Haberin Kapısı
2024-04-21 13:19:20

BİZE YAKIŞAN ŞEYLER

İbrahim Cücük

21 Nisan 2024, 13:19

1. Mütevazı olmak

2. Tenkitleri kabul etmek

3. İyi niyetli olmak

4. Ekiple birlikte çalışmak, kendi adımıza hareket etmemek

5. Plânlı, metotlu ve prensipli çalışmak

1. Mütevazı olmak

Tevazu, makamı yukarıda olmasına rağmen kendisini aşağıda görmektir ki bu kemal alâmetidir.

Kibir, kendisini aşağıda olmasına rağmen üstün görmesi, kendisinin ve başkalarının hakkını inkârdır.

Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Kim Allah için bir derece mütevâzı olursa, Allah onu tevazusuna karşılık bir derece yükseltir. Kim de Allah (rızası) hilafına kibirlenirse, Allah onu kibirlenmesine karşılık bir derece alçaltır, ta onu aşağıların en aşağısı kılar.”

(İbn Mâce, Zühd, 16; Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 76.)

Kibirli kimseye şeytan yaklaşır, amelini kendisine süsler, yanlış yapar doğru yaptığını zanneder.

Mütevazı olana, Allah yanlışını kendisine gösterir, yanlışın yanlış olduğunu ilham eder, kişi de yanlışı gidermeye muvaffak olur.

Mütevazı adam, yanlışını söyleyenin uyarısını kabul eder.

Kibirli adamın, kendisini beğenen kimsenin kılavuzu nefsidir, kendi bildiği bazı doğrularıdır.

Kibirli adam çabuk kırılır ve gücenir, kolay kolay tenkitleri hazmedemez.

Başardıkça Allah’a nisbet etmek manasında "elhamdülillâh" demeli, yükseldikçe gönlümüz de o oranda alçalmalıdır.

“Gücenen ârif, henüz sığ sudur.”

Şeyh Sadi-i Şirâzî

“Bilgi; büyük adamı alçakgönüllü yapar, normal adamı şaşırtır, küçük adamı kibirlendirir.”

Molla Câmî (rh.a.)

“Bir insanın karakterini test etmek isterseniz, ona yetki verin.”

Abraham Lincoln

“Kimde güzellik varsa, bilsin ki o ödünçtür.”

Mevlânâ

“Bir kimsede kibir varsa onun kibirli hali, söz söylerken soğan gibi kokar.”

Mevlana

“Rastladığım herkes, bir bakıma benden üstündür ve ben böylece herkesten bir şey öğrenirim.”

Emerson

“Bildiğimizi zannetmemiz, öğrenmemizin en büyük düşmanıdır.”

Dr. C. Bernard

“İnsan, ne kadar yükselirse, gönlü o kadar alçalmalıdır.”

Çiçero

2. Tenkitleri kabul etmek

Tenkidi kabul etmek, yanlış yapabileceğini kabul etmekle olur; tenkidi kabul etmemek, kendisini masum görmekle olur.

“Tenkitler ve fikirler, büyük ruhlu insanları besler ve kuvvetlendirir, küçük insanları ise öfkelendirir.” Napolyon

Tenkit, aşağılamak için değil, karşıyı yanlıştan kurtarmak için yapılır. Hem zaten öğüt, kardeşin kardeşe karşı gerekli olan görevlerindendir.

“Nasihatçisi olmayan ve nasihati sevmeyen kavimde hayır yoktur.”

Hz. Ömer (r.a.)

“Öğüt dinlemeyen, azar işitme isteklisidir.”

Şeyh Sadî-i Şirâzî

3. İyi niyetli olmak

Bütün iyilikler, niyetin iyi olması ile başlar.

İnsan ebed için yaratılmıştır.

Ebedî mutluluk isteyen sadece Allah rızasını hedef edinmelidir.

Bu yaptığımızdan, bu sözümüzden ve bu tavrımızdan Allah razı olur mu, Hz. Peygamber benim yerimde olsa bunu yapar mı? Daima bu soruları sormak gerekir.

Niyetin dürüstlüğü, Allah rızasını gözetmek; amelin doğruluğu, sünnete uymayı gözetmektir.

Dilin ve bedenin iyi olması, kalbin iyi olmasına bağlıdır. Kalbin iyi olması, niyetin iyi olmasına bağlıdır.

“Eğri ok, doğru yol almaz.”

Mevlânâ

Hedefimiz, daima doğruyu yapmak olursa gerisi kolaydır. Çünkü doğru hedefe doğru yol ile doğru tarz ve doğru prensiplerle ulaşılır.

Niyetimiz, yolumuz, prensiplerimiz ve işimiz doğru olursa netice de doğru olur.

“Hayır, arzuladığımız neticenin gerçekleşmesi değildir. Doğruyu yaptığımızda hâsıl olan her netice hayırdır.”

İmam Rabbânî (k.s.)

4. Ekiple birlikte çalışmak, kendi adımıza hareket etmemek

Birbirimize yardım ederek, birbirimizden istifade ederek, birbirimizin fikir, tahlil, uyarı ve tekliflerini alarak hareket etmek gerekir. Böylece en güzel, en iyi ve en doğru olana yönelme hâsıl olur.

Takım çalışması olan işlerde bütün halkaların güçlü olması için hep birlikte “her birimizin derdi bizim derdimiz” ve “her birimizin başarısı hepimizin başarısıdır” mantığı ile olacağı için yardımlaşma gerekir. Bu, bir müdahale değil, muavenettir/yardımlaşmadır.

Derdi ve hedefi aynı olan, anlayışı ve davranışı hedefini yansıtan dört kişinin bir araya gelmesi, yan yana dört tane bir (1111) değerinde ve gücünde demektir, yoksa sadece dört değerinde demektir.

5. Plânlı, metotlu ve prensipli çalışmak

Plân yapılırken ideal unutulmamalı, realite inkâr edilmemelidir.

“Eğer bugün hiçbir şey yapmadım demek istemiyorsan, yarın için plan yap ve uygula.”

Nihat Ateş

Mü’min, daima Allah’ın ahlâkıyla ahlâklanmaya dikkat etmelidir.

Allah’ın ilk yarattığı, bize göre ilk yaptığı, kaderi tespit için yani plânı yapmak için kalemi yaratmasıdır.

Bu konuda Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Şüphesiz Allah’ın yarattığı şeyin ilki kalemdir. (Allah Teâlâ kaleme): Yaz! buyurdu. (Kalem): Ne yazayım? dedi. Allah Teâlâ: Kaderi yaz; olanı ve ebede dek olacak her şeyi yaz! buyurdu.”

(Tirmizî, Kader, 17.)

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.