Ümmetin derdi demekten çok ümmetin sorunları demek daha doğru bir kavramdır. Ümmet lafzını başlı başına bir konuda ele almak gerekir ama biz burada kısaca manasına bakalım. Sözlükte “ yönelmek, kastetmek, öne geçmek, imam olmak, kardeş olmak” manalarındaki emm kökünden türemiştir. “ kendilerine peygamber gönderilmiş topluluk, kavim, her kabileden bir grup insan, her canlı cins, bütün iyilikleri şahsında toplamış kişi veya kendisine uyulan önder, aynı dine inanma” gibi anlamlara da gelir. Kur’an-ı Kerim’de 64 yerde ümmet kelimesi geçmektedir. Bazı yerlerde “ zaman, müddet ve devir “ (Hud,11/8, Yusuf, 12/45). Literatürde ümmet kelimesine verilen birçok anlam Kur’an’da ve hadis rivayetlerinde yer almaktadır.
İslam âlimleri ümmeti iki manada kullanmıştır :
1. Son peygamberin gelişi ve İslamiyet’in doğup dünyaya yayılmasından itibaren bundan haberdar olan bütün insanları ifade eder. Bu insan kitlelerine Ümmet-i Da’vet, Ümmet-i Belağ denilmiştir.
2. Hz Muhammed (asm)’e iman edip tabi olan kitle.
Görüldüğü gibi çok geniş bir manası vardır. Ama biz asıl konumuza dönelim. Kimine göre ümmetin derdi tefrikadır, kimine göre ümmetin derdi Müslümanlar arasında en temel meselelerde bile ittifak sağlanmayışıdır. Kimine göre Müslümanların derdi itikat sahasındadır. Kimine göre ise, ümmetin sorunları sosyal veya iktisadi problemlerdir. Bunlarla beraber en büyük sorunlardan bir tanesi aslında hilafetin kaldırılışıdır. Kavimler tarihine baktığımızda lidersiz kalan en küçük zümre muhakkak yok olmuştur. Bu var edilen tüm âlemlerde geçerli olmuştur. Dünyaya hükmetmeye çalışan oluşumlar, kontrol etmek istedikleri her toplumu lidersiz bırakma yolunu izlemiştir. Bu oluşumlar önce hedef aldıkları toplumun içindeki zıt görüşleri birbirlerine düşman eder sonra da o coğrafyada yaşayan toplumların inanç, örf, ilim, tarih ve insani ahlaklarını analiz ederek müdahil olurlar. Maddi manevi desteklerini esirgemezler. Yakın tarihimizin en anlaşılabilir yazılı Osmanlı tarihinden de anlaşılacağı gibi, hilafetin kaldırılması ile İslam coğrafyası bölünmüş ve çizdikleri programlarını uygulamaya koymuşlardır.
Bunlar, işin dünyevi boyutlarıdır. İşin aslına bakmaya çalıştığımız zaman, Müslümanların Allah’ın (cc) emirlerinden uzak bir hayat yaşamalarıdır. Peygamber efendimizin (asv) azgın bir kavmi asr-ı saadete çevirdiği metodu, söze bırakılmış bir ümmet ile İslamiyeti yaşamaya çalışıyor çareler arıyoruz. Aslında mühim olan bu noksanlıktır. Allah'(cc)ı tanımak ve gerçek anlamda kulluk görevlerini yerine getirebilmek ancak ilimle mümkündür. "Kulları içerisinde Allah'tan ancak âlimler korkar, Allah çok bağışlayandır." (Fatır, 28) Kur'an-ı Kerim'de ilim övülmüş, bilenlerle bilmeyenlerin bir olamayacağı açıkça belirtilmiştir: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri bunları hakkıyla düşünür."Bunun için, insanın sürekli bir eğitime tabi tutulması gerekir. Öğrenmede süreklilik esası vardır. Bilgilerin unutulmaması ve tekamül etmesi içinde eğitimin sürekli olması gereklidir. Müslümanların öğrenmek ve bildiklerini insanlara anlatmak (Tebliğ ve Davet) görevleri vardır. Çünkü İslami eğitimlerden amaç, sadece bilgilenmek değil, aynı zamanda Asr-ı saadette öğretilen İslam'a uygun yaşanmasıdır. İnsanın Müslümanlığının tam olabilmesi için genelde tüm Peygamberlere, özelde de Hz Muhmammed sallallahu aleyhi ve sellem'e de iman etmesi gerekir. Zira onun hayat hikâyesini bilmek imanı güçlendirir, artırır. Onun sireti ve hidayet yolu, yolların en hayırlısı, en doğrusu ve İslami yaşayışın en güzel örneğidir.
Üstad Şeyh Muhammed Nurullah SEYDA El Cezeri’nin şu söz ile kendimi ifade etmeye çalışayım; “BEŞERİYET TAKVAYI BİLİP GEREĞİ İLE AMİL OLSAYDI, ŞERRİN BASKISI SÖNMÜŞ, İSLAMİYETİN HÂKİMİYETİ KURULMUŞ OLURDU”
Erkan Aslan 4 Yıl Önce
Ne güzel Ceddine rahmet seyda'm Allah razı olsun
Mehmet NERGİZ 4 Yıl Önce
Allah cc razı olsun
İlhan 4 Yıl Önce
Allah razı olsun seydam
selman 4 Yıl Önce
kurban sözlerin çok güzel Allah bizleri hakikat yolundan ayırmasın
Ahmet maden 1 Yıl Önce
Allah cclu razı olsun seydam
Hamit aydoğ 1 Yıl Önce
Allah razı olsun kalemine ve yüreğine sağlık