Bugün köşe yazısında Murat Bardakçı bir bilgi paylaştı; "28 Şubatta Abdülhamid'in kütüphanesi çöpe atılmış." Gerçekten daha başlığını okuyunca irkildim. Büyük bir merakla, hemen yazıyı okudum.
Böyle bir şey olabilir mi? Bir kütüphanedeki kitaplar çöpe atılabilir mi? Hem de tarihi değeri olan ve değerine paha biçilemeyen kitaplar!
Tabi hemen sizin aklınıza da şu soru takıldı; "Kim yapmış olabilir bunu?"
Daha sorunuzun cevabını aramadan, muhtemelen içinizden şu geçecektir, "Tahsili olmayan, cahil temizlik görevlileri yanlışlıkla mı atmış acaba?"
Dehşetin büyüklüğü de burada; cahil, temizlik görevlileri değil, isminin önünde Profesör yazılı olan Üniversitenin Rektörü attırmış!
(-"Ohaaaa" sesi mi duydum?)
Evet! Anlı şanlı 28 Şubat Post Modern Darbesinin kahramanlarından Kemal Alemdaroğlu. Dikkat ettiyseniz adının önüne titrini koymadım. Çünkü Profesör değil, kara cahilin dibi bu adam, onun için. (Temizlik görevlileri için "cahil" kelimesini lafın gelişi olarak yazdım. Kendilerini tenzih ederim. Asıl cahil olan Ebu Cehillerin yolundan giden Alemdaroğlu'nun ta kendisi ve tayfasıdır.)
Ey Allahım, bu nasıl bir tarih düşmanlığıdır? Bu nasıl bir din düşmanlığıdır? Bu nasıl bir bilim düşmanlığıdır?
Bir insan bu kadar mı geçmişine, tarihine kendi devlet adamlarına, kendi değerlerine, kendi milletine düşman olabilir?
Yahu, düşman bile bu kadarını yapmaz. Yapamaz. Tarihi böyle katledemez!
Bu nasıl bir kafadır?
Bardakçının yazısından bir bölüm paylaşayım; "Prof. Kemal Gürüz’ün YÖK’ün Başkanı, Prof. Kemal Alemdaroğlu’nun İstanbul Üniversitesi’nin rektörü ve Prof. Meral Alpay’ın da Üniversite Kütüphanesi’nin başında bulunduğu 28 Şubat döneminde kütüphanenin “Nadir Eserler Bölümü”nde bulunan binlerce kitap çöpe atılmış, sonra kapanın elinde kalmış!
MOĞOL TALANINDAN BETER
Katliama sahne olan kütüphanenin geçmişini kısaca hatırlatayım: İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nin “Nadir Eserler Bölümü”, Sultan Abdülhamid’in özel kütüphanesidir ve hükümdarın 33 senelik iktidarı sırasında binbir zahmetle toplayıp Yıldız Sarayı’na getirttiği herbiri birbirinden kıymetli kitapları barındırır... Yıldız Sarayı’nın 31 Mart ayaklanmasından sonra defalarca uğradığı yağmalardan kurtulabilmiş tek bölümü olan kütüphane, Cumhuriyet’in ilânından sonra kararname ile İstanbul Üniversitesi’ne verilmiş, uzun seneler ciddî bir ilim merkezi olmuş ama Prof. Kemal Alemdaroğlu’nun devr-i iktidarında Moğol talanından beter şekilde mahvedilmiştir!"
İşte 28 Şubat Post Modern Darbesinin memlekete faydaları!
Şu an yargılanmaları devam eden bu çağdışı, örümcek kafalı, millet düşmanı, satılmış yaratıklar ne yazık ki; mahkemeye ilginin zayıf kalması ve zamanın mağdurlarının önem göstermeyip, savsaklaması yüzünden neredeyse beraat edecek vaziyete geldiler.
Halbuki neler çektirmişlerdi Millete, o yıllarda.
İşte ne yazık ki; bizim insanımızda bu şekilde yanlış tezahür eden bir umursamazlık ve güya merhamet damarı var. Halbuki bu rezil mahluklar ceza almazlarsa; hem yaptıkları yanlarına kar kalacak, hem de gelecek yıllar için örnek olacaklar.
Bu nedenle şiddetle ve ısrarla; Alemdaroğlu denilen bu sefil mahlukun ve bütün darbecilerin hak ettikleri cezaları almaları zorunludur, diyerek yazıma son vermek istiyorum.
Allah yar ve yardımcımız olsun.