Abdullah b. Mes'ud (r.a) der ki: 'Kendisinden başka ilah olmayan Allah'a yemin ederim, uzun hapsetmeye dilden daha fazla müstehak olan hiçbir şey yoktur!'.
Vehb b. Münebbih, Âl-i Davud'un hikmetinden şunu söyledi: 'Akıllı bir kimseye gereken, zamanını bilmek, dilini korumak ve kendi hâline yönelmektir'.
Hasan Basrî (r.a) şöyle demiştir: 'Dilini korumayan bir kimse dinini hakkıyla bilmiş değildir'.
Evzâî şöyle demiştir: Ömer b. Abdulaziz (r.a) bizlere şöyle yazdı: 'Ölümü fazla hatırlayan bir kimse, dünyada az ile razı olur. Konuşmasını amelinden sayan bir kimse, kendisini ilgilendirmeyen konuda az konuşur!"
Susmak, kişi için iki fazileti bir araya getirir:
1.Dininde selâmet kalmak
2.Arkadaşını iyi anlamak
Muhammed b. Vâsık, Mâlik b. Dinar'a şöyle dedi: 'Ey Ebû Yahya! İnsanlar için dilini korumak, dinar ve dirhemi (parayı) korumaktan daha çetindir'.
Yunus b. Ubeyd şöyle demiştir: 'Bir kimsenin dili bir durum üzerinde ise (mazbutsa) bu dil mazbutluğunun faydasını diğer amellerde de görür'.
Soru: Susmanın bu büyük faziletlerinin sebebi nedir?
Cevap: Sebebi dil âfetinin çokluğudur. O âfetler; yanlışlık, yalan, gıybet, kovuculuk, riya, münafıklık, fâhiş konuşmak, cedel yapmak, nefsi temize çıkarmak, bâtıla dalmak, başkasıyla kavga etmek, fuzulî konuşmak, hakîkati tahrif etmek, hakîkate ilâvelerde bulunmak veya hakikatten eksiltmek, halka eziyet etmek veya halkın namusuna saldırmaktır.
İşte bu âfetler çoktur. Bunlar dile ağır gelmezler. Kalpte bunların halâveti vardır. Nefis ve şeytan insanı bunlara itelemektedir. Bunlara dalan bir kimse diline az zaman hâkim olup da sevdiğinde dilinin dizginini bırakır, sevmediğinde dilini tutabilir. Bu bakımdan konuşmaya dalmakta tehlike vardır, susmakta ise selâmet.
Bunun için susmanın fazileti oldukça büyüktür. Susmakta bu faziletle beraber himmetin derli toplu bulunması, vakarın devam etmesi, fikir, zikir, ibadet için boşalmak, dünya hakkında konuşmanın mesuliyetinden selâmet kalmak ve âhirette hesabını vermekten kurtulmak gibi iyi hasletler vardır.
Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
(İnsan) hiçbir söz söylemez ki yanında (onu) gözetleyen, dediklerini zapteden (bir melek) hazır bulunmasın. (Kâf/18)
Susmaya devam etmenin faziletine birşey delâlet eder.
Şöyle ki: Konuşma dört kısımdır. Bir kısmı katıksız zararlı, başka bir kısmı katıksız faydalı, diğer bir kısmı hem zararlı, hem faydalı, dördüncü bir kısmı ise, ne zararlı, ne de faydalıdır.
Katıksız zarar olan kısma gelince, bu kısımda mutlaka susmak gerekir. Çünkü onun faydası, zararını karşılayamaz. İçinde ne fayda, ne de zarar olan konuşmaya gelince, bu fuzûlî konuşmadır.
Zamanın zayi edilmesi de zararın ta kendisidir. Bu bakımdan elimizde dördüncü bir kısım kalıyor. O halde konuşmanın dörtte üçü düştü, dörtte biri kaldı. Bu dörtte birin içinde de tehlike vardır; zira bu kısım içine riyanın inceliklerinden tasannu, nefsi temize çıkarmak ve fuzûlî konuşmak gibi günah olan şeyler karışır.
Öyle bir şekilde karışır ki idrâk edilmesi pek güçtür. Bu nedenle insanoğlu böyle bir konuşma ile kendisini tehlikeye atmış olur.
Yemin olsun ki, Hz. Peygambere hikmetin cevherleri, kelimelerin toplayıcıları bahşedilmiştir.(1)
Onun kelimelerinin herbirinin altındaki mânâ denizlerini ancak âlimlerin havâs tabakası bilir. Eğer Allah Teâlâ dilerse bizim zikredeceğimiz âfetlerde ve o âfetlerden korunmanın zorluğunda sana bunun hakîkatini bildirecek ayrıntılar vardır.
“Sen bizim sahibimizsin, bizi bağışla ve bize acı! Sen bağışlayanların en iyisisin!”
(Ârâf Sûresi: 156 . Âyet)
KAYNAK
İmam Gazali Rahimehullah Dilin Afetleri
(1)Müslim, (Ebû Hüreyre'den)