4. Cesaret
Cesaret, ruhun büyük bir kuvvetidir ki daima karşılaşılan tehlikelerin harekete geçireceği duygulara üstün gelir ve bunları bastırır.
Cesurların kendilerini serbest bir halde yaşamaya devam ettirmeleri ve en müthiş olaylarda bile akıllarının hareket rahatlığını korumaları işte bu kuvvettendir.
(Ahmet Rifat, Tasvîr-i Ahlâk, s. 43.)
“Cesaret ve büyük bir dayanma gücüne sahip ol. Cesaretin en faziletli olanı da hakkı haykırmak, sır saklamak, hatasını itiraf etmek, insanların hakkını vermekte insaflı olmak ve hiddet anında nefsine hâkim olmaktır.”
Hasen el-Benna
Gerçek cesaret, şerefin, duygunun, yeteneğin, umudun ve cahil cesaretin sevk ettiği değil, Allah korkusunun, imanın ve sorumluluğun gereği fiiliyata geçirten erdemdir. Cahil cesareti cesaret değil ahmaklıktır, değeri heder etmektir.
Cesaret, hak için, hakkın, adaletin hâkim olması, batılın mahkûm olması için, her yerde, her zaman ve her durumda korkmadan yapabilmektir.
Cesaret, doğru olanı, gerekli olanı yapmak için doğabilecek tehlike, acı ve korkuyla yüzleşme kabiliyetidir.
Hz. Peygamber (s.a.s.) ne güzel buyurmuştur:
“Yiğit dediğin (gerçek cesur adam), güreşte rakibini yenen kimse değildir; asıl yiğit kızdığı zaman öfkesini yenen adamdır.”
(Buhârî, Edeb, 76; Müslim, Birr, 107-108.)
“Gerçek cesaret, yalnız ayıptan ve hatadan korkmaktır.”
Cenap Şehabeddin
“Cesaretle dolu bir insan, inançla dolu bir insandır.”
Cicero
“Cesaret; tehlike karşısında akıl ve zekânın kullanılmasıdır.”
Eflatun
Özellikle idarecide, başkanda ve liderde bulunması gerekli şu dört şey önemlidir:
İlim, tecrübe, basîret, cesaret.
Bilgiyi, tecrübe ve basîreti hayata geçirecek sorumluluktan doğan cesarettir.
“Korkularınızı kendinize saklayın, ama cesaretinizi başkalarıyla paylaşın.”
Robert Lois Stevenson
“(İsabetli) cesaret insanı zafere, kararsızlık tehlikeye, korkaklık ise ölüme götürür.”
Yavuz Sultan Selim
“Hiçbir şeye cesaret edemeyen, hiçbir şeye ümit beslemesin.”
Schiller
“Cesaret kuvvetle birleşince büsbütün artar.”
Aristotoles
“Cesaret de aşk gibi ümitle beslenir.”
Napolyon