MÜSLÜMANLAR EMPATİDEN UZAK, İHTİLAFLI KONULARINI ALLAH'IN HAKEMLİĞİNE BIRAKMADIKÇA (AHİRETE) , DAHA ÇOK BİRBİRİNE DÜŞMAN GÖZÜYLE BAKIP, BİRBİRİNİN KANINI AKITACAKLAR, KATLEDECEKLER... PEKİ, TEVHİTTE NASIL BİRLEŞECEKLER?
Düşünüyorum soruyorum ve sorguluyorum nasıl birleşeceğiz, bu kafayla birlik olmamız imkansız...Çünkü HERKEZ KENDİ GÖRÜŞÜNÜ ALLAHIN GÖRÜŞÜ GİBİ KUTSAYIP DİĞERLERİNİ MÜNAFIK İLAN EDİYOR...Konuşturmuyor, konuşulanları dinlemiyor empati yaparak samimi duygularla acaba diyerek...hep altta kalmama davasında veya öyle fanatikçe inanmıştır inancı gereği ve karşıdaki münafık bir din düşmanı Müslümandır onun gözünde.... Yok, edilmesi imha edilmesi gereken bir düşman gayrı Müslim düşmandan bile daha tehlikelidir, öncelikle yok edilmesi lazım şahsiyetlerdir... Bu sakat bakış açısıyla bizler nasıl oturup samimi bir şekilde konuşup kardeşlik müştereğinde buluşacağız? 2 ana akım birbirine tarihsel boyutuyla sahabe zamanlarına kadar gidip düşmanlık güden mezhebimiz vardır... BİRİ ŞİA diğeri SÜNNİ kesim diye kendilerini adlandıran...Daha doğrusu ehli sünnet vel cemaat diye ikisi de kendini sunar.... PEYGAMBER EFENDİMİZİN işaret ettiği bozulmayacak tek fırka olarak kendilerini görür her ikisi de...
Safiye’ne bir duyguyla şöyle tarafsız bakıp düşünüyorum ve irdeliyorum öncelikle ŞİİLİK inancına kabaca bakalım:
1) SİA: ŞİA ve onun alt kolları itikat mezhepleri, hepsi birbirine düşman olmakla beraber baş düşman gördükleri Sünni’leri öldürmek zorunda inancı gereği... Çünkü Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Muaviye, Hz. Ayşe ve nice İslam büyüğü sahabe onların gözünde münafıktır lanetliktir ve o isimleri sevmek bile ölüm sebebidir lanetlenme vesilesidir... Bu yüzden hürmet eden sevgi ve saygı besleyen tüm Sünni’nler onların baş düşmanıdır inancı gereği onları öldürmek zorundadır...Kendi alt kolların dada aynı savaş vardır, Alevilerle değişik değişik Nusayri vb. gruplarla kendi aralarında aynı münafıklık savaşı.... Çünkü kimi namaz ve orucu da kabul etmez, değişik değişik böyle alt kolları türevlerinden ayrılmış kopmuş mezhep kolları vardır kendi içerisinde...
2) SÜNNİLER: Sünni kesimde kendi içerisinde böyle değişik birçok kola ayrılmıştır inanç olarak, kendine ehlisünnet vel cemaat diyenler ki bunu hepsi der, VAHHABİ SELEFİ AKIMIN FANATİKLERİ, MÜSLÜMAN KARDEŞLER biraz daha ılımlısı bu kolların alt kollarından olan ve tasavvufi tarikat yapılanmaları en göze batanlar... ve bunların arasında birde böyle kafasına göre takılan dini kuranı ve hadisleri yorumlayan daha küçük gruplar veya bireyler vardır...hepside birbirine münafık gözüyle bakar....en iyi bakan günahkar olarak bakar yanlışta görür...birbirini onlarda şia kolları gibi sapık inançla suçlar...tek farkları müşterekleri bunların tüm sahabeleri sevmeleridir hürmet duymalarıdır...lakin bu kesimin için dede günümüzde namaza oruca gerek yok diyen inanışlar türemiştir..kalp temizliği ile işi götürmeye çalışıp kendi kendine vicdanına hile yapmaya kalkışan...örnek : oruç ne içindir, nefsi terbiye etmek vb şeyler içindir,ben zaten terbiyeliyim o yüzden bana farz değil diyen güruh bile vardır bu tip felsefelerle kendini kandıran.... Peygamber Efendimizin kalbi sizlerden haşa kirlimiydi desen hayır o örnek rol model olduğu için o ve sahabeleri yapmışlardır diye kendilerini avutmaya kalkarlar...veya namazı tuhaf tuhaf kılıp rekatlarına itiraz edenler mi dersiniz çeşit çeşit inanmaya çalışan...lakin bu tipler bu 2 büyük inanış mezhebi toplumların dada azınlıktırlar...hem ŞİADA HEM SÜNNİ KESİMDE....
