Doğu Türkistan’da, Yemen’de, Libya’da, Sudan’da, Filistin’de dahası Ümmet-i Muhammed’in yaşadığı her yerde büyük bir kıyım, büyük bir hüzün, büyük bir soykırım var... Mazlumlar bir bayramı yine, yeniden, bir kez daha mâtemle karşılıyor...
İlk kıblemiz... Nebilerin yurdu... İsrâ ve mîracın tanığı Kudüs’ün gölgesindeki Batı Şeria ve Gazze’de Filistinliler tam 609 gündür kesintisiz soykırıma uğruyor... 7 Ekim’den beri aralıksız devam eden cani İsrail’in saldırıları sonucu 55 bin masum katledilirken, 126 bin yaralı hayatta kalma mücadelesi veriyor. Enkaz altlarında ise en az 15 bin şehidin naaşı bulunuyor.... Katil İsrail’in bütün dünya ve 2 milyarlık İslâm âleminin gözünün içine baka baka gerçekleştirdiği soykırımın bilançosu her geçen dakika daha da ağırlaşıyor... İsrail’in havadan, karadan, denizden bombaladığı Gazze artık dünyanın en büyük açık hava hapishanesini değil, en büyük mezarlığını andırıyor... Evleri başlarına yıkılan, yurtlarından sürülen 2 milyon 300 bin mustazaf ellerini semaya açmış, gözyaşları içerisinde,“Hasbünallahu ve ni’mel vekîl, ni’mel Mevlâ ve ni’men nasîr” yakarışıyla arşı titretiyor....
Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimizin, “Şarktaki bir Müslümanın ayağına diken batsa, garptaki Müslüman o ayağına diken batan kardeşinin acısını hissetmedikçe kâmil manada iman etmiş sayılmaz” uyarısını bir kez daha hatırlamanın utancıyla Kurban Bayramı’na “hoş geldin” diyoruz... Bir bayramı daha kalpleri paramparça eden bir hüzünle karşılıyoruz...
Mâtem evine dönmüş İslâm âlemindeki acılara, sıkıntılara rağmen buruk da olsa bu bayramı Rabbimizin bir hediyesi olarak kutlayacağız... Birbirimize kenetlenip, umutlarımızı yeniden kuşanacağız... Bayramımızı evden eve, elden ele dünyaya taşıyacağız... Hâtemü’l Enbiyâ Hazreti Muhammed’in (s.a.v.) emanetine ilelebed sahip çıkacağız...
***
YÂ RÂB, ZALİMLERİ KAHREYLE!..
Bugün 10 Zilhicce... Kurban Bayramı... Safa ile Merve arasında koşuşturarak vuslata eren Hâcer gönüllü anaların bayramı... Mina’da İsmaillerini kurban edebilen İbrahimlerin bayramı...
Fakat maddeden manaya hicret edenlerin yurdunda bu bayram hüzün var. Yüce Rabbimizin, “İnsanların içinde Hacc’ı duyur; gerek yaya, gerekse uzak yollardan gelen yorgun düşmüş develer üstünde sana gelsinler.” (Hacc, 27) buyruğu için “Evrensel Kongre”ye Filistin’de özellikle Batı Şeria ve Gazze’de 609 gündür yaşanan soykırımın mâtemi damgasını vuruyor.
Kutlu çağrıya, “Lebbeyk Allahümme lebbeyk. Lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk. İnne’l hamde ve’n-ni’mete leke ve’l-mülk. Lâ şerîke lek!..” (Buyur, Allah’ım buyur! Davetine koşarak icabet ettim. Senin hiçbir ortağın yoktur. Hamd, nimet, mülk Sana özgüdür. Senin hiçbir ortağın yoktur) telbiyeleriyle boyun eğip icabet edenler, buruk bir sevinçle birlikte Gazze’deki soykırımın hüznünü yaşıyor.
Âşıklar ordusu; insanlık medeniyetinin beşiği Medine’nin kalbi Mescid-i Nebevî’de Allah’ın Nebisi, Efendiler Efendisine sâlât ve selâmlarını güvercinlerin kanat çırpışları eşliğinde tevhid senfonisine dönüştürerek İslâm Ümmeti’nin birlik ve beraberliği, zalim İsrail’in kahru perişan olması için gözyaşı dökerek dua ediyor.
Haccınız mebrûr, vakfeniz makbul, sa’yiniz meşkûr, kurbanınız kabul, bayramınız mübarek olsun.