevkine boğa güreşleri izleyen , sadece kürkü için avlanan hayvanların kürklerinden en güzel kürkleri seçmek için Avrupa pazarlarında cirit atan AZINLIK grubu da unutmadım , sadece konu Müslümanlar olduğu için, Müslümanların sorunlarını, sorumluluklarını ele almaya çalıştım, kurban bayramının önemine binaen...Bu münafık azınlık grubun bu tür absürt saçma sapan sloganlarına cevap bile yazma gereği duymadım.. Çünkü halk gereken cevapları sürekli yüzlerine, tokat gibi vurup duruyor...