Abdullah b. Abbas’a (r.anhümâ): Ayların hayırlısı, günlerin hayırlısı ve amellerin hayırlısı hangisidir, diye sormuşlar. O da şöyle cevap vermiştir:
a) Ayların hayırlısı Ramazan ayıdır,
b) Günlerin hayırlısı cumadır,
c) Amellerin hayırlısı beş vakit namazdır.
Bu cevabı Hz. Ali’ye (r.a.) ulaştırmışlar ve sen ne dersin, diye sormuşlar.
Hz. Ali de şöyle demiştir: “Dünyayı dolaşsanız bundan daha güzel cevap bulamazsınız; ancak ben de derim ki:
a) Ayların hayırlısı, içinde Allah’a nasuh tövbe ile tövbe ettiğin aydır,
b) Günlerin hayırlısı, dünyadan Allah’a mü’min olarak çıktığın gündür yani iman üzere öldüğün gündür,
c) Amellerin hayırlısı, Allah’ın senden kabul ettiği ameldir.
Gerçekten, cevabın büyüğü büyüğün cevabıdır.
Elbette Ramazan ayı hayırlı aydır, ancak Ramazan ayını lehine rahmet ayı kılana hayırlıdır. Ramazanı rahmet ayı kılmak, önce günahlardan nasûh tövbe ile tövbe etmek, sonra da bize lazım olan faydalı ilim elde etmek, zikir, şükür, fikir/tefekkür, infak ve namaz gibi makbul ameller yapmakla mümkün olur.
Cuma günü haddi zatında hayırlıdır, ancak Cuma, cumanın hayrından istifade edenedir. Özellikle Cuma gününde icabet saatini aramak için camiye erkenden gidip camide gaflet etmemek, zikir, tefekkür, dua ve namazla geçirerek icabet saatinde bulunmaya çalışmaktır.
Elbette beş vakit namaz amellerin en hayırlısıdır, ancak namaz makbul olursa en hayırlı amel olur. Namazın makbul olması, kalpteki niyetin sırf Allah rızası olması, namaz amelinin de Sünnet’e uymasına bağlıdır.
Allah Teâlâ, Ramazan ayını Kur’ân-ı Kerîm ayı, rahmet, ihsan ve ikram, kardeşlik ayı kılmaya, orucu arınma, gerçek kulluk edebilme melekesini kazanmaya muvaffak kılsın!..