Geçmişten beri herkesin dilinde dolaşan ve özellikle yani anayasa referandumu arifesinde, ağza sakız olmuş YARGI BAĞIMSIZLIĞI tartışmaları kadar riya dolu siyasi tartışmalar görmedim... Gerçekten bu yüzden, bu yargı bağımsızlığı safsatasına, süslü sloganlarına inananlar var mı merak ediyorum? Şayet inananlar varsa şu soruları sormak isterim:
Tarih boyunca bu yargı bağımsızlığı görülmüşümdür, görülmüş ise hangi devletlerde görülmüştür?
Peygamberlerin yönettiği devletler hariç, tam manasıyla bu adalet sistemi çarkı hangi ulusal devlette krallıklarda padişahlıklarda vs olmuştur? Peygamberlerin yönettiği devletler bile, peygambere rağmen aksi bir yargıç karar çıkarabilir miydi?
Peki, şu andaki meşhur örnek gösterilen medeniyet demokrasi çağdaşlık insan hakları abidesi olarak sunulan hangi ülkelerde bu YARGI BAĞIMSIZLIĞI vardır? Devlete rağmen devletin istemediği hayati hassas bir kararı, hiç bir yargıç dünyanın hiç bir ülkesinde verebilir mi? Verirse ne olur?
Ne olacağını tarihten biliyoruz, tarih boyunca tek tük bazı isimler olmuştur onlarda ya zindanlarda sürünmüştür, yâda öldürülmüştür. Açıktan veya faili meçhul olarak cezalandırılmıştır... Ve o kararları ya iptal edilmiştir bir üst mahkemeler tarafından, ya çarpıtılarak sunulup vatan hainliğiyle etiketlenmiştir, ya da aldığı kararı halk duymamıştır bile hemen sumen altı etmişlerdir yazılı ve görsel basından kaçırarak... O yüzden kendi kendimizde birbirimizi de kandırmaya çalışmayalım bu tür süslü sloganlar ile.
Çünkü hepimizde biliyoruz ki, devletin çizdiği sınırlar içinde devlet yöneticilerinin asıl gücün, müsaade ettiği kadar özgür ve bağımsızdır yargı mensupları, ancak o dar alanlarında ufak tefek şeylerde inisiyatif kullanabilir bu sistemlerde...
BİRÇOK İNSAN MERAK EDİYORDUR, PEKİ YARGI NASIL BAĞIMSIZ OLUR?
Yargı bağımsızlığı atanmışlar ile olmaz, seçilmişler ile olur! Yani devletin asıl icra yöneticiler ile olur.
Bu yüzden Adil hâkim savcı yargıç isteyen, Adil yöneticileri başa getirmek zorundadır halk olarak ve bu yöneticileri seçip hesap sorabilmek içinde Adil seçim seçenekleri halka sunulup, hesap sorma yetkisi halkın eline verilebilmeli ki, yöneticiler halka muhtaç kalıp halka yanlış yapmaktan imtina edebilsin...
Peki, Adil yöneticileri nasıl bulacağız, nasıl seçeceğiz, biz seçtikten sonra sapıtıyorlarsa veya bizi kandırıp oyumuzu alıp sonra kendilerine çalışıyorlarsa ne yaparız? O zaman diğer seçimde daha iyisini bulunca değiştiririz, lakin daha iyisini bulamayınca da sandıklardan kaçıp daha kötülerine düşmeden gerekirse ehveni şer mantığıyla tepkimizi de vererek yine seçeriz... İşte liderlerin sadece bir kesimden değil birçok zıt kutuplu ideolojik kesimden oy alabilmesi için, böyle halkın diğer kesimleri ile direk muhatap olup halka muhtaç olmasının adıdır BAŞKANLIK sistemi?
Diğer türlü eski parlamenter sistemde, her ideoloji kendi kesimine hitap edip kendi oylarını muhafaza telaşıyla ideolojik çalışıp koşturduğu için seçimlerde, seçimlerden sonra yargı bu tür ideolojik iktidar baskılarından kurtulamaz...
Bundan dolayı halkın yargıyı da siyaseti de az çok denetleyebilme fırsatından ötürü YETMEZ AMA EVET diyorum bende... Tüm samimiyetimle diyorum ki bunu CHP meclise getirseydi ve AK PARTİ tam tersine diretseydi yine aynı tavrı kullanır YETMEZ AMA EVET derdim... Çünkü bu bir halk devrimidir siyaset üstü halkın eline geçecek büyük bir fırsattır güçtür, bu yüzden bu tarihi fırsatı kaçırmazdım...
Diğer detaylar YARGI BAĞIMSIZLIĞI şu bu hepsi hikaye inanın meselenin özü budur...Yoksa yargı bağımsızlığı tarih boyunca da olmamıştır şimdide yoktur hiç bir devlette, yargı bağımsızlığı ancak seçtiğimiz güçlü adil liderlerin müsaade ettiği kadardır...Gerisi hikayedir, şu kadarını bu atamış şu kadarını şu atamış vs teorileri önemli değildir, sonuçta hepsinin atadığı ideolojik siyasi atamalardan ibarettir....
