Her insanın içinde zaman zaman kabaran bir ateş vardır. Kimi zaman kırgınlıktan, kimi zaman haksızlıktan doğar. Öfke deriz adına. Birikir, tortulaşır... Sonra kine, nefrete dönüşür. Kalbi sarar, vicdanı boğar. Oysa bu ateş, ilk yaktığı yer sahibinin kendi gönlüdür. Hem dünyasını karartır hem de ahiretini tehlikeye atar.
Rabbimiz, şöyle buyurur:
“Rahmân’ın kulları, yeryüzünde alçak gönüllü olarak yürüyenlerdir. Cahiller onlara laf attığında, 'Selam!' der geçerler.”
(Furkan, 25/63)
Bu ayet, bize öfkemize yenik düşmememizi, boş tartışmalardan uzak durmayı ve gönül selametiyle yol almayı öğretir.
Yine Bir başka Ayeti kerime de ayette övülen mü’minler şöyle anlatılır:
“Onlar bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar, öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah iyilik yapanları sever.”
(Âl-i İmrân, 3/134)
Bu ayet, bizlere üç önemli hasleti öğretiyor:
Cömertlik, öfkeyi yutmak ve affetmek. Bu davranışlar, sadece başkalarına değil, insanın bizzat kendi iç dünyasına da şifadır. Kin ve öfke kalbi karartırken, affetmek ruha ferahlık verir. Ayetin sonunda geçen “Allah, iyilik yapanları sever” ifadesi ise tüm bu güzel ahlâkın Allah katında makbul ve sevilen bir yolda olduğunu bizlere hatırlatır.
Resûlullah Sallallahu Aleyhi Vesellem Efendimiz ise öfke hakkında şöyle buyurur:
“Kuvvetli pehlivan, güreşte başkasını yenen değil, öfke anında kendine hâkim olandır.”
(Buhârî, Edeb 76)
Ne büyük ölçüdür bu! İnsan kendi nefsine galip gelebiliyorsa, işte gerçek zafer odur.
Bir başka hadis-i şerifte Efendimiz Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurur:
“Öfke, şeytandandır. Şeytan ise ateşten yaratılmıştır. Sizden biriniz öfkelendiğinde hemen abdest alsın.”
(Ebû Dâvûd, Edeb 3)
Öfkenin tedavisi bellidir: Sabır ile, sükûnet ile
Allah'u Teâlâ ya itaattedir.
İmam Gazâlî Hazretleri buyurur:
“Kalbin afetlerinden biri de kini gizlemektir. Zira kin, kalpte biriktikçe, düşmanlık, çekememezlik, dedikodu gibi afetleri doğurur.”
Şeyh Abdulkadir Geylânî (k.s) şöyle nasihat eder:
“Mümin, affedici olur. Affetmek Allah’a yaklaştırır. Öfke ise şeytana hizmettir.”
Mevlânâ Celaleddini Rûmî k.s:
“Öfke, aklı perdeler. Kalp ise perdelenince, gönül gözü kör olur.”
Ve bir başka sözünde:
“Sen affet ki, Allah da seni affetsin. Kin tutma, çünkü kin ateştir; önce sahibini yakar.”
Yunus Emre'nin (k.s) gönül lisanı da şöyle haykırır:
“Bir kez gönül yıktın ise, bu kıldığın namaz değil;
Yetmiş iki millet dahi, elin yüzün yumaz değil.”
Yâ Rabbi!
Kalplerimizi kin, nefret ve öfke ateşinden muhafaza eyle.
Bize affetmenin güzelliğini, sabrın büyüklüğünü ve merhametin izzetini öğret.
Nefsimizi bize galip kılma.
Kalbimizi sevgiyle, dilimizi hikmetle, gönlümüzü huzurla doldur.
Rızanı kazanmak için affeden, sabreden ve sükûnetle lütfun ve kereminle yaşayan kullarından eyle bizi.
Âmin.
Ey aziz okuyucu,
Unutma ki, kin tutanın kalbi Allah’a kapanır. Affedenin gönlü ise Rahman’a açılır.
Affet ki affolunasın…