Bir İnsanı, Hakiki Olup Olmadığını Tanımanın Ölçüsü:
“Bir insanı tanımak isterseniz, bir Hakk’ın, bir de halkın ona va’dettiği şeye bakınız. Bu kişi bu iki şeyden hangisine kalben daha fazla güvenmekte!.”
Şekîk Belhî (ö. 194/810)
Bir İnsanın Takva Ehli Olup Olmadığının Ölçüsü:
“Bir insanın takvâsı şu üç şeyde belli olur: Alışında, terk edişinde ve sözünde.”
Şekîk Belhî (ö. 194/810)
Dünyanın Âhirete Zıt Olduğu:
“Bir kalbe dünya gelip yerleşirse, âhiret oradan göç edip gider.”
Ebû Süleyman-ı Dârânî (ö. 215/830)
En Üstün Amel:
“Amellerin en faziletlisi, nefsin zıddına hareket etmektir.”
Ebû Süleyman-ı Dârânî
İlâhî Yardımdan Mahrum Kalmanın Alâmeti:
“Her şeyin bir alâmeti vardır, ilâhî yardımdan mahrum kalmanın alâmeti ağlamayı terk etmektir.” Ebû Süleyman-ı Dârânî
Gerçek Âfiyet:
“Âfiyette olduğum gün, günah işlemediğim gündür.”
Hâtemü’l-Asam (ö. 237/851)
Haktan Gafletin Belası:
“Gafletten ağır bir uyku yoktur. İnsana en çok mâlik olan ve onu kul olarak kullanan nefsânî arzulardır. Üzerinde gafletin ağırlığı olmasaydı nefsânî arzular sana karşı zafer kazanamazdı.” Ahmed b. Hadraveyh (ö. 240/854)
“Hikmet şu dört şeyden fışkırır:
1. Günaha karşı nedâmet,
2. Ölüme hazırlanmak,
3. Midenin boş olması,
4. Dünyaya kapılmayan zâhitlerle sohbette bulunmak.”
Ebu’l-Haseni’l-Herevî (ö. 611/1215)
Hikmetin İnmediği Gönül:
“Gökten hikmet yağar, fakat içinde şu dört şeyden birisi bulunan gönüle hikmet inmez:
1. Dünyaya meyletmek
2. Yarının tasasını yüklenmek
3. Kardeşine haset etmek
4. İnsanlara karşı üstünlük sevdasına düşmek.
Kimde bunlardan biri varsa, onun kalbine hikmet girmez.”
Yahya b. Muaz (ö. 258/872)