Güçlü liderlikler, tek başına güçlü iktidarlar seçebilmemiz için de BAŞKANLIK SİSTEMİ şarttır... Çünkü nice güzel liderlerde geçmişte, gelip geçmiştir, hepsi bu güçsüz iktidar olmaları münasebetiyle vesayet tarafından boğulmuştur veya biat ettirilmiştir?
Halkın seçtiği liderlerin vesayet rejimlerine karşı dik durabilmesi ve onlarla mücadele edebilmesi için, halkın rızasına oyuna muhtaç kalabilmesi için BAŞKANLIK SİSTEMİNE YETMEZ AMA EVET diyorum... Denetimin vesayet güçlerinden halkın eline düşmesi için YETMEZ AMA EVET diyorum... Bizleri koalisyon hükümetlerine muhtaç bırakmamaları için, hükümet kurabilmek için kapı arkalarında gizli milletvekilliği pazarlıklarının iğrençliklerine son vermelidir. Seçim barajı adaletsizliklerinin son bulması için, 6 ayda bir dönüşümlü başbakanlık gibi ülkeyi küçük düşürücü iktidar değişikliklerine dur demek için, tüm siyasi koalisyonların seçimden önce müşterek adaylarda birleşmeleri ve seçim öncesi halkın hassasiyetlerine dikkat ederek koalisyonlarını kurup istemeden de olsa birbirlerine yakınlaşacakları için YETMEZ AMA EVET DİYORUM...
DİP NOT : Bu görüşlerim başkanlık sisteminin, yani siyasi istikrarlı hükümetlerin elzem olduğunu gördüğüm içindir, yani sadece başkanlık sistemi içindir içerdiği içerikler vs zaten fazlada bir değişiklik yok, öyle ulusalcıların ortalığı telaşa verdiği kadar...Değişikliklerde eski ulusalcı jakoben Kemalist sistemden fazla bir değişim olmamış, lakin denetleme gücünün halka geçmesi başlı başına bir devrim olmuştur.... BUNUN İÇİN YETMEZ AMA EVET DİYORUM! Bu dönüşüme bu vesayet sistemlerine azda olsa katkı sunan her anayasa değişikliklerine yetmez ama EVET derim...
DAHA İLERİ BİR ANAYASA DEĞİŞİMİ ÖNÜMÜZE SUNSAYDI HAYIRCILAR, ELBETTE ONLARADA EVET DERDİK... LAKİN ÖYLE BİR TEMENNİLERİ VAADLERİ BİLE YOKKEN KİMSE BENDEN BU ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE HAYIR DEMEMİ BEKLEMESİN? Çünkü bu başkanlık devrimi HALK için siyaset üstü şahıslar üstü bir fırsattır. Mesele ne Erdoğan’dır nede başka isimlerdir nede ideolojilerdir.... Mesele ERDOĞAN olsaydı bunda Erdoğan’ın çıkarı kazancı ne? Şimdiki sistemle daha güçlü ve daha güvende? Bunu muhalefette söylüyor şimdiki sitemde olmayan hangi gücün var ki bu anayasa değişikliğini istiyorsun diyerek bizzat sitem ediyorlar Cumhurbaşkanına? Yargı atamalarını şimdiki sistemde kendi daha fazla atıyordu yüksek yargıda ve en önemlisi cumhurbaşkanı SORUMSUZDU yargılanmıyordu şahsi hiç bir şeyde? Mesela yoldan geçerken birinin kafasına sıksa zevkine, kimse onu yargılayamaz kanunen yasaktı sorumsuzdu, ancak vatana ihanetten yargılanırdı... Şimdi Kendisine bizzat yargı yolunu da açtı, yüksek yargıdaki atama yetkilerini de azaltmış oldu? Oda şayet seçilebilirse birde seçimini de erkene almış oldu, büyük risklere girerek? Yoksa 2019 a kadar cumhurbaşkanıydı ve en önemlisi yaptıklarından kişisel suçlarından yargılanamazdı SORUMSUZDU?
ERDOĞANIN VEYA AK PARTİLİLERİN BAŞKANLIK SİSTEMİNE İHTİYACI YOK 15 YILDIR ERDOĞAN KENDİ ZATEN BİZZAT BU AÇIĞI KAPATIYOR GÜÇLÜ İKTİDAR AÇIĞINI GÜÇLÜ SİYASİ KİŞİLİĞİYLE, MİLLET ERDOĞAN SONRASI İÇİN YETMEZ AMA EVET DİYECEK! Tekrar pamuk ipliğine bağlı koalisyon hükümetlerine muhtaç kalmamak için, geçmişe dönmemek için.. CHP’lilerin sağcı hükümet başbakanı ve cumhurbaşkanlarına sürekli laf attığı meşhur bir söz vardı: İKTİDAR OLABİLİRSİNİZ AMA MUKTEDİR OLAMAZSINIZ diyerek aşağılayarak tüm sağ hükümetleri ve onlara oy verenleri?
İşte bu Kemalist dikta vesayet sisteminden ebediyen kurtulabilmek için HALK, YETMEZ AMA EVET diyecektir BAŞKANLIK SİSTEMİNE ve VESAYETE değil HALK olarak bana muhtaçsın diyecek, tüm siyasi liderlere lider adaylarına!