Bu dünya genelinden sonra artık ülkemizden Türkiye’den örnek vererek ülkemizi irdeleyelim... Kimi tasavvuf tarikat inanışlarını ret eder, kimi hepsini ret etmez bazı uygulamalarını günümüzdeki zatları eleştirir kabul etmez... Kısmı kabul eder yani... Kimi hepten ret edip katli vacip görür, bunların alayı sapık inanışta diyerek... Kimi daha layt takılıp tüm akımları ret edip BİZE SADECE KURAN YETER süslü sloganlarıyla işi peygambere hadislere kadar götürüp, hadisleri itibarsızlaştırmaya en iyisi sıradanlaştırmaya çalışarak ki, KURAN AYETLERİNİ kafasına göre yorumlayabilsin... Nefsine göre rahatça cımbızlayabilsin uydurmaya çalışsın felsefeleriyle.... Yani böylelikle ilmi alt yapısı olmayan herkes kafasına göre farklı farklı bireysel din anlayışına kapılıp gitsin...KURAN AZİMŞANI bozup değiştiremedik bari manasını değiştirtelim saldırısıyla...sinsi tuzağıyla....
SORUYORUM: Bu dinin asıl sahibi asıl koruyucusu kimdir ALLAH c.c! Öyleyse bizler nasıl kendi görüşümüzü ALLAHIN görüşüymüş gibi dayatabiliriz ayet gibi davranarak... Herkes böyle yaparsa nasıl anlaşa caz... Herkes kendisini kendi kutsallarını (fikir bazında düşüncelerini), sorgulatmazsa elştiri almazsa tartışmaya açmazsa korkarak nasıl birbiriyle konuşup ikna edecek hep kılıç silah ölüm tehdidiyle mi kabul ettirmeye çalışacak böyle... O zaman Türkiye’de bile böyle birçok grup kendi birbirini doğrar... Yani Şia Sünni kavgası hiç bir şey hepsi kendi içerisinde bir sürü birbirini lanetleyen sapık inanış olarak görüp silahla düzeltmeye kalkarsa ne olacak... Yani o zaman küçücük bir azınlık kim sağ kalırsa haklı din inanışı omu olacak yeryüzünde... Birbirimizi yok etmeden bitmeyecek mi bu iş? Nereye kadar gidecek bu düşmanlık? İlla kan akıtmadan olmuyor mu bu düşmanlık? Ölmesi mi gerekli illa bizle aynı görüşte olmayan Müslümanların... Bu nasıl bir inanıştır eğer bunu uygulamaya kalksak yeryüzünde Müslüman kalmaz...
SONUÇ : Müslümanlar birbirini yok etmeye gücü yetmeyeceği gibi, düşmanlara gayrı Müslimlere veya ateist dinsiz akımların saldırılarına karşı nasıl kendini savunacak bu halle bu düşünce yapısıyla.... Bu birlikteliği nasıl sağlarız ? Tek yolu var benim gördüğüm ARAMIZDAKİ DETAYLARDAKİ İNANÇ İHTİLAFLARININ DONDURULARAK ALLAHU TEALAYA HAVALE EDİLMESİ, YANİ MAHŞERE BIRAKILMASI VE TEVHİTTE BİRLEŞİLMESİ...çünkü biz tevhitte biriz zaten namazda oruçta kuranda İslam’ın şartlarında imanın şartlarında tüm Müslümanların ezici çoğunluğu ŞİASIYLA SÜNNİSİYLE.... O zaman bazı detay inançlarımızdan taviz vermek zorundayız ALLAH için..yani birbirimizi katletmekte....birbirimize saygı duyamaz isek başkalarının saygı duymasını bevliyemeyiz...biz birbirimize şefkat göstermez isek, İslam düşmanlarından şefkat beklemek gibi ahmakça ve acizce durumlara düşeriz...o yüzden bu birbirimizi katlederek düzeltme fikrinden vazgeçip birbirini lanetli görme bakışından, kardeşçe tevhit müştereğinde buluşarak bir kardeşlik hukuku kurmayı başarabilmeliyiz...birbirinin düşmanı rakibi değil, sapık inanışta lanetlik münafık gözüyle değil yanlış yolda yanlış bilen yanlış yapan bir kardeşimiz nazarıyla bakabilmeli hatta onlar için dua etmeliyiz. Samimiysek şayet... TEVHİTTE BİRLEŞMEKTEN BAŞKA ÇAREMİZ YOKTUR! BİZ BİRBİRİMİZE MUHTACIZ ÖZELLİKLE BU AHİR ZAMANDA! Bırakalım teferruatta detay inanışlarımızdaki haklı haksızın cezasını da mükâfatını da mahşerde RABBİMİZ versin... BİZ KAN DÖKMEYELİM... Slm ve dua ile...