يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَعِينُوا بِالصَّبْرِ وَالصَّلَاةِ إِنَّ اللَّهَ مَعَ الصَّابِرِينَ.
“Ey iman edenler! Allah’tan sabırla ve namazla yardım isteyin. Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir.”
(Bakara sûresi, 2/153.)
Sabır, nefsi hoşlanmadığı şeye hapsetmek; dinin ve aklın çizdiği yolda sebat etmek; tahammül etmek, acıya katlanmak, sıkıntıya mukavemet, itidali koruma gibi manalara gelmektedir.
Allah’tan sabırla yardım istemek, fiilî duâdır, bir şeyi elde etmenin şartlarını yerine getirmektir.
Sabrın bir diğer manası, bu âyette oruç manasındadır. Allah’a kulluğun kemaliyle gerçekleşmesi için takvaya ermek gerekir. İşte oruç da kişiyi otuz gün bütün organlara oruç tutturulduğu zaman takvaya eriştirmektedir. Sabrın buradaki bir manası olan oruç mü’mini terbiye etmektedir.
“Kadere kızmaktan kalbi, şikâyetçi olmaktan dili ve isyandan da bedeni tutmaktır.”
İbn Kayyım el-Cevziyye rha
Namazla yardım istemek: Namazda namaz öncesi manevî temizlik için tövbe istiğfar etmek, maddî temizlikle Kâbe’ye yönelmek, tazarru, ilâhî mesaj olan Kur’ân’ın fihristesi ve hayata yön veren Fatiha sûresi mevcuttur.
Demek ki Allah’a temiz olarak yalvarılacaktır, Kâbe’ye yönelinecek, yalvarılacak, hem de Kur’ân-ı Kerîm’in fihristesi ve özeti olan Fâtiha’nın da mesajını alarak yalvarılacaktır.
Bu kadar önemli olan, dünya ve âhiret mutluluğunu sağlayan sabır, Hz. Peygamber’e ve onun şahsında bütün mü’minlere emredilmiştir.
Bunun da ancak Allah’ın yardımıyla olabileceği vurgulanmıştır:
“Sabret! Senin sabrın da ancak Allah’ın (yardımı) iledir.”
(Nahl sûresi, 16/127.)
Hayat sona erinceye kadar sabırla memuruz:
“Allah’ın hükmü gelinceye kadar sabret!”
(Yûnus sûresi, 10/109.)
Sabırda başarı, sabah-akşam gece-gündüz sırf Allah’ın rızasını kazanmak için dua ve niyazla sabreden cemaat içinde olmakla elde edilebilir:
“Sabah akşam Rablerine, O'nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte candan sebat et. Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan çevirme. Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, kötü arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimseye boyun eğme.”
(Kehf sûresi 18/28.)
Sadece kavlî dua ile değil hem kavlî hem fiilî dua ki o da sabırdır hem de hep birlikte:
“Allah’tan yardım isteyin ve sabredin!”
(A’râf sûresi 7/128.)
Kur’ân-ı Kerîm, Lokman aleyhisselamın oğluna nasihatinde bize sabrı tavsiye etmektedir:
"Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış, başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar, azmedilmeye değer işlerdir.
(Lokmân sûresi 31/17.)
Konu edindiğimiz âyet-i kerimenin sonunda tekitle “Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir” buyurularak sabredenlere yardım edeceğini, başarıya ulaştıracağını, belki doğru ve isabetli olanı ilham edeceğini, düşmanlarını da mağlup edeceğini müjdelemektedir.
Bunun en büyük ispatı Hz. Muhammed aleyhisselam’ın sabretmesi ve Rabbimin başarıya ulaştırılmasıdır.